Herkese merhaba ! Doğum günümü bekledim ki hem yorumlarla mutlu olayım hem de sizi mutlu edeyim.
Hazırlandığım sınav dolayısıyla burası ile fazla ilgilenemiyorum. Özür dilerim. Sabrınız için çok teşekkür ederim, minnettarım. Herhangi bir şey için bana aynı kullanıcı adı ile twitterdan ulaşabilirsiniz. Sınav döneminden sonra daha sık görüşmek dileğiyle x
__________________________________
Geri çekildiğinde yüzünde gülümseme vardı. Ben ise buz kesilmiştim. Bunu neden yaptığına anlam verememekle birlikte, neden gülümsediğini merak ediyordum.Tekrar eski yerine uzanıp ellerini başının altına koydu ve gökyüzünü izlemeye başladı. Vücudum hala bir reaksiyon göstermemişti. Bu üçüncü 'arkadaşça' öpüşmemiz miydi? Aralarında en garip olanı buydu sanırım.
Sesli bir şekilde yutkundum ve oturur pozisyona geldim.
"Şey, ben babama iyi olduğunu haber vereyim" Ayağa kalktım.
"Birlikte inelim" O da ayağa kalktı. Başımı salladım ama ona bakmıyordum. Önden çıktım ve ondan uzaklaşmak istercesine hızlı adımlarla indim merdivenleri. Babam bıraktığım yerde oturuyordu. Yanına oturup yanağına bir öpücük kondurdum. Gülümseyip tekli koltuğa oturan Harry'ye baktı.
"Anlaşılan birileri oksijene ihtiyaç duymuş" Güldü. Harry de gülmüştü.
"Beth'e teşekkür etmem lazım sanırım. O olmasa hatırlayamayacaktım"
"Senin için çok endişelendi"
Harry sadece bana baktı ve gülümsedi. Gözlerimi kaçırdım.
" Nasıl hissediyorsun? Gerçi daha bir hafta oldu, biliyorum, ama..."
"Daha iyiyim. Teşekkür ederim her şey için"
Babam gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı. Kalbim hala hızlı atıyordu. Bu da ellerimle oynamama ve dikkat çekmeme sebep oluyordu.
Tam o sırada cebimdeki telefona gelen mesajla titredim. Çıkarıp baktığımda, bilinmeyen bir numaradan mesaj geldiğini gördüm. Sanki tedirgin bir insan değilmişim gibi bir de bu bilinmeyen numara beni endişelendirmişti. Bir şey olmayacağını bilsem de hep kötü hissettiriyor.
Mesajın ne olduğuna bakmak için ekranı açtığımda, telefon düşük pil uyarısı vererek titredi ve kapandı. Gözlerimi devirdim.
"Herkes iyi olduğuna göre ben odama çıkıyorum" Ayağa kalktım ve onlara baktım. Babam kafasını sallayıp Harry'ye döndü. Anlaşılan o ki, muhabbet koyu olacaktı.
Odama çıktım ve kapıyı kapadım. Telefonumu masanın üstüne bırakarak yatağıma uzandım.
Harry'nin iyi olmasına seviniyordum. Fazla zaman kaybetmeden kendini toparlayıp aramıza dönmüştü. Bundan sonra hayatını ne yönde ele alır, bilmiyorum. Ama ne olursa olsun ona destek olacağım. Aldatılmak... Kolay bir şey değil. Özellikle de onun gibi biri için. İnsanlara önem veriyor, değerleri var, sadık, güvenilir, komik, kibar... Bir insan nasıl onunla çıkarken başkalarını gözü görür? Bu sadece Harry için geçerli değil. Onun gibi milyonlarca insan var. Herkesin hakkettiği değeri almasını isterdim. Güvendiğimiz insanlar bize en büyük darbeyi vururken nasıl unutup hayata devam etmemiz beklenebilir ?
Buraya geldiğim ilk zamanı hatırlıyorum. Fazla saftım. Hayatımın en büyük hatası Ashton ile birlikte olmaktı. Şuan yalnızım ve kalbimde... Kimse yok. Uzun sürede olmaz sanırım. Yıpranmış hissediyorum. Arkamdan 'fahişe' denildiği günlere dönmek istemiyorum. Amerika ile işim bitti.