ROAD

438 40 22
                                    


Bir hikayeyle daha karşınızdayız. Baktık hem Diall isteniyor hem Zaylena. Ayrı ayrı yazmamız çok zor olur diye bir kitapta yazalım dedik.

Oldukça karışık. Texting bölümlerde var.

Bölümler bir sürü kişinin ağzından anlatılacak. Zayn, Selena, Demi ve Niall. Gerçi oğlanların gözünden pek fazla olmayacak.

TAYLOR SWİFT- OURS İLE DİNLEMENİZİ TAVSİYE EDERİM. MULTİYE KOYDUM.

Demi

"Tam olarak ben neden gelmek zorundayım?"diye sordum yeniden karşımda oturan Selena ya. Bir yandan da dışarı merakla bakıyordum. Daha önce Londra ya gelmemiştim ve her bir köşesini görmek için can atıyordum.

Bu hep hayalim olmuştu. En yakın arkadaşım ile Londra yı gezmek yani. Selena ile yaklaşık altı yıldır beraberdik. Ve kesinlikle kusursuz olduğunu düşündüğüm arkadaşlığımız ile gurur duyuyordum. Her daim yanımdaydı ve sürekli arkamda olduğunu bilmek güzeldi.

Beraber Oxfort da ailelerimiz ile yaşıyorduk. Şey orası Londra kadar güzel değildi ama idare ediyorduk işte. Orası daha çok eski kaleler, şatolardan ve içinde yaşan züppe insanlardan oluşuyordu. Yinede beraberken herşey güzeldi.

Herneyse Londra ya gelmem için Selena çok uğraşmıştı. Ama beni ikna etmekten daha zor olan şey evde büyük ihtimalle çıkdıracak olan Teyzemi ikna etmekti. Teyzemle yaşıyordum. O tek ailemdi.

Annem ölmüştü. Babamsa hapishanedeydi. Sebebini sonra anlatırım. Ömrü hayatım boyunca babamı iki gere görmüştüm ve sonuncusunun üzerinden de bir yıl geçmişti. Hakkında pek bir şey biliyor sayılmazdım. Agh annemin nası biri olduğunu bilmek isterdim. Ne yazık ki Teyzem ona ait herşeyi yok etmişti. Bir fotoğrafları bile yoktu.

Geçirdiğim sarsıcı dönemlerde Selena ile Bayan Gomez bana çok destek olmuşlardı. Çünkü acımı anlayabilmişlerdi. Maalesef Sel de bir babaya sahip değildi. Gerçi onun babası Sel henüz doğmadan ölmüştü ama bu çok bir şeyi değiştirmezdi.

Paikolojimin bozuk olmasının sebebini pek anlayamamıştım aslında. Yalnızca hasta teşrisi konulmuştu. Oysa ben gayet normal olduğumu düşünüyordum. Yani gün içinde oldukça neşeliydim. Öyle ki bazen aşırı olan neşem insanları sinir edebiliyordu.

Örneğin ne zaman biri hüzünlü ve dertli olsa ben teselli ederken 'haklısın' gibi şeyler demek yerine işi şakaya vuruyordum. Ve bazen insanlar bundan rahatsız oluyordu. Kısacası fazla neşeliydim.

Ama bazen de yalnız kalmayı seviyordum. Gün boyu kahve içip abur cuburlar yerken kitap okumaya bayılıyordum mesela. Teyzem se bu sık yalnız kalma isteğimin sağlıklı olmadığını söylüyordu. Ben tam tersini düşünüyordum ama gel gör ki doktorlar da teyzeme katılıyorlardı. Hiç biri ergen olmam (18 yaşındayım) üzerinden gitmiyordu oysa.

Herneyse Bayan Gomez iki sene önce biryle tanışmıştı. Ve dokuz ay önce de evlenmişlerdi. O her kimse henüz tanışmamıştım. Bayan Gomez eşi ile beraber Londra ya taşınmaya karar verdi. Teyzem Selena nın yalnız yaşamasına izin vermeyecek kadar düşünceliydi.

Yani dokuz aydır Sel bizimle yaşıyordu. Konumuza dönelim. Selena Bayan Gomez in kocası ile tanışmıştı ama hiç beraber uzun zaman geçirmemişlerdi. Sel in kuzeni de Londra ya, onların yanına gidince Bayan Gomez Sel i de çağırdı.

Selena nın Londra ya gitme hayallerimden haberi vardı. Üstelik yaz tatili boyunca orada kalacaktı ve benim onsuz doksan gün geçiremeyeceğimi biliyordu. Dediğim gibi teyzemi ikna etmek biraz uzun sürdü ama başarmıştık. Aslında benim de pek gönlüm yoktu.

Yani nede olsa Selena oraya ailesi ile vakit geçirmeye gidiyordu. İşin içinde benim de olmam planlarını, düzenlerini tamamen bozabilirdi ki bu isteyeceğim son şeydi. Yinede Sel benim kadar inatçıydı.

"Yüzlerce kere açıkladım Demz"dedi Sel bıkkınlıkla. Yutkundum. Şehrin biraz dışına çıkmıştık. Fazla değil. Merkezle aramızda trafiği de sayarsak bir saat vardı. Büyük bir Mercedes deydik. Bu Bay Horan ın zengin olduğunu gösteriyordu.

"Ah harika olucak"diye ekledi Sel. Sesi oldukça neşeli ve bir o kadar da heyecanlıydı. "Niall ve Liam ile mutlaka tanışmalısın. Onları seveceğinden eminim. Beraber Madame Tussauds a gideriz. Ah ve Avrupanın en büyük alış-veriş merkezi buradaymış biliyor muydun? Oradan harika şeyler alabiliri. Makyaj malzemelerim sığmadı bu yüzden yeni-"

"Sel!"diye böldüm onu. "Sakin ol. Bunları daha önce de söyledin. Hepsini yapacağız. Merak etme"

Elleri ile gülerken yüzünü kapadı.

"Fazla gerginim"

"Evet bende"dedim derin bir soluk olurken. Ama neden gergin olduğum konusunda en ufacık bir fikrim yoktu. Sonubda şoförün "geldik bayanlar"demesi böldü sessizliği. Merakla telefonumdan ayırdım ve camdan dışarıya yönelttim bakışlarımı. Gözlerimi kamaştıran malikane arabadan indiğimizde daha da görkemli bir hal aldı. Öyle ki zaten şatolarla dolu bir şehirde yaşayan ben buraya hayran kalmıştım.

Arkamı dönüp güzelim bahçeye baktım. Ardından tekrar malikaneye. Şu anki durumumu tanımlayabilecek tek kelime vardı. Hayranlık. Ve hayranlığım eşliğinde iç çektim. "Gel hadi"dedi Sel heyecanla. Sel in daha önce buraya geldiğini biliyordum. Kısa bir hafta sonu kalmıştı.

Peşine takıldım. Beraber fazla olmayan merdivenleri çıktık ve kapının girişinde durduk. Bu sırada şoför de valizlerimizi getirmekle meşguldü. Ah seli bilmem ama ben sırf kozmetik ürünlerim için bir valiz almıştım. Nede olsa M.A.C makyaj malzemeleri özel bi yerde durmayı hak ediyordu değil mi? Onları alabilmek için neler neler yapmıştım. Sonuçsa mükemmeldi.

Sel kapıyı tereddütle çaldı. Soludum. Neden heyecanlandığımı bilmiyordum aslında. Sadece içim kıpır kıpırdı.

Ve sonunda kapı açıldığında, kabul etmem gerekiyor ki büyüleyici mükemmel mavi gözlere sahip olan adam bize gülümsedi.

Gençler lütfen yorum yapın. Yorumlarınızın çok önemli olduğunu biliyorsunuz.

HOME •» zaylena+diall -tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin