Sadece artık yorulmuştum. Aklım almıyordu bütün bunları! Kim benden, bizden ne istiyordu!? Yeter artık diye bağırmak istiyordum. Önce ben sonra kardeşim sonra sevgilim şimdide babam. Bizden, benden ne istiyorlarsa onlara istedikleri her şeyi vereceğim yeter ki ailemi rahat bıraksınlar. Her ne olduysa ben dönüşünce oldu. Lanet olsun ki öyle.! O kadın öldü ama uğursuzlukları devan ediyor işte! Aptal!
Tüm bunlar aklımın bir köşesinden akıp gittiği sırada ben boks torbasını yumrukluyor, ellerimin kanamasını umursamıyordum. Bir yumruk daha geçirecektim ki kokusunu sevdiğim bileğimden tutup beni bir çırpıda kendine çevirdi. Gözlerimin içine anlamlıca bakıp "Sakin ol lütfen" dedi. Sesi çok sakin ve şefkatli geliyordu ve benim rahatlamamı sağlamıştı. Gözlerimden düşmeye başlayan damlalar ne kadar sinirli olduğumun bir göstergesiydi. O sinirle bağırıp söylenmeye başladım; " Yeter artık sizin zarar görmenize dayanamıyorum ve bunları kaldıramıyorum o kadın geberip gitti ama hala belalar devam ediyor. Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum. Lanet olsun ama bilmiyorum. Jungkook benden ne istiyorlar ben kötü biri değilim ki!"bağrışlarıma hıçkırıklar karıştı ve ellerimle yüzümü kapattım. Jungkook'un da ağladığını hissediyordum. "Hey, sarılmak ister misin?"dedi sakince ve fısıltıyla , o bunları söylerken ben onun beline kollarımı sarmıştım bile. Beni kucakladı ve kokumu içine çekti. "Seni seviyorum bebeğim. "İşte her şey o gece oldu.
Ben odamda babamın yanına bırakılan notu okumaya cesaret arıyordum. Ellerim titreyerek notu açtım ama tamamen bomboş bir kağıttı. Yapısı normal değil gibiydi. Kağıdı incelerken Kook ve Eun Sun odama girdiler. "Abla biz avlanmaya çıkıyoruz haberin olsun"dedi ve öptü. Jungkook'da uzaktan göz kırptı. Tebessüm ettim "Tamam gidin bakalım"dedim. Jungkook "Kendine dikkat et bizim ardımızdan kapıları kilitle ve babama sahip çık güzelim hemen geleceğiz."
Jungkooklar gittikten sonra bende babamın yanına gittim. Biraz daha iyiydi ama hala uyuyordu. Yaraları neredeyse iyileşmişti. Biraz orada oturduktan sonra mutfağa doğru ilerledim ve ışıkları açtım, bununla birlikte dona kalmıştım. Jin ve Ha Neul buradaydı ve ben şoktaydım. Ha Neul koşup boynuma sarıldı ve bende ona sarıldım.
"Jae Sun ! Çok güçlenmişsin, çok güzel olmuşsun " dedi Ha Neul her zamanki heyecanıyla. Ben hala anlam veremiyordum ve haliyle sadece bakıyordum. "Siz ikiniz ! Bu ne hal!"dedim en sonunda. Jin kahkaha attı "Artık birlikteyiz sevgili suç ortağım."dedi ben de bununla birlikte gülümsedim. Ha Neul ve Jin'le bir süre oturduk ve ben onlara bir şeyler anlattım ki herşeyi neredeyse herşeyi biliyorlardı! Ben anlatmaya direniyordum ki Ha Neul devreye girdi "Her şeyi biliyoruz canım. Sadece sana dikkatli olmanı söylemek için geldik. Mümkünse buradan taşınmalı ve bur daha bu taraflara gelmemelisiniz."dediğinde kaşlarımı çattım. Bir şeyler hissediyordu ve bu yüzden bana tavsiye veriyordu. "Neler hissediyorsun Ha Neul?"dedim merakla. "O kurtlar peşinizi bırakmayacak Jae Sun, git gide daha da zarar göreceksiniz. Daha çok erken sizin zarar almanız için evlenmeyi planlıyorsunuz siz. Lütfen tavsiyeme uy Jae Sun...yalvarıyorum. Hem biz de yanına geleceğiz o lanet yaratıklar bizimde peşimizde."
...
Bir kaç gün geçmişti ve ben hala Ha Neul'un söylediklerini düşünüyordum. Bunu Jungkook'a da anlatmıştım o da haklı olduklarını söyledi. Buradan gitmemiz için babamı iyileştirmemiz lazımdı. Ben odamda uyumak için çabalarken Jungkook yanımda kitap okuyordu. Uykuya dalamamanın verdiği sinirle "Kookie" dedim. Jungkook gözlerini kitaptan ayırıp benim gözlerimle birleştirdi. "Uyuyamıyoruuuuğmm" dememle gülümseyip kitabını kapattı ve baş ucuna koydu , beni kollarıyla sıkıca sardı. "Şimdi uyuyabilirsin belki prenses."dedi. Bende memnun olmuşçasına "hm hm"dedim ve Jungkook'un kollarında uyuyakaldım.Merhabalarrr. Bayadır bölüm yayımlamıyordum malum araya bayram falan girdi. Geç gelen bölüm için özür dilerim. Umarım beğenmişsinizdir ve eğer beğendiyseniz şu aşağıdaki minik 🌟 a basıverin. Hepinizi çooook seviyorum. 💖💝💕