Ölümlü Tanrıça
Odanın kapısını zorlamaya çalıştım onun ölmesi bir kedinin dört ayağı üzerine düşememesi kadar mantıksızdı. Kapıyı açtığım an dışarıya alındım. Eun Sun yere oturmuş çığlık atıyordu ve bir anda her yer dönmeye başladı. Tek bir yere tutundum ve kendimi kaybetmemeye çalıştım. Susuzluğum cabasıydı ancak bu şuanda pek de umrumda değildi. Doktorlar ve hastane tamamiyle sessizleşmişti. İçimdeki şey uyanmaya başlıyordu Jae Sun'ı ilk gördüğümde onu değil kanını istiyordum. O zaman canavardım ve şimdi de aynı şeyin olacağından korkuyordum. Bir canavara dönüşmek istemiyordum. İçinde hala vampir geni taşıyordu ve uyanma ihtimalli vardı ve bu yüzden defalarca şunu tekrarlıyordum "uyan,uyan,uyan,uyan..."
Jae Sun morga götürülecekken ve biz artık her şey bitti derken çarşafın kıpırdadığını gördüm. "DURUN !"
Hızlıca oraya koştum ve çarşafı kaldırdım. Gülümsüyordu,her zamanki gibi masumca gülümsüyordu. Doktorlar ve diğer herkes şaşkındı. Hemen normal odaya aldılar ve gerekli şeyleri yapmaya başladılar. Ben ise Eun Sun ile koridorda oturmuş bekliyordum. Doktor odadan çıktığında benimle konuşmak istediğini söyledi bende kalkıp yanına gittim. "Beyefendi hastanın durumunun ne kadar kritik olduğunu siz de gördünüz, bu durumdayken ve kalbi durmuşken bir anda uyanması hepimizi şaşırttı e haliyle kasabada olan olağanüstü olaylardan haberimiz var. Acaba bununla bir alakanız var mı?"
"Kasabadaki olaylardan biz de haberdarız fakat bizim bir alakamız olmadığına emin olabilirsiniz. İyileşmesi için gereken her şeyi yapın lütfen."
"Pekala efendim, hasta hayati riski atlattı şimdi durumu gayet iyi sadece yaralarının mikrop kapmaması için bir süre burada tutacağız. Ziyaret edebilirsiniz."dedi ve gitti. Camdan bana bakan Jae Sun'ın yanına gittim hızlıca ve ellerini tuttum. Kaç defa öptüğünü hatırlamıyorum bile. "Beni çok korkuttun Jae o kadar korktuk ki senin için."
"K-kook"
"Yorma kendini güzelim. Seni seviyorum. İstediğin bir şey var mı?"
"I-ıh"
Alnından öpüp odadan çıkacaktım ki elimi sıkıca tuttu bu "gitme" demekti . Acaba ters giden bir şeyler mi vardı?
"Bir sorun mu var canım?"
"..."
Konuşması için onu zorlayamamıştım. Oturup uyumasını izledim o kadar saf ve masumduki...Ona her baktığında tekrar aşık oluyordum. Beni kendine çekiyordu.Dayanamayıp ben de koltuğa sızmıştım.
"Onun ölmesine mani olduğun için pişman olacaksın Kook."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ENİGMATİC || After Dead
FanfictionDon't forget. We always die alone.?? Mr. Burton.