Arkadaşlar bu bölümü yaptığı aralıksız yorumlardan ötürü sevgili okuyucumuz diallshippers (umarım doğru yazdım)ithaf ediyoruz. Ve yayımladığımız tanıtımla beraber 3 bölüme 49 yorum yapan okuyucularımıza çok yeşekkür ediyoruz.
Ayyy ilk defa bu kadar uzun bir ciddi konuşma yaptım ben şok.. Pogkliyeod
İyi okumalar xxxx
OVER AGAİN İLE OKUYUNNN!!!DEMİ
"Merhaba Bay Horan"dedim gülümseyerek Selena nın ardından. Ve Bay Horan ın elini sıktım. Evin içerisi tek kelimeyle mükemmeldi. Hem modern hem de nostaljik bir havası vardı. Bir malikane. Tanrım! Sel neden burada yaşamıyordu ki?! Burda yaşamamak için deli olmak gerekirdi.
Herneyse henüz tanışmış olsam da Bay Horan ı sevmiştim. İyi birine benziyordu. Sevecen ve güler yüzlüydü.
Bayan Gomez Sel den sonra bana sıkıca sarıldı. "Hoşgeldiniz kızlar. Ah sizi çok özlemişim"
"Bizde sizi Bayan Gomez"dedim mutlulukla. Bayan Gomez...şey onu hep annem gibi görmüştüm. Bana uzun süre kızıymışım gibi muamele etmişti. Yani gitmesi Sel'e koyduğu kadar bana da koymuştu.
"Bu arada hemen söyleyeyim yakında Bob ile düğünümüzü yapacağız."diye eklemede bulundu bayan Gomez. Kocaman gülümsedim. "Ah bu çok güzel"deyip tekrar sarıldım ona.
"Kuzen"dedi biri ben kollarımı Bayan Gomez den çekerken. Ve bize doğru yürüyen oğlana baktım. Uzun boyluydu. Kahve uzun, rampa saçları ve güzel, büyük, kahve gözleri vardı. Cidden mükemmel kahve gözleri. Buradan göründüğü kadarıyla kaslıydı ve anlaşılan o ki Sel in bahsettiği kuzeni oydu.
"Liam!"dedi Selena yüksek sesle. Ve hızla ona kollarını açmış gelen Liam ın kucağına atladı. Liam. Güzel isim. Evi hayranlıkla inecelemeyi bırakıp onlara baktım. Liam, Selena dan ayrıldıktan sonra bana yaklaştı.
"Merhaba. Ben Liam, Sel'in deyimi ile Payno"dedi gülümseyerek. Güzel bir gülümsemesi olduğunu itiraf etmeliyim. Uzatmış olduğu elini sıktım. "Demi"diyerek kısaca kendimi tanıttım. Gülümsemesi daha da yayıldı.
"Evet biliyorum. Sonunla seninle tanışabildiğimiz için mutluyum"dedi kibarca. Onun gibi tebessüm ettim. "Bende". Ah o çok tatlıydı. Sel böyle bir kuzeni olduğu için şanslıydı. Açıkçası ben daha...bilemiyorum çocuksu birini bekliyordum. Benim gibi. Hatta bizden küçük birini. Aklımda ki Liam i hiç böyle tanımlamamıştım kendi kendime. Yani, çekici.
Her ne kadar Liam buraya gelirken aklımdan geçirdiğim bütün beklentilerime ters olsa bile mükemmeldi. Onunla güzel zaman geçirebileceğimi düşünüyordum.
"Madam Charlotte. Demi ye etrafı gezdirebilir misiniz?"diye sordu Bay Horan yanımıza gelen şişman ama bir o kadar tatlı olan kadına. Kadın bana tebessüm ettikten sonra bir şey diyecekti ki Liam atıldı. "Ben gezdiririm. Hem Madam Charlotte yemek yapıyordu."
"Buna gerek yok"deme ihtiyacı hissettim mütevazilik yaparak. Liam tek kaşını kaldırdı. "Hadiii. Gel benimle"diye itiraz etti ve ben daha elimi uzatmadan benden önce davranıp valizimi aldı. Girişten çıktıktan sonra mutfağa girdik. Çoktan iş başı yapmış olan Madam Charlotte çorbayı karıştırmakla meşguldü.
"İşte mutfak. Ve işte dünyalar güzeli, tavuk sotede dünya birincisi olan Madam Charlotte'umuz"dedi Liam Madam Charlotte a sarılarak. Sırıttım.
"Bu gün çorba var. Şansına küs Payno"dedi Madam Charlotte. Güldüm. "Bende seni seviyorum"dedi Liam benim gibi gülerek ve Madam Charlotte u yanağından öpmeden hemen önce. Ardından mutfaktan çıkıp devam ettik. Sırayla şaşalı odaların hepsini gezdik. Yemek odası, oturma odası, balo odası (ki sadece tablolar ve duvar dibindeki birkaç koltuktan ibaret olan bom boş, büyük bir yerdi) salon...
"Ve işte kütüphanemiz. Buraya Niall dışında kimse girmez."dedi son bir kapıyı açarak. Mahzen gibiydi. Kocaman malikanede mahzen olması doğaldı gerçi. Kapı açılınca önüne çıkan merdivenler direkt nostaljik bir kütüphaneye iniyordu. Korkuluklardan bakınca kütüphanenin tamamını görebiliyordum ve ağzına kadar kitap doluydu. Ah bütün yazımı burada geçirmek isterdim.
Oradan da çıktık ve üst kattaki avluya girdik. Liam bir başka kapıyı açtı ve içeri girdi. "Burası senin odan. Ne düşünüyorsun?"diye sordu. Hayranlıkla odaya baktım. Vay be. Oxford daki evimizden bile büyüktü. Güzel döşenmişti. Büyük beyaz yatak ve beyaz mobilyalar aslında mor duvarla uyumlu duruyordu.
"Sel en sevdiğin rengin mor olduğunu söyledi"dedi tebessüm ederek. Ona ve güzel gülümsemesine bakınca bende gülümsemeden edemedim. "Evet öyle. Teşekkür ederim. Bu harika"dedim minnettarlığımı göstererek.
"Güzel. Sağındaki oda Selena nın. Ve solundaki odada da-"devam edecekti ki içeri biri daldı.
"Liam."dedi giren kişi. Çakma sarı saçları vardı ama mavi gözleri her türlü çok güzeldi. Kesinlikle gördüğüm en güzel gözlerdi diyebilirim. Her geçen saniye evde hayran olduğum yeni bir şey daha ortaya çıkıyordu. Biri de itiraf etmeliyim ki oydu.
"Niall. Bu Demi. Selena nın-"diye bizi tanıştıracaktı Liam ama Niall (demek meşhur Niall buymuş) onu yeniden böldü. "Selena geldi mi?"diye sordu bakışlarından da anlaşılacağı üzre büyük bi merakla. "E-evet"diye yanıtladı Liam. "Odası-" ama Niall gözden kaybolmuştu bile.
Ne elimi sıkmıştı ne de en azından adımı öğrenmeye yeltenmişti. Direkt çıktı odamdan ve gitti. Liam a tuhafça baktım. İç çekti.
"Ah onun kusuruna bakma. Sadece Selena geldiği için biraz heyecanlı. Uzun süredir görüşemiyorlardı"diye açıklamada bulundu liam. Omuz silktim. Bu normaldi. Nede olsa Sel onun kısmen kardeşi sayılırdı. Şimdilik hoşgörülebilir bir şeydi.
"Seslere bakılırsa bizimkiler gelmiş"dediğinde ancak yükselmiş olan yeni sesleri fark edebildim. Ve birden Liam elimi tuttuğunda saniyesinde kıpkırmızı kesildiğimi biliyordum. Elimi tuttuğu gibi de beni sürükledi. "Onlarla tanışmalısın"
Merdivenlerden inip oturma odasına girdik. Ve yeni olan tek kişi yine bir erkekti. Esmerdi. Siyah saçları vardı ve ela gözleri gerçekten çekiciydi. Pek benim tipim değildi ama Sel ona hayranlıkla bakıyordu doğrusu.
"Zayn"dediğinde Liam, Zayn bize bakıp gülümsedi. "Sel ile tanışmışsınız. Bu Demi. Demi, bu da Zayn"
Ve sonunda uzattığım elimi sıkan biri oldu. Zayn kocaman bir gülümseme ile "memnun oldum"dedi. Niall da çoktan aşağı gelmişti. Ellerini çırptı.
"Pekala. Gece turuna ne dersiniz?"diye sordu. Ah o...yalnızca...bilirsiniz, çok yakışıklıydı. Çekici. Evet. Sanırım bu onu en iyi tanımlayan cümleydi. Aşırı derecede çekici. Aslında harika olabilirdi ama kendimi iyi hissetmiyordum.
"Ah siz gidin. Ben çok yorgunu-"devam edicektim ki Niall bütün gün yaptığı gibi beni böldü. Hem de oldukça kaba bir şekilde.
"Ben Selena ile konuşuyordum"
Evet millet yorum istiyoruz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOME •» zaylena+diall -tamamlandı
Hayran Kurgu"Çok güzelsin Lovato"dedi büyüleyici sesiyle. Eşsiz gözlerine baktım. Kızardığımdan emindim. Güldüm. "Hah bu senden duyduğum ilk pozitif şeydi"dedim hafif kıkırtımla. Gülümsedi. Elini yanağıma yerleştirdiğinde teninin temas ettiği her nokta kavruldu...