Sırama kafamı yaslamış, kafam gözükmesin diye kollarımla kafamı kapatmıştım. Artık bitmiş olan göz yaşlarımın kurumasını bekliyordum. Ata ve Ilgar hâlâ ortalıkta yoktu. Selin kendi sırasında ders çalışıyordu.
Mavi gözlü bir çocuğun kapıyı açıp "Kavga Var!" demesiyle bütün sınıf dışarı çıkmıştı. Şu okulda yeni olduğum için hiçbir şey beni ilgilendirmiyordu. Selin dışarı çıkarken bana baktı.
"Hey! Gelmiyor musun?"
"Hayır. Sen git."
"Peki. Sen bilirsin."
Selin de sınıftan çıkmıştı. Artık tektim. Kendimi uyutmaya çalışıyordum. Ama olmamıştı. Telefonu çıkarıp Evrim'i aramam gerektiğini düşündüm. Adını bulduktan sonra arama yerine tıkladım. Açmasını bekledim...
"Ooo, Elis'im yavrum naber?"
"Fena değil, senden naber?"
"Sen fena değilsen bende öyle. Ne oldu?"
"Of... İçimde kalsa olmaz mı?"
"Peki o zaman seni zorlamıyorum. Bak yanımda kim var?"
"Kim?" dediğimde sorumu cevaplamamıştı. Bu sefer telefonu daha kalın sesli birine vermişti.
"Alo. Elis'im nasılsın?"
"Mete? Derste olan gerekmiyor mu?"
"Kaçtık. Sen arayınca işte canım."
"Peki anladım."
"Seni çok özledim."
"Aynen, bende." yine Mete'ye yalan söylemiştim. Bir süre sıkıcı konuşmadan sonra telefonu Evrim'e verdi.
"Kızımm... Bu çocuk senin için ölüyor..." dediğinde kahkaha atmıştı. Evrim sürekli benimle dalga geçerdi. Bu huyunu hiç sevmezdim...
"Tamam, böyle saçma sapan konuşuyor musun yoksa telefonu mu kapatıyım?"
"Yaa... Sende hemen telefonu kapat!"
O ara dışarıdan bir ses duydum ardından bütün sınıf içeri girmeye başladı.
"Bir dakika kapatmak gerek..."
"Hey... Hey. Ne oluyor?" dediğinde telefonu suratına kapattım. Sınıfa girenleri izlemeye başladım. Ama hâlâ ne Ata ne de Ilgar girmişti sınıfa... Ben sınıfı izlerken Sürtük Aleyna saçlarını savura savura yanıma geldi. Eliyle sıraya vurdu. Bütün sınıf bu sesi duymuş olmalıydı ki bize baktı.
"Ben sana ne demiştim? Şimdi ise kavga çıkarıyorsun! Aman dikkat et küçük masum şeytan! Başına her an kötü bir şey gelebilir!" dediğinde yine sıraya sert bir şekilde vurdu. İşaret parmağını sertçe alnıma vurduktan sonra saçlarını savurarak yerine geçti.
"Kes sesini Orospu!" diye ağzımdan kendimi tutamayıp laf kaçırdım. Herkes bu sefer bana dönmüştü. Aleyna'da herkes gibi bana dönmüştü.
"Şuan bir şey yapmayacağım. Dediğim gibi her an başına kötü bir şey gelebilir..." deyip yerine oturdu. Selin koşa koşa yanıma geldi. Ona meraklı gözlerle baktım.
"Aleyna sana kafayı taktı mı taktı. Bugün kavga vardı. Ondandır."
"Kavganın olduğunu biliyorum. Nedir ki bu bana sataşıp durdu?"
"Kavga, Ata ile Ilgar'laydı"
"Ne?!"
Ben sessiz olmaya özen gösterirken öğretmen sınıfa girmişti.
"Hoca geldi, kısacası senin içindi sanırım." dediğinde koşarak yerine geçti. Öğretmen sınıfa girince doğru düzgün odaklanamayıp dersi dinlemeye çalıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞIMARIK
Fiksi RemajaElis adlı 16 yaşında ve okula bazı sebeplerden dolayı erken başlamış lise 3'e giden bir kız. Saf, cesaretli ve duygusal... Tek gözleri anlatıyordu acısını içinde ki baskısını... Ta ki Samsun'da ki Ilgar önüne çıkana dek... O zamandan s...