Sabah kalktığımda yanımda ayıcığım ve ben vardık. Ben evime nasıl gelmiştim? Bir süre bunu düşünüp yataktan kalktım. İşe gitmem gerekiyordu fakat aklımda hep o vardı,dün olanlar gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçerken kapıda onu gördüm. Ne yalan söyleyeyim mutlu olmuştum. Yanıma ifadesizce gelip ayakkabılarımı bağladı. Allahım sana geliyorum. Cidden bu nasıl bir şey?
İş çıkışında Ha Neul'u gördüm. Ağlıyordu. Yanına gidip oturdum.
"Ne oldu sana?"dedim ve sırtını sıvazladım. Bana yaşlı gözlerle baktı.
"J-jin..."
"Ne olmuş ona?"
"B-beni ısırdı Jae Sun"
"Ne?"diyebilmiştim sadece. Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Bunu benim kardeşime nasıl yapardı. Bu acıyı daha önce çekmiştim ve biliyordum. Hızla kalkıp yürümeye başladım. Jin'i buldum ve kenara çektim.
"Sen bunu ona nasıl yaptın!?"
"Neden bahsediyorsun?"
"Bence sen çok iyi biliyorsun"
"Ben üzgünüm Jae Sun"
"Üzgün olman bir şey değiştirmez aptal!"dedim kırgındım. Çok.
×××××××××××
"Ha Neul bunu benden nasıl saklarsın?!"
"Ü -üzgünüm"
"Neden herkes aynı şeyi söylüyor bana neden anlatmadın ha? "
"Korktum Jae Sun benden nefret etmenden korktum"
Bana aylardır Jin'i kölesi olduğunu anlatmamıştı. Aylardır hem de. Ben ona anlatmıştım o bana güven bile duymuyordu. Ha Neul'a ağlamasına dayanamayıp evden çıktım. Belki biraz hava almak iyi gelebilirdi. Yaklaşık bir saat sonra Ha Neul geldi yanıma. Sessizce oturuyorduk. İkimizinde söyleyeceği bir şey yoktu. Ha Neul sessizliği bozdu:
"Jae Sun ben gerçekten üzgünüm bak sana anlatıcaktım ama senin kendine göre dertlerin var diye anlamadım üzgünüm "
Şu hayatta ağlamasına dayanamadığım kişilerden biri Ha Neul'dur. Mecbur affetmiştim.Sabah kalktığımda cam yine açıktı. Jungkook gelmişti yine. Haftalardır aynı şekilde gelip gidiyor normalde beni tanımıyormuş gibi yapıyordu. Bu artık canımı yakmaya başlamıştı. Bugün gidip onunla konuşacağım.
Elimde Jungkook'un evinin adresi vardı. Ve kağıda baka baka ilerliyordum. Adresteki yeri bulup kapıyı çaldım. Harika bir yerdir burası. Kocaman bahçesi vardı. Kapı açıldı. Jungkook'tu. Bana şaşırarak baktı ve içeri gel işareti yaptı. Bende dediğini yaptım. Koltuğa oturup etrafı izledim. Jungkook yanıma oturup"Neden geldin?"dedi. "Seninle konuşmam gerek"deyiverdim. Bana merakla bakıp "Konuş" dedi. Derin bir nefes aldım.
"Neden geceleri evime gelip gidiyorsun?"
İç çekti.
"Gün içinde beni istemiyorsun. Ben de gece sen uyurken seni seyredip gidiyorum."demesiyle karnımdaki kelebekler mendilleri çıkarmış halay çekmeye başlamışlardı. Jungkook baş parmağını çeneme koydu. " Jae Sun bana acı çektiriyorsun"dedi. Evet biliyordum ama ben de acı çekiyordum en az onun kadar. Beni kendine çekip sarıldı. Kendimi güvende hissetmiştim. Şuan ona sevdiğimi haykırmak isterdim ama yapamazdım. "B-ben gideyim"dedim ve evden çıktım. Nefes almamıştım bir an. Kendime gelmeye çalışıp evin yolunu tuttum. Yolda bir ses duydum.
"JAE SUN ORAYA GİTME!"
Jungkook..?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ENİGMATİC || After Dead
FanfictionDon't forget. We always die alone.?? Mr. Burton.