Demi
"Selam Demz"
"Tanrım. Onu sende görüyor musun?"diye sordum Angelica ya bakıp. Angelica hafifçe tebessüm etti. Yeşil gözleri ışıldadı. "Evet". Ağzımı açtım. "Sende mi delirdin yoksa?"dedim yeniden ona. Karşımda, üzerinde ona büyük gelen Adidas forma giymiş olan Sel iç çekti.
"Demz. Ben gerçeğim"dedi bıkkın bir tonla. Düşündüğümden daha da deliydim sanırım. Gözlerimin yaşardığını hissetmiştim. Korkmaya başlamıştım. "Konuşuyor"diye fısıldadım Angelica ya doğru çünkü Selena nın hayaletinin beni duymasını istemedim. Hayaletlerin duyma yetisi vardı değil mi? Yani öbür dünyadan buraya gelebiliyorsa -ki Sel oldukça üşengeçtir, televizyonu bile yatarak izlerken yan devirir- beni rahatlıkla duyabilirdi de.
"Tanrı aşkına Demi. Buradayım"dedi yeniden Selena nın hayaleti. Hey! Hiçbir hayaletin gelipte benim psikolojimi bozmaya hakkı yoktu! Özellikle de Sel in hayaletinin. Ama eğer o cidden Sel in hayaleti ise belki de Sel in davranışlarını barındırıyordu. Ayağa kalktım. Ona doğru yürüdüm. Bu sırada Angelica stresli görünüyordu. Ve Selena nın hayaletine dokundum. Dokunabildim. Bu onun hayalet olmadığının göstergesiydi. Hayaletlere dokunulamaz. O gerçekti! Gerçekten buradaydı. Selena ile bol bol sohbet etmiştik. Her zamanki gibi saçma şeylerden konuşmuştuk. Ünlüler, makyaj malzemeleri, ünlüler...
"Ya Niall yaşadığını biliyor mu?"diye sordum Selena ya. Kaşlarını çattı. "O hapisten çıktı mı ki?"diye sordu sorumun üzerine. Hapis...
"Tanrım Niall hapiste mi?!" Sevgilim hapiste miydi yani? İyide bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Sel başını hafifçe aşşağı yukarı salladı. Angelica ya baktım. Bizimle beraber yatakta oturan Angelica ya. "Her cumartesi hapisten kaçıp mı buraya geliyor?"diye sordum ona. Angelica ile Selena kısa süreliğine bakıştılar ve ben bakışmalarına hiç anlam verememiştim. Angelica dizimi okşadı.
"Tatlım her cumartesi gelen ve bütün gününü geçirdiğin kişi Liam unuttun mu? Niall sen buraya gelmeden önce hapse girmişti"
Gözlerimi devirip dalga geçer bir tavırla güldüm.
"Peh hayır. Az önce beraberdik. Onu apar topar gönderdin ya."diye hatırlattım zavallı Angelica ya. Güya deliren bendim. Selena ve Angelica kısa süreliğine bakıştılar. Hapiste olmasına ramen buraya gelebilmesi çok hoştu doğrusu.
"Ne kadar orada kalıcak?"diye sordum Angelica ya. Dudaklarım titriyordu. Ağlamak üzereydim. Angelica zar zor konuştu. "Yedi yıl". Ve dayanamayıp ağlamaya başladım.
Niall ın hapise girişi beni mahvetmişti. Neredeyse Selena nın ölümünün mahvettiği kadar. Üstelik suçsuz yere. Memur Flynn i ikna etmeyi başarmış olsamda o hiçkimseyi ikna edememişti. Kimse bana inanmamıştı. Ve Bay Horan! O adam pisliğin tekiydi! Bayan Gomez in hala onunla olduğuna inanamıyordum! Kendi öz oğlunu açıkça satmıştı o pislik herif. Suçsuz olan oğlunun onun yerine on yıl hapis yatmasına göz yummuştu. Buradan çıkar çıkmaz ondan Niall ın intikamını alacaktım. Agh bunu düşününce deli kalmış olmayı ummaya başlamıştım.
Hayır. Hayır ben iyileşmiştim. Her ne kadar Niall a üzülüp onun için dua etsemde artık onu unutmam gerekiyordu. Belki de beni kandırmıştı. Bu ihtimali her zaman göz önünde bulundurmalıydım. Yani belki de gerçekten parayı o çalmıştı. Bay Horan değil. Angelica yüzde yüz haklıymış gibi hareket etmeliydim. Nede olsa Niall ı oradan çıkaramazdım bu yüzden tek çözüm yolu onsuz yaşamayı öğrenmekti. Angelica bana o zamanlar aynen şunu demişti: "hayatım güneşin parlamasını sağlayan şeyin O olduğunu düşünüyorsun ama inan bana değil. O yalnızca senin göz yaşlarının sebebi. O seni içten içe mahvediyor ve...tanrım! O seni öldürüyor Demi!"
Ve Ben Angelica nın o sözlerinin ardından hayatımı, herşeyi değiştirmeye karar vermiştim. Ardından da düzelme aşamam hızlanmıştı zaten. İyileşmiştim. Ama Sel in geldiği gün herşey kafa karıştırıcıydı.
"Başka kimler Ziyarete geliyor?"diye sordu Sel Angelica ya. Ağlamamın bitmesinin üzerinden yarım saat geçmişti. Angelica derin bir nefes aldı.
"Cumartesileri öğleden sonra akşam sekize kadar Bay Payne in. Öğleden önce Bay Malik. Pazar günleri sabahtan akşama kadar Bayan Meredith Lovato geliyor. Salı günü sabah on dan öğleden sonra bire kadar Bay Malik in. Ve aynı saatler içerisinde Perşembe günü de onun. Çarşamba ise birden dörde kadar Bay Styles ve Bay Tomlinson geliyorlar"diye açıkladı ve bitirdi. Yüzüme bir gülümseme yerleşmişti. Ah onları çok seviyordum. Selena derin bir soluk verdi. Sesli bir şekilde."Vay canına Zayn amma da çok geliyormuş. Bu kadar ziyaretçinin kabul edilebildiğini bilmiyordum"dedi homurdanırmışçasına. "Evet şey Bay Payne müdüre yüklü miktarda rüşvet verdi yani..."dedi sessizce Angelica. Güldüm. Rüşvet. Söylenişi çok hoş bir kelime.
"Pekala o halde boş olan her saati de artık benim. Eminim bende bu konuda bir şeyler yapabilirim"dedi Selena. Harika! Artık Selena ile vakit geçirebilecektim. Daha önce ölü olduğu için uğrayamıyordu ama artık beraber harika şeyler yapacaktık! "Yaşasın!"diye bağırdım elimde olmadan.
"Zayn gelince neler yapıyorsunuz?"diye sordu. Düşündüm. Ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. "B-ben...unuttum"diye geveledim. Ama Angelica durumu kurtararak atıldı.
"Zayn her geldiğinde Demi ile yarım saat kadar sohbet ediyor ve zamanın geri kalanını ağlayarak geçiriyor"
"Neden?"dedi Selena. "Seni özlediği için"
Selenanın üzerine Angelica da gülümsedi. Ve saatine baktıktan sonra yüzünü buruşturdu.
"Ugh zaman dolmuş. Gitsen iyi olur Selena."dedi üzgün bir tavırla. Selena burun kıvırdı. Ayağa kalktığında bende ayağa kalktım. "O halde pazartesi görüşürüz Demz"dedi Sel ve bana sarıldı. Kollarımı sıkıca ona doladım.
"Görüşürüz Sel"
Günümüz
"Demi!"diye seslendi yeniden Angelica. Silkelenip anılarımdan uzaklaştım. "Ah evet. Beş dakikadan geliyorum"diye yanıtladım.
Komik değil mi? Öylesine delirmiştim ki o gün, yanıma gelen Liam'ı Niall zannetmiştim. Bu çok saçmaydı. Ama Selena konusu hiç de saçma değildi. Sebebi mi? O yaşıyordu. Artık deli değildim. Tamamen iyileşmiştim ve bunu sebebi Selenaydı. Doktorlar öyle düşünüyorlardı. Peki Selena mezarından mı çıkmıştı? Oldukça ironik olurdu ama hayır. O hiçbir zaman ölmemişti. Sadece ölü kalmak zorunda kalmıştı.
Hala olayları tam olarak bende bilmiyordum. Bana çıktığımda herşeyi detaylıca anlatacağını söylemişti ve ben de bunu, kafamda binlerce soru işaretini göz önünde bulundurarak iple çekiyordum. Kapıdan çıkmadan önce son bir kez odama baktım. Unutmuş olabileceğim bir şey ihtimaline karşı.
Ve o an sehpada duran gülü gördüm. Önceden burada bir gül olmadığından emindim. Biraz daha uzaktan baktıktan sonra üzerinde bir not olduğunu gördüm. Kaşlarımı çattım. Belki de buradaki dostlarım bunu bana bir hoşçakal hediyesi olarak koymuşlardı. Valizimin kulpunu bırakıp sehpaya yöneldim ve notu aldım.
•Nerede olduğumu biliyorsun Lovato.
Sevgiler - J•Oops! Ne yaptığımı bende bilmiyorum. lütfen yorum yazın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOME •» zaylena+diall -tamamlandı
Fiksi Penggemar"Çok güzelsin Lovato"dedi büyüleyici sesiyle. Eşsiz gözlerine baktım. Kızardığımdan emindim. Güldüm. "Hah bu senden duyduğum ilk pozitif şeydi"dedim hafif kıkırtımla. Gülümsedi. Elini yanağıma yerleştirdiğinde teninin temas ettiği her nokta kavruldu...