Plan Of Selena

132 16 25
                                    

DemiTanrım! Bunu cidden yaptığına inanamıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Demi
Tanrım! Bunu cidden yaptığına inanamıyordum. Ve anlık bir şey değildi. Yaklaşık on saniyedir eli bacağımdaydı. Kavramıştı ve bir yandan baş parmağı ile şortumdan itibaren çıplak olan yerleri okşuyordu. Her şekilde bunun bozulmasını istemediğim için ona ayak uydurmaya devam ettim ve bacağımı tekrar bacağına sürttüm. Bunun ikimizide tahrik ettiğini biliyordum ama bilimsel açıdan tuhaf geliyordu.

Yani...diğer tüm açılardan da. Niall bunun benim için sağlıksız olduğunu biliyordu. Kendi ağzıyla söylemişti ve bu konuda dün, beni bayağı yalvartmıştı. Peki şimdi değişen ne olmuştu? Belki de benim gibi kendine engel olamamıştı ki bu iyiye işaretti. Niall bacağımı hafifçe sıktığında, tüylerim diken diken oldu.

"Sen iyi misin Niall?"diye sorduğunda Louis, yapmakta olduğum şeyi bıraktım. Çünkü belli ki fazla belli ediyorduk. Ya da en azından o fazla belli ediyordu. Aynı anda Niall da elini çekti. Ve boğazını temizledi.
"Evet. Evet iyiyim"

Hepsi bana aynı anda dönüp baktığında sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıp krepime gömülme kararı aldım. Üzerine döktüğüm reçele krepi iyice buladım. Ama başımı kaldırdığımda, hala hepsi bana bakıyordu.

"Ne?"diye sordum. Belli ki olup bitenlerle ilgili fikirleri vardı. Ve ya en azından gözlemleri. Harry ağzını açmış bir şey söyleyecekti ki çalan telefonum ona engel oldu. Tanrıya şükür. Arayan Selenaydı ve ben etraftakilerin anlamaması için onu Smith diye kaydetmiştim. Aklıma ilk S ile başlayan isim Smith gelmişti.

"Bunu açmam gerek"dedim ve masadan kalktım. Selena'nın ortalama kahvaltı saatimizi bildiğinden emindim. Ve bu saatte beni araması için iyi bir sebebi olmalıydı. Belki de psikolojik açıdan iyi değildi. Bunu gayet normal karşılardım. Nede olsa en yakın arkadaşı benim gibi bir deli değil mi?

"Smith de kim?"diye sordu Niall ben mutfaktan çıkarken. Nedenini bilmiyorum ama ona gizli bir şekilde Selena olduğunu söylemedim. Selena olduğunu bilmesini istemedim. Birazcık kıskanabileceğini ve ya en azından sinir olabileceğini düşünerek.
"Yakın bir arkadaşım"dedim ve çıktım oradan. Banyoya ilerledim. Bu kattaki en güvenli oda orasıydı sanırım. Kapıyı kapatıp telefonu açtım.

"Hey"dedim Selena ya. "Hey. Napıyorsunuz? Durumlar nasıl?"diye sordu. Sesi iyi geliyordu.

"Kahvaltı yapıyoruz. Hiç sorma. Neler olduğu konusunda en ufacı bir fikrim yok."diye açıkladım kısaca.

"Yine dengesiz davranıyor değil mi?" Ah beni ve onu (Niall) cidden iyi tanıyordu. "Tahmin bile edemezsin"dedim bıkkınlıkla. Beni çıldırtıyordu. Ve bu saçma davranışlarının ondan uzaklaşabilmemi sağlayacağını düşünüyor ise, yanılıyordu.

"Ben...agh onunla beraber olmak istiyorum. Ama o buna izin vermiyor. Sağlıksız olduğunu söylüyor. Her ne kadar bende bunu bilsemde kendime engel olamıyorum."

"O halde olma. Demz boşver doktorların dediklerini. Bu halde daha çok acı çekeceksin. Ve..klasik taktikleri bilirsin. Bana kalırsa onu kıskandırman işe yarar"

Ah bunu deneyebilirdim ama kesinlikle Liam'ı kullanmayacaktım. Kesinlikle. Asla ve asla.

"Zayn nasıl?"diye sordu sonunda Selena. Şimdi bana söyleyin. En yakın arkadaşınıza nasıl deliler gibi aşık olduğu kişinin, o burada olmadığı için berbat halde olduğunu söyleyebilirsiniz? Çok basit. Söyleyemezsiniz.
"O...iyi. Aynı"diye geçiştirme amacıyla bir şeyler geveledim işte.

"O kadar mı kötü?"

Derin bir nefes alıp seslice verdim.

"Onu görmeye ihtiyacım var Demz. Ama uzaktan yapamam. Bu kez yakından görmeye ihtiyacım var. Hemde çok"

Vee işte o beklediğim hüzünlü ton ve hüzünlü konuşmalar geldi. Ama, haklıydı. Ben, Niall'sızlıkla başa çıkabilmiştim çünkü onu hiç görmemiştim. Ama Selena, onu sık sık uzaktan görmek, ona dokunamamak ve kokusunu almamak zorunda kalmıştı.

"Biliyorum Sel. Ama...aklıma bir şey gelmiyor. Yani ortaya çıkmandan başka"

Bu arada bana hala şu olayları açıklamamıştı. Niall'ın ona ne konularda, nasıl yardım ettiğini, nerede kaldığını, nasıl başa çıktığını...

"Sanırım aklıma bir şey geldi"dedi o bildiğim tonla. Hani şu şeytanilik barındıran. "Mükemmel bir şey"diye ekledi. Kaşlarımı çattım.

"Beni korkutuyorsun"

"Harika bir planım var Demz."

***

"Geliyorum"diye seslendim kapının arkasındaki kişi her kimse ona. Kahvaltımızın sonlarına yaklaşmış ilen Teyzem, nedense beni değil, en sorumlu kişi olarak gördüğü Liam'ı arayıp, o gelmeye evi toparlamamızı rica etmişti çünkü bir konuğumuz olduğunu söylemişti. Masa toplanıp mutfak düzeltildikten sonra diğer işlere geçicektik ki neyseki zil beni kurtarmıştı. Kapıyı açtım. Karşımda tanımadığım, kahve saçlı, sakallı, uzun boylu bir adam vardı. Benim yaşlarımdaydı. Her ne kadar bakışları tanıdık gelse de onu tanımadığımdan eminim.

"Nasıl yardımcı...."devam edicektim ki duraksadım. Hadi canım. Yarım saat önce Selena telefonda bana planını anlatmıştı. Kılık değiştirip gelicek, biraz kalıcak, Zayn ile zaman geçirecek ve gidecekti. "Aman Tanrım!"dedim hafif yüksek sesle. Açıkçası bu kadar iyi bir şey beklemiyordum. Gülümsedi.

"Nasıl görünüyorum?"diye sordu. Güldüm. "Eğer kız kardeşim olmasaydın seni tanıyamıycaktım Demz. Yani Zayn'in tanımıycağından eminim. İçeri gel"dedim ve ona kapıyı açtım. Zayn'in, onun Selena olduğunu anlamasına imkan yoktu.

"Pekala. Dostum Smith'sin"

"Anlaştık"

"Kim gel...di?"diye sordu mutfaktan çıkıp oturma odasına gelen Zayn. Onu gördüğünde ise sözünü durakladıktan sonra tamamladı. Ardından çocuklarda teker teker geldiler. Hepsi Selena'yı süzdü. Hayır. Onu kesinlikle tanımamışlardı. Hala bunu nasıl becerdiği konusunda en ufacık bir fikrim yoktu. Fazla gergin olmalıydı. Nede olsa Zayn anlarsa oracıkta kalp krizi geçirebilirdi. Ama Selena tiyatroya meyilli biriydi.

"Umm merhaba?"dedi Zayn sessizliği bozmaya karar vererek. "Merhaba Zayn"dediğinde Sel gözlerimi pörtlettim. Ve ona bir işaret vermek için hafifçe öksürüp boğazımı temizliyormuş gibi yaptım.

"Ehem şey...Demi bana hepinizden bahsetmişti. Ben Smith. Ve sizde...Zayn, Louis, Liam ve Harry. Ama seni tanımıyorum"dediğinde Niall'ı işaret ederek, gülmeden edemedim. "Ben Niall"dedi Nialler.

"Evet aferim sana"diye mırıldanarak onu ters yüz etti Selena. Ellerimi çırptım. "Pekala! Hadi siz yapacak birleyler bulun! Bende biraz abur cubur hazırlayayım"diye mutfağa koştum. Buz dolabından dondurmayı çıkardım. Kaynaşabilmelerini umuyordum. Kişi sayısı kadar tabak aldıktan sonra zar zor kaşık ile dondurmaları koymaya başladım. O sırada içeri Niall girdi. Ve kalbim yeniden pır pır etme nöbetine geçti.

"Bu da ne oluyor şimdi?"diye sordu kızgın bir tavırla. Omuz silktim. "Onu ne diye buraya getirdin?"diye sordu tekrar. Evet! Sanırım onu biraz kıskandırabilmiştim. "O benim yakın arkadaşım. Yani neden olmasın?"

"Onu sevmedim."diye mırıldandı. Kıkırdadım. "Yazık"dedim ona dönerek. Yaklaşmaya başladım. Ve geri çekilmemesi beni şaşırtıyordu. "Yoksa kıskanıyor musun?"diye sorduktan sonra Baş parmağıma bulaşmış olan italyan karemeli dondurmayı yaladım. Bana doğru bir adım attı. Ve mırıldandı.

"Belki"

HOME •» zaylena+diall -tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin