Savaş - Ölüm
Bölüm şarkısı; Halsey - Colors.
Öncelikle çok çok geciken bölüm için çok üzgünüm. Bunu telafi edeceğim mutlaka. Sizi seviyorum. Keyifli okumalar..💞💖Babamın yaşıyor olduğunu tahmin etmiştim ama gerçekleşebileceğini zannetmiyordum. Bir süre durdum...Panikten dilim düğüm olmuş, konuşamıyor ve bir yandan da terler döküyordum. Zorlukla konuştum çünkü aklımda bazı sorular vardı;
"N-ne zamandan b-beri...ya-yaşıyor ?"dedim. Cevabından korktuğum sorular soruyordumama aklımda soru işareti kalsın istemiyordum. Jungkook derin bir mefes aldı ve konuştu " Bende bilmiyorum sadece babam şuan üvey annenin elinde ve olume gidiyor. Onu kurtarmalıyız !"dedi. Tabii ki kurtaracaktım o benim babamdı. Eun Sun , Jungkook ve ben hazırlanıp yola çıktık. Jungkook acayip sinirliydi ve dişleri sivri , korkutucu ; gözleri ise kan kırmızısı bir zarafet gibi duruyordu. Ben medicus durumuna geçmiştim.
...
Bir süre ilerledik. Ahşap, karanlık ve korku filmlerinin çekildiği evlere benzeyen bir evin önünde durduğumuzda geldiğimizi anlamıştım. Gergin ve biraz da sinirli bir şekilde nefes aldım. Bunu başarabilirdim. Bu sefer gülen taraf ben olacaktım. İçeri girerken kapıda bizi Kang Dae'nin kendi gibi aptal onileri karşıladı. İki yumruk geçirip içeri girdik. Babamın çığlığını duyduğumda kan beynime sıçradı ve aynı şekilde Eun Sun ve Jungkook'un da.. Babam bir şeyler söylemeye çalışıyor ama kekeliyordu. Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle sildim ve hızla yukarı çıktım. Jungkook'un yanıma ne olur ne olmaz diye koyduğu katanayı elime aldım. Jungkook gözlerime bakıp alnımdan öptü.
"Beni asla yanlız bırakmayan sevgilim...Seni seviyorum."
İçimden geçen cümlelerle duygusallaşmıştım. Kook'un Eun Sun'a verdiği işaretle kebdime geldim ve kapı kırıldı. Hızla içeri dalıp onileri bıçaktan geçirdim. Sıra çok sevgili üvey anneciğimde...
Hızla üstüne yürüdüm. Gözlerimden akan yaşlar öfke ve kırgınlıkla yanaklarımdan süzülürken Kook'a baktım. Kook bana " Hadi yap şunu " der gibi bakıyordu. "Zor...çok zor."
Onu tam deşecekken beni durdurdu.
"D-dur Jae Sun...Eğer beni öldürürsen babanin merede olacağını nasıl bulacaksın? " dedi.
Bir saniyebabam zaten burada değil mi..? Peki ya o çığlık.! O kimindi !?
Jungkook beni Eun Sun a verdi ve Kang Dae 'ye dişlerini gösterdi. "Aman tanrım Kook.."
Korkuğumu belli etmemeye çalışıyordum. İçinden adeta bir yırtıcı çıkmıştı. Eun Sun gözlerimi kapattı ve sanki et koparırmış gibi gelen sesler midemi bulandırmıştı. O an içime bir acı saplandı. "Medicusların koruması altına anladığı kişilere zarar geldiğinde hissederler." ilkesi aklıma geldiğinde Eun Sun' a gözlerimi açmasını söyledim. Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara dehşet vericiydi.
Kook sadece küçük bir yara almasına rağmen üvey annem neredeyse ölecekti. "Sana bir şey olacak diye o kadar çok korktum ki."
Derin bir nefes alıp Kook'un yanına gittim. Elleri kanlı olduğundan bana dokunmak istemiyordu.
"Bu pisliğin sana bulaşmasını istemiyorum birtanem" dedi. Tebessüm edip sarıldım. Umrumda değildi zaten. Onun kokusu her şeyi unutmamı sağlıyordu.
Kook kıkırdadı "Deli kız" dedi ve saçlarımı öptü. "Belkide bugün son günümüz sevgilim. Seni sevdiğimi unutma."