Bir saniye...o kız kimdi?
Yanlarına gitmeden sadece dinlemek istedim. Öyle yapmalıydım sanırım çünkü yanlarına gitmekten çekiniyordum ben de dinlemeyi tercih ettim;
"Onu kölen yaptın fakat bu akşam dolunay var ve dönüşebilir bunu biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum abla biliyorum ama ne yapabilirdim ki?"
"Yapman gereken basit. 2 seçeneğin var ya onu öldüreceksin ya da dönüşecek"Daha fazla dinleyemedim. Bahsettikleri kişi ben miydim? Yine bir sürü soruyla başbaşa kalmıştım. Sanırım bendim ama ne olduğunu bilmiyordum.
Dönüşüm
Öldür
Köle
Bunları birleştiremiyordum bir türlü. Ben bu düşünceler içinde debelenirken Jungkook yanıma geldi.
"Jae Sun" dedi sesi sert çıkıyordu. Bir şeye sinirlenmiş gibiydi.
"Efendim" dedim onun aksine daha neşeli görünmeye çalışarak."Bu gece dolunay var benimle kalacaksın"gözlerimi büyüttüm. O bahsettikleri köle bendim ve dolunay olması ne değiştiriyordu bilmiyordum. Çaresiz başımla onayladım.
Akşam Jungkook ile birlikte gittim ve gerçekten korkuyordum. Elinde bir zincir vardı sadece. Korkulu gözlerle yaptıklarını izliyordum. Merakıma dayanamayıp sordum "Bana ne yapacaksın"
"Bebeğim sana bir şey yapmayacağım sadece iyiliğin için uğraşıyorum"
"Ne iyiliği ? Neler oluyor anlatacak mısın artık!"
"Şişt sakin ol sadece seni bağlayacağım"
"İyi ama neden Jungkook!"diye bağırdım. Gerçekten merak bedenimi ele geçirmeye başlamıştı ve aşırı derecede korkuyordum.
"Senin kanını emdim ve her an vampir olabilirsin!"dedi. Kelimeleri tek tek hazmetmeye çalışıyordum. Vampir mi olabilir mişim?
"Ne?"dedim sakinleşerek. Bana uzun uzun bakıp yanıma geldi ve sarıldı."Güzelim sadece dönüşebilirsin ama sadece bir ihtimal. Bunun olup olmayacağından emin değilim"dedi. Onun vanilya kokusuyla huzur bulurken bir yanım da içimi kemiriyordu. Bugün belkide yeni bir başlangıç yapacaktım. Gece olmuştu ve ay tam karşımda duruyordu. Bahsettikleri gibi dolunaydı.
Ay ışığı üstüme vuruyordu. Jungkook bir sandayle çekti ve beni oturttu. Sakince oturdum ama sakin değildim. Korkuyordum ölme ihtimalim bile vardı. Ölümden mi korkuyordum yoksa onu bir daha göremeyeceğimden mi?
Jungkook büyük bir hızla beni bağladı ve yaklaştı. Gözleri dolu doluydu. O adam...ağlıyor muydu?
Önüme eğildi ve "Seni seviyorum güzelim. Beni unutma"dedi. Ayağa kalkıp alnımdan öptü. Gözyaşları benim yanaklarıma akarken ben de ağlamaya başlamıştım. Odadan çıktı. Sadece öyle duruyordum.Yaklaşık 15 dakika geçmişti. Bedenimde sanki bir kıpırtı vardı sanki...sanki kanımın akışını hissediyordum. Jungkook'tan ses gelmiyordu ve bu beni daha çok tedirgin ediyordu. Buraz sonra bedenime ağır bir acı saplandı. Acının etkisiyle bağırdım. Sanki boynumdan vücuduma bir şırıngayla acı enjekte ediyorlardı. Tam Jungkook'un ısırdığı yerden akan bir sıvı hissettim. Bu kandı. Acı bedenimde daha fazla büyürken çığlıklarım daha da artıyordu. Daha fazla dayanamayıp kendimi bıraktım ve gerisi karanlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ENİGMATİC || After Dead
FanfictionDon't forget. We always die alone.?? Mr. Burton.