Commemorativum🥀

41 6 0
                                    

Hatıra🥀
(Karmaşık bir flashback bölümüdür diğer bölümün devamı şeklinde başlamayabilir.)
Bunca zaman farketmediğim bir durum olduğunu biliyordum ancak bu kadarını tahmin edemezdim. En yakınım tarafından bir kez daha vurulmuştum belkide veya gördüğüm her şey saçma bir kabustan ibaretti... Kim bilir belki bu yaşadıklarım tamamen rüyadır.
Ama rüya olmasını istediğim kadar olmaması ihtimali de çok aşırı yüksekti. Bu durumda ve yeni hastaneden çıkmış,inanılmaz ilerleme kaydetmiş bir tanrıçaydım ve bu yaşadıklarım elbette rüya olamazdı. Keşke olsaydı...
Ha Neul, en değerli arkadaşım benim yüzümden ölmüştü. Seok Jin ise biricik aşkının en yakın arkadaşı yüzünden ölmüş olmasına katlanamamış ve bu arkadaşına zarar vermeyi düşünmüş olabilirdi. Bu gayet yüksek bir ihtimaldi. Üstelik bana zarar geldiğinde yanıbaşımdan ayrılmayan Jin neden ölümden döndüğümde yanımda olmasın ki? Belki o yaptığı içindir...Kim bilir. Ama ne olursa olsun bu kabusu ya da rüyayı boşuna görmediğime emindim. Komodinin üstündeki telefonumu alıp rehbere girdim ve Seok Jin'e bastım. İki kez çaldıktan sonra telefon açıldı "Alo?"
Bu bir kız sesiydi, acaba yanlış birini mi aradım diye baktığımda doğru olduğunu gördüm. "Alo, şey ben Jin'i aramıştım.Siz kimsiniz acaba?"
"Şey ben...ben misafiriyim. Hemen veriyim bekle lütfen."
Kısa bir süre sonra Jin'in sesi uzaktan duyuldu.
"Alo, Jae Sun?"
"Evet benim Jin. Nereye kayboldun?"
"Ah başına gelenler için gerçekten üzüldüm ama acil bir işim çıktığı için dağ evine geçtim."
"Ne gibi bir acil iş? Beni öldürmek gibi mi?"
"..."
Telefonun yüzüme kapandığını anlamam uzun sürmedi. Yüzümde nedensiz bir tebessümle yatağımdan çıkıp Jungkook'un odasına gittim. Kapıyı açtım -daha doğrusu araladım- ve bir süre onu izledim.Üstüne bir şey giymemişti beyaz bedenine ışık vuruyordu. Sırtı kapıya dönüktü. Yutkunup içeri girdim üstümde siyah gecelik vardı hava neredeyse soğuktu ama ben üşümüyordum. Yatağa yatıp kolumu beline attım ve kolunu öptüm. Kolundaki dövme dikkatimi çekmişti. Uzatmayıp konuya girdim."Başıma gelenler Jin yüzündenmiş."
"Biliyordum bebeğim."
"Nasıl biliyordun"
"Bir tanrıçanın sevgisine sahibim ve bu bana inanılmaz bir his veriyor. Sana olacak şeyi önceden görebiliyorum."
"Seni seviyorum."
Yüzünü bana dönüp elini yanağıma koydu. Baş parmağının yüzümde gezindiğini hissedebiliyordum. Gözlerimi kapattığımda dudağını dudağımda hissettim.
"Bu bende seni seviyorum demek miydi?"
"Bu senin için ölürüm demekti."

THE ENİGMATİC || After DeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin