Sessiz ve sorunsuz geçen uzun bir servis yolculuğunun ardından bana verilmiş olan küçük kağıdı çantamdan çıkardım. Üstünde "10-A" yazıyordu. Elimde kağıtla sınıfımı aramaya başladım. Benden bayağı uzun olan bir çocuk önüme dikildi.
"Yeni olmalısın. İstersen sana yardım edebilirim. Ben Ata." dediğinde yukarı doğru kafamı kaldırdım.
"Bende Elis. Memnun oldum. Yardım edersen çok sevinirim."
Kağıdı elimden alıp sınıfıma baktı. Yüzüme gülümsedi.
"Bugün biraz fazla şanslı olmalısın. Ben de o sınıftayım. Benimle gel."
Kolunu boynuma attığında yürümeye başladık. Ona ısınmıştım. Sınıfa geldiğimizde tüm gözler üzerimdeydi. Gözlerimi yere dikip en arkaya Ata'nın yanına gittim.
"Burada kısa kaldın. İstersen öne geç." dediğinde yüzüne güldüm. Hayır dercesine kafamı salladım.
"Peki o zaman buradan dersi dinlersin."
O an telefonum çalmıştı. Dersin başlamasına 5 dakika vardı. Hızlıca bahçeye çıkıp telefonu açtım. Arayan Mete'ydi.
"Alo."
"Olayları öğrendim. Bunun için çok üzüldüm."
"O konuları açma..."
"Tamam, neden bana geri dönmedin?"
"Meşguldum."
"Unutulmaya başladık..."
"Saçmalamaya devam edeceksen kapatıyorum..."
"Dur! Sana bir şey demek lazım."
"Dinliyorum."
"Sanırım senden hoşlanıyorum."
Derin bir nefes aldım. Tepkisiz kalmıştım. Geçen seneki olaylar geçti aklımdan...
"Ben bunun karşılıklı olcağını sanmıyorum. Ben seni geçen sene sevmiştim ama sen bana dönüp bile bakmadın..."
"Bilmiyordum ki."
Derin bir nefes daha verdim. Birşey demedim.
"Şansım yok mu?"
O an aklımdan onunla geçen sene ne kadar çok sevgili olmak istediğim geçti. Yine bir aptallığımla hiç düşünmeden cevap verdim.
"Var..."
"O zaman sevgilim. Buna sevindim." dediğinde zil çalmıştı.
"Kapatmam gerek zil çaldı. Hoşçakal."
"Tamam, seni seviyorum."
"Bende" dediğimde telefonu kapattım. Onu sevmiyordum. Yalan söylemiştim. Pişmandım.
Telefonumu hemen sessize alıp sınıfa doğru yürümeye başladım. Her zaman ki gibi meraklı gözler üstümdeydi. Sınıfa gidip Ata'nın yanına doğru gittim. Yerimde Ata'dan biraz kısa biri oturuyordu. Birlikte konuşuyorlardı. Adını bilmediğim çocuk ayağa kalkıp elini uzatıp "Ooo yeni bir güzellik gelmiş sınıfa." dediğinde bütün sınıf bize dönmüştü. Sebepsizce ne var bakışları atıp, adını bilmediğim şişkonun elini havada bırakıp onu pişman ettirdim. Yerime geçip kitaplarımı çıkarmaya başladım.
"Neden o kadar kaba davrandın? Öyle konuşabilir ama iyi çocuktur." yanımda oturan Ata'ya dönüp ona anlamsızca baktım.
"Rezil olmayı sevmem. Bundan sonra öyle konuşamaz." dediğimde bana şaşırarak bakmıştı.
"Eren'in sebebi rezil etmek değildi." çantama dönüp kitapları karıştırmaya başladım.
"Neyse ne... İlk ders ne?"
"Coğrafya..."
"Tamam."
Cevabı kısa ve net olarak verdiğinde kitapları masaya koyup kalem kutumuda çıkardım. O an içeri öğretmenin girmesiyle sınıfça öğretmenle selamlaştık. Kısa bir tanışmadan sonra dersi ilk defa pür dikkat dinlemeye başladım. Bu anlatım eski okulumdan daha iyiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞIMARIK
Teen FictionElis adlı 16 yaşında ve okula bazı sebeplerden dolayı erken başlamış lise 3'e giden bir kız. Saf, cesaretli ve duygusal... Tek gözleri anlatıyordu acısını içinde ki baskısını... Ta ki Samsun'da ki Ilgar önüne çıkana dek... O zamandan s...