Multideki şarkıyla okuyun gençler :)
SELENA
"Selena!"dedi kapıda duran Bay Horan. Ah bu adamı seviyordum. Neden bilmiyorum ama seviyordum işte. Annemi mutlu ettiğini düşünüyordum. Bende ona onun gibi neşeli sesimle karşılık verdim
"Bobby"ona bay Horan dememden hoşlanmıyordu ve baba demem konusunda da hiçbir zorlama yapmamış hatta direk adıyle seslenmemi söylemişti ki bu benim işime geliyordu (resmiyeti seven biri değilimdir)
hemen beni kolları arası aldı ve sıkıca sarıldı. Bende ayrıldıktan sonra Demi 'ye dönmesiyle bende Demz'e baktım. Gerginliğini atmış gibiydi o daha Bobby konuşmadan söze atıldı ve" merhaba bay Horan" Bobby hemen başıyla onu selamladı ve yüzündeki kocaman gülümsemeyle elini sıktı.
Ben hayran hayran etrafa bakınan Demi'yi izlerken bi anda çevremde sımsıkı kollar hissettim. Aman tanrım bu her kimse sanırım kemiklerimi kırmak istiyordu. Bu kişinin kim olduğunu anlamam uzun sürmedi çünkü bu güzel kokusuyla ve sıcaklığıyla bana güven veren ancak bi kişi olabilirdi ve bu tabi ki annemdi.
Bende hemen ona sıkıca sarıldım annem benden ayrıldıktan sonra aynı şekilde demi'ye de sarıldı. Annem onuda kızı gibi görüyor bende ayrı tutmuyordu ve bu ikimizinde çok hoşuna gidiyordu. Annem demi'ye sarıldığı sırada aynı zamanda bana da sıcak bir gülümseme yollayıp
"Hoşgeldiniz kızlar. Ah sizi çok özlemişim" demi'de içtenlikle anneme karşılık verirken ben sadece gülümsemekle yetindim.
"Bu arada hemen söyleyeyim yakında Bob ile düğünümüzü yapacağız." Gözlerimi pörtlettim. Doğru ya bir düğün yapmamışlardı. Açıkçası ben yapmayacaklarını düşünüyordum. Bunu hiç beklemiyordum ama karşı da değildim. Nede olsa annem bir düğünü hak ediyordu.
Bu arada birinin neşeli bi şekilde adımı seslenip bana doğru geldiğini gördüm. Ah evet şapşik kuzenim Liam. Bende aynı ses tonuya ona seslenip sarıldım. Liam benden ayrıldıktan sonra demi'yi fark etti ve her zamanki centilmenliğiyle(umarim dogru yazdim) demi'ye yaklaşıp en samimi ifadesini yüzüne koyarken konuşmaya başladı.
Bense bu sırada uzun süredir gelmediğim evi inceliyordum. Ama değişen pek bir şey yoktu yani herşey hala mükemmeldi. Zaten bu evi gördüğüm ilk andan beri çok beğeniyorudum. Bobby'nin Madam Charlotte'a seslenmesiyle irkildim ve onlara döndüm Bobby düşünceli davranarak Madam Charlotte'a demi'ye evi gezdirmesini söylerken benim cana yakın(!) kuzenim bu işi kendisinin yapabileceğini söyledi.
Demi'nin bu olaya karşı biraz çekindiğini fark etsemde karışmak istemedim. Onalar mutfağa doğru yol alırken bende merdivenlere yönelip üvey kardeşim niall'ı bulmak amacıyla onu özel kütüphanesine gitmek için merdivenleri çıkmaya başladım. Biraz daha yürüdükten sonra odaya ulaşıp içeriye bakındım ama kimse gözükmüyordu bende evde olmadığını düşünerek odama doğru yol aldım.
Bu arada Liam ve demi merdivenlerin başındalardı. İyi anlaşmısa benziyolardı ki umarim öyledir. Hayatımda önem verdiği insanların kavgalı olmalarını kim ister ki.
Bunları düşünürken odama girmiş ve valizimi kapının yanına fırlatıp kendimi yatağa atmıştım. Niall'ın nerde olduğunu düşünüyordum onu çok özlemiştim her ne kadar üvey kardeşim olsada bazen benim için olmaya öz abim bazense ikizim gibi davranıyordu bu benim için bulunamaz bir fırsattı kim üvey kardeşiyle bu kadar iyi anlaşırdı ki düşüncelerimi üzerime dökülen soğuk su böldü. Ben donmuş bir şekilde bunu kimin yaptığına bakmak için ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açarken onun o eşsiz ve bulaşıcı kahkahasını duyunca bende gülmeye başladım. Gülmemi durdurduğumda o hala gülmeye devam ediyordu. Ah üzgünüm nialler intikam almalıyım" Nialler kaçsan iyi edersin çünkü seni yakaladığımda o civciv sarısı saçlarını yolacağım" dememle yerden kalkıp -ki ne zaman yere yattığını bilmiyorum büyük ihtimalle gülerken düşmüştür şapşal- odadan çıkmak için kapıyo doğru adımlamasıyla kapıya çarpması bir oldu ne kadar içim sızlasa da gülmeden edemedim
"şapşal olduğunu söylemiş miydim nialler" "hemde yüz kere" diye bağırdı merdivenlerden koşarak inerken bende zaman kaybetmeden arkasından koşmaya başladım aşağıya inip salona geçince tam niall'a seslenmek için bağıracakken niall'ın esmer birinin arkasında durduğunu görünce sustum ama hala niall'a sinirli sinirli bakıyordum. Bunu fark eden niall önünde ki çocuğa daha fazla yapışıp
" zaynie kurtar beni şu cadıdan" esmer çocuk gülerken bende nialla cevap vermekte gecikmedim
" cadı ha!?! Bunu sana ödeteceğim nialler gece sem uyurken keseceğim o boyatmak için paralar döktüğün saçlarını görürsün sen" bunları duyar duyma esmerin arkasından çıkıp bana yaklaştı ve önüme gelip konuşmaya başladı
" çok özür dilerim sel lütfen saçlarıma dokunma. hem bem seni çok özledim hadi affette sarılalım. yukarda yaptığım şeyler için de özür dilerim. ama sana seslenmeme rağmen bakmamıstın" .bu uzun konuşmasına güldükten sonra omuzlarından tutup kendime çektim ve sıkıca sarıldım.
" Ahh!?! Bu haksızlık ama ben sana kızamıyorum ki!" o da güldü ve biliyorum tavırlarını takınıp dikleşti bi anda gelen kahkaha sesiyle gözümüzü esmere çevirdik ve Aman tanrim! onun burda olduğunu unutmuştum ben bizim ona baktığımızı görünce ukalaca
" Ne! Bence gayet komikti" bunun üzerine bizde kahkaha patlattık. Gülmemiz bitince - bugün ne kadarda çok güldüm ben böyle- esmer cocuk elini bana uzattı ve
"Ben zayn sende selena olmalısın" ah bu çocuk ne güzel gülüyo.
"Evet evet öyle . çok memnun oldum""İnan ben daha fazla"
Arkadaşlar hikayenin başlangıcı şerefine iki bölüm paylaştık yorumlarınızı dört gözle bekliyoruz xxx -z
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOME •» zaylena+diall -tamamlandı
أدب الهواة"Çok güzelsin Lovato"dedi büyüleyici sesiyle. Eşsiz gözlerine baktım. Kızardığımdan emindim. Güldüm. "Hah bu senden duyduğum ilk pozitif şeydi"dedim hafif kıkırtımla. Gülümsedi. Elini yanağıma yerleştirdiğinde teninin temas ettiği her nokta kavruldu...