"Çok güzelsin Lovato"dedi büyüleyici sesiyle. Eşsiz gözlerine baktım. Kızardığımdan emindim. Güldüm.
"Hah bu senden duyduğum ilk pozitif şeydi"dedim hafif kıkırtımla. Gülümsedi. Elini yanağıma yerleştirdiğinde teninin temas ettiği her nokta kavruldu...
Multideki şarkı mükko gençler. Kesin biliyorsunuzdur.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Demi
"Neler oluyor?"diye sordu Liam Niall çekip gittikten sonra. Yukarıya adımladı. Yatağa oturdum. Elim ile ağzımı kapattım. Şiddetle gelen göz yaşlarımı tutmaya çalıştım. Karşımda durdu.
"Demi!"dedi sesini yükselterek. İşin bu raddeye geleceğini hiç düşünmemiştim. Liam a nasıl açıklama yapacaktım? Kalbi kırılırdı ve bu istediğim en son şeydi. Üstelik bu Niall ile aralarının bozulmasına da sebep olurdu. Ne yapmalıydım? Hiçbir fikrim yoktu. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu ki!
"Liam bana bir dakika verir misin lütfen?"diye sordum ona fısıltıyla. Ellerimle bu kez bütün suratımı kapattım. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı. Öncelikle Liam a yalan söylememeliydim. Herşeyi açıkça ama bir şekilde kalbini kırmadan anlatacaktım. Sonra da Niall ı bulmalıydım. Onun yanına gidince ise ne yapacağım bilmiyordum. Elim ayağıma dolaşacaktı ve yine kekeleyecektim. Bundan emindim.
"Hayır! Açıkla!"diye bağırdı birden Liam. Ellerimi indirdim. Bağırmakta haklıydı. Derin bir nefes aldım. Ellerim titriyordu. Soluğum da öyle. Her yanımı telaş sarmıştı ve Liam bana merakla bakıyordu.
"Seni sevdiğini söyledi Demi. Bunu biliyor muydun? Cevap ver!" Başımı iki yana salladım. Beni sevdiğini söylemişti. Tanrım Niall beni seviyor muydu yani? Belki de yalnızca o anki siniri ile söylemişti. Belki de onu kast etmemişti. Ve ya belki de Celine söylediklerinde haklıydı. Belki de cidden beni seviyordu. Düşüncesi bile kalbimin sıkışmasına sebep oluyordu.
"O yüzsüz herifi mahvedeceğim"dedi Liam. Odadan hızla çıktı ve merdivenlere yöneldi. Hemen ayağa kalktım. "Onu geberteceğim"diye söyleniyordu merdivenlerden inerken. Bir dakika yoksa cidden Niall ı bulmaya mı gidiyordu. Kafama dank ettiği an adımlarımı hızlandırdım ve merdivenin yarısında bileğinden tutup Liam ı durdurdum.
"Nereye gidiyorsun?"diye sordum ona. Yanılıyor olmayı umuyordum. "Ona bunu ödeteceğim. Elini kolunu sallayarak gelip, seni sevdiğini söyleyip, ortalığı karıştırıp, çekip gidemez."
Kolunu benden kurtarmayı başardığında attığı ilk adımda yeniden yakaladım onu.
"Ona napacaksın?" Anlamıyordu. Onu suçlayamazdım. Benim duygularımla ilgili hiçbir şey bilmiyordu. "Bir güzel benzeteceğim"deyip yeniden bileğini benden kurtardı Liam. Merdivenleri indi ve kapıya yöneldi bu kez de.
"Liam saçmalama"dedim arkasından. "Demi anlamıyorsun. Bu yaptığı resmen aramıza girmek. İlişkimizi bozmaya çalışıyor!"dedi şiddetle. Hadi ama. Ne ilişkisi. Buna ilişki denemezdi. Beni öpmeye çalışmıştı ve bende engel olmuştum. Bundan bir şeyler çıkarabileceğini düşünmüştüm. Kapıyı açtığı an bu kez omuzundan tutup durdurdum onu.
