31

1.3K 99 37
                                    

MERHABALAR, KOR AİLESİ!

SON YAYIMLADIĞIM BÖLÜMÜN ARDINDAN ÇOK ZAMAN GEÇMEDİ AMA KÜÇÜK BİR BAYRAM HEDİYESİ -DAHA, ÇÜNKÜ ASIL HEDİYEM ELMAS'TA- VERMEK İSTEDİM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ, CANLAR! HERKESE MUTLU BAYRAMLAR!!!

OKUMAYLA KALIN...


26.

Doktorların tavsiye ettiği süre kadar bekledikten sonra tekrar denediler ancak aylar geçmesine rağmen genç kadın hamile kalamadı. Oysaki umut etmişti. Hatta kaybettikleri bebeklerinin doğması gereken zaman gelene kadar tekrar hamile kalacağından neredeyse emindi. Bunu istemişti. İlk bebekleri, kardeşlerinde yaşasın istemişti.

Bir süre daha sabretmeye karar verdi genç kadın. Ancak hazırlık yapmaya başlamanın zamanı gelmişti. Ancak bu süreçte dikkatli olmalı, düşüncelerini Haşim'e hissettirmemeliydi.

Ayçiçeği hasadı zamanıydı. Artık yaz geride kalmıştı. Haşim eve geç saatte geldiğinde bitkin haldeydi.

"Hoş geldin, sevgilim," diye karşıladı onu Hanım, bahçe kapısından girdiğinde. Bahçede kurdukları çardaktaydı, yaz boyunca her gece genç adamı burada beklemişti. Kocasına yaklaşıp kolunu beline doladı.

"Hoş bulduk, kadınım," diye yanıtladı Haşim, yorgun çıkan sesiyle. Ardından genç kadının omuzlarına sarılıp onu kendine çekti ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.

"Uzun bir gündü, ha?" diye takıldı Hanım, genç adamın performansındaki düşüşe dikkat çekerek. Kıkırtısı neşeliydi. Öte yandan genç adamın ona hafifçe yüklediği ağırlıkla, yürürken sendeliyordu.

"Hem de nasıl!"

"Hadi, sen duşunu al," diyerek genç adamı yukarı yönlendirdi. "Ben de o arada yemekleri ısıtayım, masa hazır."

"Çok açım!" diye homurdandı Haşim. "Yemekte ne var?"

Hanım mutfağa yönelirken kahkaha attı. "Sen her zaman açsın!"

Yirmi dakika sonra masaya doğru ilerlerken esnedi Haşim. "Şu esinti de olmasa elimde çatalla uyuyakalırdım."

O otururken Hanım, yemeğini önüne koydu. "Bu çardağı yaptırmakla çok iyi ettin. Gündüzleri ev o kadar sıcak oluyor ki, burası olmasa ben de dayanamazdım."

Genç adamın çocuksu neşesi, Hanım'a doğru yolda olduğunu gösteriyordu.

"Seni rahat ettirmek benim asli görevim," diye böbürlendi Haşim ancak göğsünü kabartması kısa sürmüş, omuzları tekrar çökmüştü.

"Günün nasıl geçti? Kolay mıydı yoksa dünkü gibi aksilikler yaşadınız mı?" diye sordu Hanım, yerine geçtiğinde.

Haşim başını salladı ve ağzındaki lokmayı yuttu. "İnan, hatırlamak istemiyorum. Sadece çok yorulduğumu ama buna değdiğini söyleyebilirim."

"Sevindim," diyerek gülümsedi Hanım. Birkaç kaşık çorba aldıktan sonra iç çekti.

"Yarın seninle gelebilir miyim? Çiftliği çok özledim... Bana seni hatırlatan mis kokulu çamlar... Dalından sebze, meyve yeme keyfi... Beni balık tutmaya götürdüğün o dere..." Hülyalı bir tavırla tekrar iç çekti. Çaktırmadan Haşim'i izliyordu, gerildiğinin farkındaydı.

"Biraz geç oldu ama istersen seni tepedeki koruluğa götürebilirim," diye önerdi genç adam. Tekrar aynı konuya dönmek istemiyordu.

"Kast ettiğim şeyin bu olmadığını biliyorsun, sevgilim," dedi Hanım. "Evimizi tamir ettirmenin zamanı gelmedi mi? Ben çiftliğe dönmek istiyorum."

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin