33

1.2K 81 38
                                    


SONUNDA MEDENİYETE DÖNDÜM, SEWGİLİ KOR AİLESİ!

DÖNDÜĞÜM GİBİ DE YENİ BÖLÜM YAYINLIYORUM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. 

BU ARADA KOR'DA SONA YAKLAŞIYORUZ. BÖLÜMLERİ UZUN TUTUP BİR AN ÖNCE FİNAL YAPMAK İSTİYORUM. 

SONRASINDA NE Mİ YAPACAĞIZ? 

ELMAS'A BAŞLAYACAĞIZ!

KEYİFLE OKUYUN...

OKUMAYLA KALIN...

28.

Haşim o günü etrafta dolaşıp onu arayarak geçirdi. Genç kadının bütün eski arkadaşlarına ulaştı ancak onu bulamadı. Eve eli boş dönmek istemiyordu ancak Hanım ondan hep bir adım öndeydi. Bu ikinci firarı da önceden planlamış olmalıydı. Ondan zaman isterken belli ki aklında bu vardı. O anda onu uzaklaştırıp kendine zaman kazanmak istemişti ve başarmıştı da.

Onu ikna etmenin bir yolunu bulmalıydı. Öyle bir plan yapmalıydı ki Hanım evine kendi ayağıyla dönmeliydi. Haşim onu dünyanın öbür ucuna dahi gitse bulur, iğne deliğine dahi girse çıkarırdı. Ancak Hanım -tıpkı dediği gibi- onu tekrar bırakır giderdi.

Bir hafta sonra hala düşünüyordu Haşim. Karısının terk edip gittiği yatağında bir kez bile uyumamıştı, sabaha kadar çalışma odasında kalıyor, genç kadının kıvrılıp oturduğu berjere dalıp gitmiş halde düşünüyordu. Fakat hala bir yol bulabilmiş değildi. Karısını geri getirmek için herhangi fiili bir girişimde de bulunmamıştı. Ancak kararlıydı. Lanet olsun, böyle bitemezdi, daha onların yapacak çok şeyleri vardı!

Oturduğunun ikizi olan boş berjere bakarken sıkıntılı yüzünde yavaş, geniş bir gülümseme belirdi. Önündeki sehpaya uzattığı ayaklarını indirirken sakindi ancak içi heyecanla dolup taşıyordu.

Hanım, habersizce çıkıp gittiği evine yine öyle dönüvermişti. Anne ve babası bir sabah uyandıklarında onu kahvaltı hazırlarken buldular. Kimse bir şey sormadı, Hanım da nerede olduğuna dair açıklama yapmadı. Haşim'den de bahsedilmedi, sanki genç kadının evden ilk kaçışıyla son kaçışı arasında hiçbir şey yaşanmamış gibiydi, sanki genç kadın gitmiş ve iki gün sonra geri gelmişti. Üstelik yanında, uzakta geçirdiği günlere dair hiçbir parça taşımıyordu; sadece ucu yanık, is kokan, buruş kırış bir fotoğraf vardı ona kocasını hatırlatacak. Onu ise hiç yanından ayırmıyordu ancak daha döndüğü gün babasının avukatına gitmiş ve boşanma işlemlerini başlatmıştı.

Resmi işlemler devam ederken her sabah Haşim'i karşısında görme korkusuyla uyanarak uzun günler geçirdi, her yenisi, bir öncekinden daha uzunmuş gibi geliyordu. Haşim gelmemişti. Ya onun geri dönmeyeceğine ikna olmuştu ya da kovalamacadan sıkılmıştı. Hanım ikisine de ihtimal vermiyordu, onun o kaz kafalı kocası bu kadar çabuk vazgeçmezdi. Ama gelmiyordu da. Gelmesini istediğinden değildi gerçi. O kararını vermişti. Yine de... onun daha ısrarcı olmasını beklerdi.

Boşanma kağıtları genç adama gönderildikten sonra da bir kıpırtı olmadı. Geri dönen kurye, bizzat Haşim Bey'in eline verdiğini söylemişti, Hanım işi şansa bırakmak istememişti. Ertesi gün kendini zorlu bir tartışmaya hazırlayarak kalktı yataktan ancak akşam olduğunda boş yere heyecanlandığını anlamıştı. Ondan sonraki günlerde gözü yolda beklediği kişi postacı oldu. Ancak postacı değil bir kurye geldi. Hanım, alıcı kutusunu imzalarken tabla olarak kuryenin getirdiği devasa kutuyu kullandı. Göründüğü kadar ağır olmayan kutuyu ve yanındaki büyük zarfı içeri, odasına taşıdı. Haşim'in kendisine ne gönderdiğini yalnız başınayken görmek istiyordu.

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin