Bölüm şarkısı; Starset- Demons ♡
Kan ter içinde uyandım. Tüm bunlar bana ne anlatmak istiyordu cidden anlamıyordum ama içimden bir ses bunu Jungkook'a anlatmam gerektiğini söyledi. Evde Kook'u arıyorum alt kata indim üst kata çıktım ama hiçbir yerde Kook yoktu. Herhalde bir yere gitmiştir diye düşündüm. Vaktimi nasıl geçiririm diye düşünürken aklıma o adam ve yara geldi. Hala acıyordu ama yara neredeyse kaybolmuş gibiydi. Böyle çabuk iyileşmesinin yanında iyileşirken acı vermesi de ilginçti. Vücudumda değişiklikler oluyordu. Kook'un köle izinin olduğu bölüm artık kızarmaya hatta acı vermeye başlamıştı. Her yanım ağrıyordu ve kendimi Kook'a muhtaç gibi hissediyordum. O olmayınca kendimi dahi koruyamamış güçsüz bir kız gibiydim ve güçsüz olmaktan nefret ederdim. Deli olduğumu düşünmeye başlamıştım. o sırada çoktan kütüphanede buldum kendimi. Kook'un araştırma yaptığı notlar masanın üstünde duruyordu. Rastgele bir tanesini elime aldım ve okumaya başladım;
"Eğer bir ölüm meleği kabus görmeye ve hatta ağzından kan gelene kadar acı çekmeye başladıysa bilin ki güç tekrar doğacaktır."
Hah? Bu da ne demek şimdi?
Eğer benden bahsediyor olsaydı neden ölüm meleği desin ki? Ben bir ölüm meleği değilim ve ayrıca ölüm meleği nedir onu dahi bilmiyordum. Kafamda bir sürü spru işareti oluşmuştu. Odaya çıkıp komodinin üzerindeki telefonumu aldım ve Kook'u aradım.
"Kookiee aranıyor..."
Çaldı çaldı çaldı ve çaldı. Kimse açmadı. Cidden merak etmeye başlamıştım. Belki de müsait değildir diye düşündüm ve yatağa oturup telefonumda gezinmeye başladım.
"10 mesaj"
"22 cevapsız arama"
Mesajlara baktım. Jin ve Haneul 'dan olduğunu tahmin etmiştim.
"Haneul; Yaaaah Jae Sun kaç gündür okulda değilsin seni merak etmeye başladım"
"Cevap verrr"
"Korkutma beni Jae sun"
"Jaeeeeee"
"Neredesin kardeşim hadi cevap ver korkuyorum hala sağlıklı mısın? "
"Jin; Jae Sun lütfen cevap ver korkuyoruz."
"Jae Sun!!!!!"
"Jae sun bu bir şakaysa hoş değil bak cidden endişeleniyoruz"
"Korkutma beni Jae sun?"
"Yardıma ihtiyacın var mı ya da neredesin kiminlesin evinde de yoksun Allah aşkına söyle"
Mesajları okurken gözlerim dolmuştu. Ciddi ciddi beni merak ediyorlardı. Onlara cevap vermeli miyim diye düşündüm ama Kook'a sormadan bir şey yapamazdım. Cevapsız aramalara girdim.
"Haneul♥ kişisinden 13 cevapsız arama"
"Jinnie kişisinden 9 cevapsız arama"
Derin bir oof çekip telefonu yerine koydum. Kendimi yatağa bırakıp biraz kafa dinlemeyi düşünüyordum ki Kook'un sesini duydum. "Sevgilimmmm!". Yerimden kalkıp aşağıya indim merdivenlerden beni kucaklayıp sarıldı. Ona sarılmaya bayılıyordum. Sanki bütün acımı, üzüntümü alıyordu. Beni yere bıraktı ve o mükemmel gülümsemesini sundu. Ben de gülümsedim. "Uyuyabildin değil mi?"dedi endişeyle. "Evett güzel uyudum"dedim. "Sana çok güzel masal okudum bir öpücük alırım"demesiyle tüm kan hücrelerim yanaklarımda toplandı ve haliyle kırmızı elma gibi kıpkırmızı oldum. Utangaç bir tavırla dudağına minik bir öpücük kondurup geri çekildim. Bir vampir olmasına rağmen evinde yaşayan bur faniye nasıl karşı koyuyor bilmiyordum. Ama sonuçta kanımı içmişliği vardı. Kook beni elimden tutup kütüphaneye indirdi. "Hmmm bir tavşan buraları karıştırmış anlaşılan"dedi bana bakıp. Ben de yüzümü yere eğip tebessüm ettim. Beni masaya oturttu ve bir şey açıklayacakmış gibi ellerini önünde bağladı. Ben de tüm dikkatimi ona verdim. "Ohm ohm güzelim şimdi sana bir şey söyleyeceğim ama heyecan yapma"dedi. Ahaaa tam tahmin ettiğim gibi ufak ufak korkmuştum ama belli etmiyordum. "Söyle"dedim sakin olmaya çalışarak. "Sen büyük bir dönüşüm içindesin birtanem az kaldı sadece bu kadar açıklayacağım çünkü geri kalanını kendin öğrenmen gerekiyor. Sadece dönüşüm içindesin. Bunu bil yeter."dedi ve alınma minik bir buse kondurdu.
Kook evden çıktıktan sonra balkona çıktım. Biraz oturdum ve bir şey duydum.
" MAYDAY !!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ENİGMATİC || After Dead
Fiksi PenggemarDon't forget. We always die alone.?? Mr. Burton.