MERHABALAR, KOR AİLESİ!
BU, BENİM İÇİN MUSMUTLU BİR GÜN ÇÜNKÜ 5K OLDUK!
WE BU GÜZEL HABERİ YENİ BİR BÖLÜMLE KUTLAMAK İSTEDİM! HEM DE WAAT ETTİĞİM GİBİ UPUZUN BİR BÖLÜMLE!
AYRICA ELMAS'A DA YENİ BİR ALINTI EKLEYECEĞİM.
KEYİFLE OKUYUN...
OKUMAYLA KALIN...
29.
Önce nikahlarının, ardından düğünlerinin yıldönümünü kutladılar. Araya da doğum günleri sıkıştırdılar. Ancak çok istedikleri o bebek müjdesini kutlayamadılar. Genç kadın mümkün olan her tedaviyi denedi, her tavsiyeye kulak verdi. Hatta civar köyün şifacısının hazırladığı iğrenç karışımı bile içti. Haşim çabuk fark edip onu kusturmasaydı neredeyse zehirlenecekti. Bunun ardından genç adam ona bir saat azar çekti, hatta onu yatakları ayırmakla tehdit etti. Hanım, onun yardımıyla bile yapamadığı, tek başına nasıl yapacağı şeklinde sızlandı. Ağlamak üzereydi. Ancak söylediği şeyin saçmalığını fark edince kahkahalara boğuldu. Haşim de -bir süre daha ateş saçan bakışlar attıktan sonra- ona katıldı. Mutfağa kadar ulaşan sesleri Cevriye Hanım'a sessiz bir dua okuttu, zavallı yavrucaklar sonunda akıllarını kaçırmışlardı!
Şifacılarla görüşmesi yasaklanan Hanım yine de köyleri dolaşmaya devam etti. Artık canına tak etmişti. Çalışırken, hayvanlarıyla ilgilenirken, genç işçileri eğitirken, çiftlikle ilgili yeni düzenlemeler yaparken Haşim'i uzaktan izliyordu. Ah... Nasıl da mükemmel bir baba olurdu! Bu adamı çocuksuz bırakmak ona nasıl da büyük bir haksızlıktı!
Muhsin ve Süreyya'nın, küçük oğullarıyla onları ziyarete geldikleri gün kararını verdi. Haşim'i, Burak'ı kucağında hoplatırken görmek genç kadını kahretmişti. Oğlan nasıl da neşe içinde kahkahalar atıyordu! Haşim Amca'sının kollarında nasıl da mutluydu. Ve bebek, kocasının eline nasıl da yakışıyordu...
Haşim'in bir günlüğüne çiftlikten ayrılması, onun için kaçırılmayacak bir fırsattı. Eğer burada olur ve ne yapmaya çalıştığını sezerse engel olmaya çalışacağı kesindi.
Haşim eve vardığında saat onu geçmişti. Aslında çok daha erken gelmiş olabilirdi ancak aksilikler... Bu sebeple deli gibi araba sürmüştü. Karısını fena halde özlemişti ve sabırsızdı.
Ancak eve yöneldiğinde kapıda onu karşılayan Hanım olmadı.
"Karım nerede?" diye sordu, Cevriye Hanım'a ve içeri girdi.
Kadıncağız kıpkırmızı bir suratla kıpırdandı.
"Uyumuş olmalı, beyim," diye kekelerken genç adamın yüzüne bakamamıştı.
"Misafir süitinin ışığı yanıyordu, yine mi kitap okurken uyuyakaldı?" diye kendi kendine mırıldanarak merdivenlere yöneldi. Niye kendi dairelerinde değildi? Genişçe gülümsedi, belli ki karısı da onu özlemiş ve odalarına onsuz girmek istememişti. Genç adam o kadar yorgundu ki aşçının sıkıntılı halini fark edemedi. Kadının bir dua mırıldanarak ortadan sıvıştığını da fark edemedi.
Merdivenleri çıkınca dairelerinin küçük bir kopyası olan misafir süitinin bulunduğu tarafa dönerek ilerledi. Işık, yatak odasıyla bağlantılı olan oturma odasından geliyordu ancak genç adam kestirmeden gitmeye karar verdi ve daha yakında olan yatak odasına daldı. Gölgelerin arasına karışmış olan titrek kızı fark etmedi bile ve aralığından ışık süzülen ara kapıya doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR
RomanceAilesinin biricik prensesi olan Hanım'ın tozpembe hayatı, evlenmek zorunda olduğunu öğrenmesiyle birden altüst olur. Onunla evlenmek isteyen kart zamparayı vazgeçirmek için yola koyulan Hanım, kendini birden hiç bilmediği bir yerde etrafı cehennem z...