Sevgili KOR AİLESİ, yeni kitabım ATEŞ VE BUZ'a da göz atın lütfen.. Alıntıları beğenirseniz hikayeyi yayımlamaya başlayacağım..
EWET SEWGİLİ KOR AİLESİ! SERÜWENİMİZİN SONUNA GELDİK! BENİM İÇİN SON DERECE KEYİFLİ BİR YOLCULUKTU, UMARIM SİZ DE BENİM KADAR KEYİF ALMIŞSINIZDIR!
KOR'A WEDA EDERKEN BEKLENEN HABERİ DE WERMEK İSTİYORUM. KOR'UN SON BÖLÜMÜNÜN KEYFİNİ ÇIKARDIKTAN SONRA ELMAS'A BAKMAYI UNUTMAYIN.
SİZLERİ SEWİYORUM.
KEYİFLE OKUYUN...
OKUMAYLA KALIN...32.
Çiftlikteki bayram havası ne yazık ki yedi ay boyunca hüküm sürmedi. Haşim Ağa delirmiş gibiydi. O kadar titizleniyor, Hanım’ı o kadar yakından takip ediyordu ki çalışanlar bile boğuluyordu. Genç kadın da durumdan pek memnun değildi tabii. Sürekli olarak tatlı tatlı dil döküyor, en büyük düşmanın stres olduğundan bahsediyor ancak Haşim’e laf geçiremiyordu. Genç adam her seferinde suçlu suçlu bakıyor, daha sakin olacağını vaat ediyor, hemen arkasından da yumurtasını yine yarım bıraktığı için karısını azarlıyordu. Hanım son haftalarına geldiğinde öylesine kocamandı ki fazladan bir tek lokma yerse patlayacakmış gibi hissediyordu. Ancak hiçbir zaman sert karşı çıkışlarda bulunmamıştı. Bu bebeğin sağlıklı olarak dünyaya gelmesi onun da en büyük arzusuydu, Haşim’i çok iyi anlıyordu. Üstelik aylar önce edindiği bir bilgi, onu Haşim’in aşırıya kaçan davranışlarına hazırlamıştı. Cevriye Hanım, rahmetli hanımın Haşim’i doğurduktan sonra vefat ettiğini anlatmıştı. Nur Hanım, doğumda çok kan kaybetmiş ve bunu atlatamamıştı. Hanım bunun üzerine bir de ilk bebeklerinin kaybını ve sonrasında yaşadıkları buhranı ekleyince kocasının kontrolden çıkan davranışlarını yadırgayamıyordu. Ancak bir gün öyle bir şey oldu ki genç kadının sabrı taştı.Artık gün sayıyordu ve açıkçası bir an önce doğumhanenin yolunu tutmak istiyordu. Hamilelik çok ayrı bir hazdı ve doğumdan sonra bebeğiyle böylesine bütün olmayı özleyeceğini biliyordu ancak artık bitmeliydi. Haşim’in etrafına ördüğü bu altın kafesin içinde boğuluyordu.
Odaları daha o ilk akşamdan alt kata taşınmıştı ve Haşim yanında o olmadan merdivenlerin yanına dahi yaklaşmasını yasaklamıştı. Aslında yapabilse genç kadını gözünün önünden bir saniye olsun ayırmazdı. Onun yerine en sevdiği köşesinde ‘gün boyu otururken’ canı sıkılmasın diye televizyon almıştı. Hanım, televizyonu daha ilk gördüğü anda genç adamın amacını anlamış ancak sesini çıkartmamıştı.
İşte yine en sevdiği köşesindeydi ve televizyonunu izliyordu. Bacakları nasıl da şişti! Ve canı nasıl da sıkılıyordu! Hizmetliler öğlen yemeği hazırlığındaydı ve Hanım, Haşim’in onun için özel olarak tuttuğu yardımcı kızı da onların yanına göndermişti. Üstelik günlük dedikoduları da çoktan almıştı, oyalanmak için kızdan daha fazla yardım alamazdı.
Şişkin göbeğini yastık gibi kullanarak kollarını göğsünde bağladı ve filme odaklanmaya çalıştı. Başroldeki sarışın kadın, bir salkım siyah üzümü afiyetle mideye indirmekteydi. İnledi Hanım. Sahne bitti ancak ağzındaki kamaşma bir türlü geçmedi. Tekrar inledi ve bacaklarını önündeki tabureden dikkatle indirip kolçaklara tutunarak doğruldu. Üzüm zamanı çoktan geçmişti ancak dert etmedi, canı üzüm çekmiyordu. Hani asma dallarından küçük sürgünler çıkar, oraya buraya tutunarak kıvrılırdı ya, hah, işte o sürgünleri istiyordu. O körpecik filizleri dişlerinin arasında ezdiğini hayal ederek elini destek alırcasına beline yerleştirdi ve dışarıya yöneldi. Evin hemen yan tarafındaki çardakta -bir umut- yeşil kalmış birkaç sürgün bulabilirdi belki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR
RomanceAilesinin biricik prensesi olan Hanım'ın tozpembe hayatı, evlenmek zorunda olduğunu öğrenmesiyle birden altüst olur. Onunla evlenmek isteyen kart zamparayı vazgeçirmek için yola koyulan Hanım, kendini birden hiç bilmediği bir yerde etrafı cehennem z...