~POTESTAS IRAE~

791 90 17
                                    

Bütün kanımda yayılan öfke ve büyü beni çılgına çeviriyordu ve kalkıp o kıza bir tane patlatmak istiyordum. Tüm öfkemle Jungkook'a baktım. Jungkook beni umursamıyor kızla ilgileniyordu. Zihnimde beliren bir ses  - ki bu kesinlikle Jungkook - bana ''Güçlü olmanı istiyorum !'' dedi. Gördüklerimle vücudumda hissettiğim ateş büyüyor ve yumruklarımı sıkmama hatta dişlerimi sıkmama neden oluyordu. Eun Sun yanıma oturdu ve omzuma elini koydu. Hepsi beni dönüştürmek içindi biliyordum ama öfkemi kontrol edemiyordum. Eun Sun yüzüme bakıp ''Hey ! Göz bebeklerin mora dönüşüyor !'' dedi ve elindeki kağıda baktı. Tam olarak anlamadığım Latince sözcüğe baktım. Benim çok sevgili kardeşim kulağıma yaklaşıp ''Potestas ırae!'' dediğinde yumruklarımı gevşettim ve sanki yeniden uyanmışım gibi bir rahatlama hissettim ama benim aksime kız , Jungkook ve Eun Sun büyülenmiş gözlerle bana bakıyorlardı. Jungkook'un gözlerinden kendimi görebiliyordum. Kumrala çalan saçlarımın arasına mor renkler de girmiş , gözlerim mor bir galaksiyi andırıyordu. Karşımda büyülenmiş gözlerle bana bakan Jungkook ,  Eun Sun ve kızın neler hissettiğini harfi harfine hissediyor ve düşüncelerini okuyabiliyordum. Ve asıl önemli olan ise şuan kağıtta yazan kelimeyi anlayabiliyordum sanki Latince'yi çok iyi biliyormuşum gibi. ''Potestas ırae '' anlamı ise ''Öfkenin Gücü'' demekti. Bir şifacının tüm bedeni öfkeyle hareket eder ama beyni hiçbir zaman öfkenin kontrolünde olmamıştır. Aksine bir şifacının beyni tamamen şefkat , merhamet ve iyilikle doludur. Luscum Medicus'ların dönüşümü sadece bir ısırıkla başlar. Zehir vücuduna girdiği anda aslında genlerinden gelen zehir ısırıkla gelen zehri kendine eşler. Vücut buna tepki göstererek zehri dışarı atmaya çalışır. Eğer atarsa kişi ölür ama atamazsa ya vampir olur. Ama eğer beyinsel gücü yüksekse Luscum Medicus' a dönüşür...

Karnım acıkmış ve çoktan kendime gelmiştim. Ben yemek yerken Kook ve Eun Sun masada karşıma oturmuş bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Gözlerimi elimeki sandviçten ayırıp onlara baktım. '' Nee ??'' dememle kendilerine gelmiş gibi irkildiler. Bu halleri cidden komikti. Aslına bakarsanız ben de hala şoktaydım ve ellerim heyecandan buz kesmişti. Kapı çaldı ama kimse açmıyor evdeki herkes birbirini bekliyor gibiydi. İç çekerek kapıyı açtım. Touka Unni dönüşebildiğimi öğrenmiş ve buraya gelmişti fakat bir sorunumuz vardı. Yıllar önce üvey annem Kang Dae'de gördüğüm ve tamamen özel yüzüğün aynısı şuan Touka'nın parmağında duruyordu. Gözlerimi kapattım ve düşüncelerini okumaya çalıştım. Ama yapamadım. Kook yine zihnime girmiş ve bana dönüşümden sonra güçsüz düştüğümü ve zihin okuyabilmem için biraz dinlenmem gerektiğini söyledi. Sessizce masaya geri oturdum. Touka içeri girip yanıma oturdu ve bir süre muhabbet ettik. Touka gittikten sonra Eun Sun ve Kook beni kolundan tutup odama çıkardı ve karşıma oturdular. Kook gözlerime gözlerini sabitlemişti ''O kız tamamen seni dönüştürebilmek için buradaydı biliyorsun değil mi?''dedi ve bende onaylarcasına kafamı salladım. Eun Sun gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu. ''Eun Sun?''

''Abla o an tıpkı annem gibi mükemmel görünüyordun''dedi ve kalkıp sarıldı. Ben de ağlayacaktım neredeyse. Gözümden düşen bir kaç damla yaş Kook'u da ağlatmıştı. 

Dönüşümümün üstünden bir kaç gün geçmişti. Her şey yolunda gibi görünüyordu. Kendi kontrolümde dönüşmeyi öğrenmiş ve güçlenmiştim. Ama bugün içimde kötü bir his vardı. Kook'a dönüp ''Kook içimde kötü bir his var''dememle kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Touka ve Kang Dae karşımdaydı. Üstelik savaş ilan ediyorlardı. 

'' Ne yani Touka ,  Kang Dae 'nin ajanı mıydı !?''

Chingular hepinize güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim gerçekten. Hepinizi çok seviyorum. ♥♥♥

THE ENİGMATİC || After DeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin