Gun

133 24 18
                                    

Multideki şarkı çok güzel millet. Tavsiye ederim.

Neil in resimlerine bakıp göğüs kıllarıyla feels geçiren tek manyak ben diğilim demi jahdjshd

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Neil in resimlerine bakıp göğüs kıllarıyla feels geçiren tek manyak ben diğilim demi jahdjshd

Demi

Dün akşam Bay Horan ın dediklerinden sonra Sel e bakma bahanesine dayanarak oradan hızla uzaklaşmıştım. Ağlaya ağlaya tabi. Halimi gören ve arkamdan gelen Harold Bay Horan ın, Niall ın gelmesine izin vermediğini söylemişti. Ve beni eve götürmüştü. Uzun bir ağlama ve teselli seansından sonra uyuya kalmıştım.

Demek evlilik. Artık herşey bitmişti. Herşey. Asla beraber olamazdık. Olmamalıydık da. Olamayacaktık. Ertesi sabah yavaş yavaş bilincim yerine geldiğinde bir kolun beni sardığını fark ettim. Liam olduğundan bir şekilde emindim. Nede olsa ne zaman Niall saçma ve ya pislikçe bir şey yapsa ya da en azından beni üzse yanımda bulunan kişi Niall oluyordu. Bu yüzden hareket ettim ve uyanık olduğumu anlamasını istedim.

Belli ki o da uyanıktı ki kolunu çekti. "Günaydın Lovato"dediğinde yanımda yatan kişinin Niall olduğunu anladım. Yutkundum. Elinin bacağıma temas ettiğinde de ondan uzaklaştım. Bu yanlıştı. Çok yanlış. Niall derin bir soluk vermedi.

"Onunla evlenmeyeceğim Demi."dedi donuk sesiyle. Kaşlarımı çattım. Daha sonra ona döndüm. Evlenmeye dünden hazır olan ve uzun süredir tanıştıkları Celine ile evlenmekten sırf benim için vaz geçiyorsa, bunu yapmamalıydı. Çünkü belli ki ilişkilerini Bayan Gomez ve bir o kadar Bay Horan da onaylıyordu.

"Pekala sana herşeyi anlatıcam. Ama bunları bildiğini kimse bilmemeli."diye uyarıda bulundu. Merakla baktım ona. Burnunu çekti. Ah o kırmızı yanaklarını öpmeye doyamayacağımdan emindim. Kendimi öylesine zor tutuyordum ki ona sarılmamak için. Fazlasıyla mükemmeldi.

"Lisedeyken Celine ile gerçekten çıkmıştık. Ama kesinlikle ona aşık değildim. Zaten pek de uzun sürmemişti. Liseden sonra babam...şey o şirketinden para kaçırmaya başlamıştı." Gözlerimi pörtlettim. Bay Horan ın böyle bir şey yapmış olduğuna inanmak cidden güçtü. Ama her türlü Niall ın bu kadar gizli, ailevi şeyleri benimle paylaşabiliyor olması çok hoştu. 

"İş çığrından çıktı ve şirkte çöküşe geçti. O zamanlar Celine in babası yardımımıza koştu. Celine in benimle biraz takıntılı olduğunu öğrendim. Babasının şartları arasında bizim birlikteliğimiz de vardı. Babam kabul etti"

"Sana sormadan mı?"diye girdim araya. Gözlerini kaçırdı. "Babam benim duygularımı ve isteklerimi pek umursamaz. Bende dediğini yapmak zorunda kaldım çünkü böylece...böylece belki biraz bana...ilgi gösterir diye düşünüyorum"dedi zar zor. Somurttum. Dudaklarımı büzdüm. Gözlerinde yaşlar oluşmaya başladığını gördüğümde de elimi yanağına koydum. Teselli etmek amacı ile ve işe yaramıştı da. Yüzünde hoş bir tebessüm oluştu. O...yalnızca burkulmuştu. Ve daha önce de söylediği gibi, sevgisiz yetişmişti. Devam etti.

"Şimdi de düğün işini çıkardılar işte başıma. Ama bir planım var Lovato"

Kaşlarımı kaldırdım. Bir plan.

"Onunla evlenmeyeceğim. Ama düğün gününe kadar sabretmek zorundasın. Herşeyi o gün yoluna koyacağım. Söz veriyorum"dedi yumuşakça. Ve elimi tuttu. Yutkundum. Başımı aşağı yukarı sallamak ile yetindim çünkü nutkum tutulmuştu. Gülümsedi yeniden.

"Seni seviyorum Lovato. Gerçekten seviyprum"

***

2 Gün Sonra

İki gündür hayatta kalmak konusunda büyük bir performans sergilediğimi söylemek isterim. Niall ın bana herşeyi anlattığı gün eve Celine gelmişti. Ve düğün hazırlıkları konusunda ona yardımcı olmamı istemişti. Bahanelere sığınarak teklifini geri çevirsemde Bay Horan ın anlam veremediğim itirazları sonucunda yapmak zorunda kalmıştım.

Niall sız, Selena sız, Liam sız, yalnızca Celine ile saatler geçirmiştim. Ona en kötü elbiseleri yakıştırmıştım. En kötü dekorları seçmiştim. Ama daha sonra o çabamdan vaz geçmiştim. Saçmaydı. Onu bu konuda kıskanmak yani. Nede olsa Niall bir planı olduğunu söylemişti. Ona güvenmeliydim.

Kilisedeydik. Bütün konuklar yerlerini almıştı. Selena ve Zayn gelmemeyi tercih etmişlerdi. Ve annesi ile Bay Horan karşısında gösterdiği savaş konusunda Selena ile gurur duyuyordum. Liam ın yanına geçtim ve oturdum. Derin soluklar alıp veriyordum. Kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Kürsüde, pederin yanında duran Niall a baktım. Stresli gibiydi. Belki de en az benim kadar stresli.

"İyi misin?"diye sordu Liam. Ona baktım. Zar zor başımla onayladım. Liam yavaşça elimi tuttu.

"Herşey yoluna girecek Demz"dedi beni rahatlatmaya çalışarak. Bende öyle umuyordum. Sanırım Liam beni biraz olsun sakinleştirmeyi başarmıştı. Ama piyanonun çalmaya başlaması ile stresim ikiye katlandı. Dudağımı ısırdım. Kapı açıldığında herkes ile beraber ayağa kalktım. Liam hala elimi tutuyordu. Celine içeri girdi ve...lanet olsun! Gelinliği cidden çok güzeldi. Yürüdü ve kürsüye, Niall ın yanına gelince durdu. Karşısına geçti.

El ele tutuştuklarında neredeyse ölüyordum. Tanrı biliyor ya Niall ın şu planını bekliyor olmasaydım onu oracıkta parçalayabilirdim. Git gide daha da korkmaya başlamıştım. Ve tereddütlerim artmıştı. Belki de Niall ın bir planı yoktu. Belki de sadece daha da üzülmemem için söylemişti bunları. Belki de elinden bir şey gelmiyordu. Peder konuşmaya başladığında Liam dikkatimi dağıttı.

"Hey sakinleş hadi. Titriyorsun Demi."  Ah sanki bu çok anormalmiş gibi konuşuyordu. Belki de Liam ın Niall ın şu gizli tuttuğu planından haberi yoktu ama her şekilde bunlar bana demesi gereken son şeylerdi. Sakinleşmiş. "Elimde değil"diye mırıldandım.

"Ya siz Bay Niall Horan?"dedi Peder. "Bayan Celine Emily Davis i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Bana baktı. Mavi gözleri beni süzdü. daha sonra gözlerimi buldu. Gözlerim dolmuştu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Evet derse ne halt yiyeceğimi bilmiyordum. Elimden hiçbir şey gelmiyordu.

"Agh"dedi Liam ve o an elini fazla sıktığımı fark ettim. Kızarmıştı. Elimi çektim. "Afeder-"

"Üzgünüm"dediğinde Niall duraksadım. Gözlerimi pörtlettim ve o yöne çevirdim. "Üzgünüm ama bunu yapamam."diye ekledi. Tanrım! Evet! Evet! Bi an için içinde kabul edeceğine dair korkular oluşmuştu. İtiraf etmeliyim ki bir an için ondan şüphe etmiştim. Kendimi içimden azarladım. Kürsüden indi ve yürümeye başladı.

"Niall! Hiçbir yere gitmiyorsun!"

"Bunu yapamam baba. Sırf senin için sevmediğim biriyle evlenemem!"diye kükredi Bay Horan a karşı Niall. "Kapıları tutun!"diye bağırdı Celine in babası ve kapının önünde siyah takım elbiseli iki adam geçti. Devasa adamlar. Kaşlarımı çattım.

"Hepsi onun yüzünden!"diye ciyakladı Celine beni işaret ederek. "Hey! Orada dur bakalım"dedi Liam. "Demi hiçbir şey yapmadı."

"Hiçbir yere gitmiyorsun Niall!"diye bağırdı yeniden Bay Horan. Niall a baktım. Çatık kaşlar ile ne yapacağını düşünüyordu. Bana baktı yeniden. Yutkundu. Ve birden kolumdan tutup beni kendine çektiğinde herşey ağır çekimde oluyor gibiydi. Birden ona sırtımı dönmemi sağladı. Ve kolunu boynuma dolayıp nerden çıkardığını bilmediğim silahı başıma dayadı. Tanrım! Neler oluyordu?!

"Niall. Ne yapıyorsun?"diye sordum zar zor. Niall boynumu biraz daha sıktı.

"Gitmemize izin vericeksiniz. Yoksa tetiği çekmekten hiç çekinmem baba."

Saçmaladın iyice diyceksiniz. Çok klişe gözüküyor biliyorum ama sonraki bölümde fikrinizi değiştireceğinizden eminim. Bana güvenin olur mu? Yorum ve oy lütfen :))

HOME •» zaylena+diall -tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin