DAMAGE

1.9K 166 13
                                    

O anın korkusunu az da olsa atlattığımda sınıfa girdim. Ha Neul koşarak yanıma geldi ve tabii Jin'de. İkisi de bana kızgın kızgın bakıyorlardı. Onlara 'Ne oldu' bakışlarımı gönderdim.Ha Neul ''Neredeydin sen bütün gün seni aradık Jae Sun!'' dedi. Ahh doğru ya ben tamamen unutmuştun onları. Hemen gülümsedim ''Hiiç biraz hava almaya çıkmıştım beni bilirsin'' deyip göz kırptım. Biraz sakinleştiklerini gördüğümde rahatlamıştım. Sırama oturup kafamı çevirmemle bir çeşit  kalp krizi geçirdim. Nedense Jungkook'u her gördüğümde böyle oluyordu. Tabii böyle olucak o bir vampir Jae Sun!!Bu sefer sadece yanımdan geçip gitmişti çok şükür. 

Dersler bitmişti ve artık okuldan çıkmıştık. Sokakta öyle sessiz sedasız yürürken Jin bu sessizliği bozdu '' Hadi ramen yemeye gidelim''dedi. Biz de başımızla onayladık. Yaklaşık bir 10 dakika yürüdükten sonra bir dükkana girdik. Ramen sipariş edip beklemeye başladık. Kafamı çevirip etrafa bakındım. Çünkü şu Jungkook denen vampir hep karşıma çıkıyordu. Burada olmadığını görüp derin bir nefes aldım. O sırada ramenlerimiz gelmişti. Yemek bittikten sonra oradan çıktık. Ben ''Benim eve gitmem gerek çocuklar yarın okulda görüşürüz''dedim. Ha Neul bana el sallayıp kocaman gülümsedi. Sanırım onlar benim şu hayattaki tek gerçek dostlarımdı. Düşüncelerimden sıyrılıp evime girdim. Çantamı bir köşeye fırlattım ve üstümü değiştirip koltuğa bıraktım kendimi.

Sabah kalktığımda koltukta uyuyakaldığımı farkettim. Koltuktan doğrulup saate baktım: 05.28. Kalkıp hazırlandım. Biraz daha oyalanıp evden çıktım. 

Sınıfa girdiğimde cam kenarında oturan Jungkook'u gördüm. Hemen gözlerimi kaçırıp sıraya oturdum. Kapıdan Ha Neul girdiğinde gülümsedim. O da benim yanıma oturup ''Günaydınn'' dedi. Bende karşılık verdim. Hala Jungkook'un gözlerini üzerimde hissediyordum ama o tarafa bakmamaya büyük özen gösteriyordum. Eğer bakarsam ya gözlerim seyirecek ya da titreyecektim çünkü. Hoca sınıfa girdi ve ders başladı. Hiçbir şey anlamıyordum çünkü kafamda binlerce tilki dolanıyordu. Sadece boş boş defterime not alıyordum o kadar. Zilin çalmasıyla rahat bir nefes aldık. 

Öğle molası bittiğinde Ha Neul , ben ve Jin biraz bahçeye çıkıp temiz hava almak istedik. Jin kalkıp arkadaşlarıyla basket oynayacağını söyledi. Ha Neul 'la muhabbetimiz koyulaştığı sırada kafama basket bol topunun gelmesiyle bağırdım ''YHAA!! Kim Seok Jin!''. Jin yanıma gelip özür dileyen gözlerle baktı. Ben de ona öldürücü bakışlarımı yolladım. Jin bana kendini affettirmeye çalışırken Jungkook yanımıza geldi ve bileğimden tuttu. Birden ayağa kaldırınca başım döndü. Jungkook soğuk sesiyle '' Sanırım Jae Sun 'ı biraz alacağım'' dedi. Ben itiraz edecekken bana sertçe bakıp sürüklemeye başladı. Başıma gelen sert top etkisinden hala kurtulamamıştım ve beni böyle sert çekmesi başımın ağrısının artmasına sebep oluyordu. Beni arka bahçenin en kuytu yerine getirmişti. Kafamı tutup ona baktım. Elimi kafamdan çekip kendisi masaj yapmaya başladı. Vampir. Jungkook. Bana masaj yapıyor. YOK ARTIK!!! Ona şaşkın şaşkın bakarken sırıttı '' İlerde işime yarayacaksın o yüzden şimdiden zarar görmeni istemem prenses'' dedi. Şok olmuştum. Yanımdan uzaklaştığında kendime gelip şöyle bir düşündüm : ''İlerde işime yarayacaksın o yüzden şimdiden zarar görmeni istemem prenses''. Ne demekti bu şimdi!! Benimle dalga mı geçiyordu!?

Okul bittiğinde eve gelip her zamanki rutin işlerimi hallettim. Biraz kitap okuyup yattım. Bir süre sonra gördüğüm kabusun etkisinden çıkarak uyandım. Bu kabusları her gece görüyordum ama bu çok farklıydı. Bu sefer tramvayla bir alakası olmayan bir rüyaydı. Ayağa kalkıp mutfağa geçtim. Su içip geri dönüyordum ki yerde bir kağıt gördüm. Bir zarf. İçini açıp bakmamla mosmor olmam bir oldu;
"Yakında kölem olmaya hazır ol prenses."
Ve altında yazan isme korku dolu gözlerle baktım."Jeon Jungkook."

                                                             

                                                                       

THE ENİGMATİC || After DeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin