~ SORU İŞARETİ ~

938 91 14
                                    

"Ben neye dönüşüyorum?"

Uyuyakaldığım yerden kalkıp banyoya gittim. Gözlerim acıyor , sanki tüm vücudum dökülüyordu. Küveti doldurmak üzere sıcak ya da soğuk olup olmadığını bilmeden suyu açtım. Saçlarımı topladım ve küvete girdim. Vücuduma değer su beni titretirken boynumdaki dövmenin canımı yakması normal geliyordu. Sudan çıkıp odaya gittim giyinip kütüphaneye indim. Tek lokma yiyecek halim yoktu zaten canım da istemiyordu. Kook tahmin ettiğim gibi kütüphanedeydi. Gidip yanına oturdum ve oturmamla omzuma kolunu atması bir oldu. İşte tek huzurum...
Kook'un bilgisayarda yaptığı araştırmaları izledim. Hiçbir şey anlamıyordum çünkü anlamadığım bir dildeydi yazılanlar. Kook bilgisayarı kapatıp bana döndü. "Nasıl hissediyorsun?"dedi. Bakışlarımı ona çevirdim"Sence?"dedim. Konuşmaya mecalim yoktu. Kook bana sakincr yaklaştı "Kötü olma lütfen"dedi. "Tamam değilim huh"dedim. Beni kendine çekip öptü ve ellerimi tuttu. "Hadi bakalım prenses gidiyoruz"dedi ne olduğunu anlamıyordum "Nereye aşkım?"dedim. "Hadi hadi hadi koş giyinnn!!!"dedi. Koştura koştura odama gittim ve giyindim.
Beni simsiyah bir yalıya getirdi. Ben ona merakla bakarken o sadece yalıya bakıyordu. Elimi eline kenetledi ve içeri girdik. Korkunç bir evdi ve cidden korkmuştum. Kook'a daha fazla sokuldum. Korktuğumu anlamış gibi sıkıca sarıldı ve siyah parlak bir kapıyı açtı. İçerde Kook'la defalarca konuştuğunu gördüğüm o kız vardı. "Biz geldik, Noona"dedi. Hafifçe eğildim"Merhaba"dedim korkuyla. Evin korkutuculuğunun aksine bana sıcak bir tebessüm etti. Güzel bir kızdı; siyaha çalan gözleri ve siyah saçları mükemmel bir uyum yakalanmıştı. Kook yanındaki koltuğu işaret ederek "Otur canım"dedi. Yanına oturdum. Unni eline bir iğne alıp bana doğru yaklaştı "Imm güzelim çok azcık canın yanabilir ama merak etme geçecek tamam?"dedi. Gözüm iğnedeydi ve korkuyla "T-tamam"dedim. İçinde mavi bir sıvı olan iğneyi koluma sol kolumdaki damarıma batırdı ve mavi sıvı yavaşça kanıma karıştı. Kook gözlerime baktı "Gözlerin çok güzel bir renk aldı birtanem"dedi ve devam etti "Artık daha güçlüsün Noona sana bir şeyler anlatacak."dedi ve odadan çıktı. Ahh sonunda..Eğer daha fazla susmaya devam etselerdi ölüp gidecektim. Merakla parlayan gözlerimi unniye çevirdim. Bana baktı ve derin bir nefes aldı, anlatacaklarını merak ediyordum.
"Öncelikle Jae Sun sana bir kaç soru sormam gerek, en doğru şekilde cevap ver tamam mı canım?"dedi sakince. Başımla onayladım.
"Jungkook seni daha önce ısırdı mı? "
"Evet"
"Peki son zamanlarda o ısırdığı yerde çıkan dövmeye benzer şekilden anormal bir sıvı hissettin mi?"
"K-kan gelmişti bir kaç kez"
"Peki uykusuzluk, kabus ya da sana zarar veren farklı bir şey? "
"Kan kustum bir çok kez, korkunç kabuslar gördüm ve tabiki uykusuzluk çektim"
"Peki kabusların ne ile alakalıydı genelde?"
"Anne ve babam,  ve genelde kendimi hep siyah pelerinli görüyordum. "
"Jae Sun, kendinde olağanüstü bir şey sezdin mi?"
"E-evet. Bir insanın duyması ve hissetmesi imkansız olan şeyleri duyup hissedebiliyorum unni."dememle unninin yüz ifadesi tamamiyle değişti. Daha ciddi ve soğuk kanlı duruyordu. Ben ise oldukça korkmuştum.
"Jae Sun, kafanda tonlarca soru işaretinin olduğunu biliyorum. Korkma. Her şey bitince tüm gücünle ayağa kalacaksın. "

THE ENİGMATİC || After DeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin