Hikayenin gidişatında görmek istediğiniz şeyleri ve varsa fikirlerinizi buraya ya da mesaj kutusuna bırakabilirsiniz.
İyi okumalar!
********************************************************
Üç gün süren kontrollerden sonra sonunda evdeydi. Harry'nin hayal ettiği o gün gelip çatmıştı.
Bethany'nin elini tutarak yatağa yatarken destek oldu. Arkasındaki yastıkları düzeltti. Ardından o da yatağa oturdu ve beraberinde getirdiği yemek tepsisini kucağına aldı. Onu kendi elleriyle besleyeceğini söylemişti, değil mi?
''Harry, eve geleli üç saat oluyor ve ben ikinci öğünümü yemeye zorlanıyorum'' Bethany gözlerini devirdiğinde Harry güldü.
''Seni eskisinden daha kilolu hale getireceğimi söyleyip duruyordum. Kaçışın yok''
''Neyse ki diğerinden hafif...'' Bethany,dudaklarını birbirine bastırarak kaçışı olmayan tepsiye baktı. Koca bir tabak dolusu dilimlenmiş meyve, bir bardak süt ve üç tane tost vardı. Bir öncekinde sayamayacağı kadar çok yemek varken ve zorla ağzına tıkılırken kusacağını bile düşünmüştü. Harry güzel yemek yapıyordu. Bu konuda herkesle hemfikirdi. Ama fazla yapıyordu. Çok fazla.
''Önce tostları yiyip sütü iç. Daha çok istersen yine yaparım'' Tostun birini peçeteyle tutarak ona uzattı. ''İstediğin bir şey var mı?''
''İstemediklerimi sorsan daha kolay cevaplardım. Hatta cevaplayayım. Hiçbiri''
Harry gözlerini devirip tostu ağzına itti. Bu kızın zorlamadan yiyeceği yok, diye geçirdi içinden.
''Babam da seni nasıl seviyorsa, yalvarışlarıma aldırış etmeden beni senin eline bıraktı''
''Çünkü sana neyin iyi geleceğini biliyor'' Baskıcı bakışları,kızın üstünden bir saniye bile ayrılmıyordu. ''Hem sen benim elime kalmaktan mutsuz musun,hm?''
''Zorlamasan iyi çocuksun'' Gülerek ikinci tostu aldı.
Harry, hızlanan kalbine uyup kendini ele vermemek için bakışlarını tepsiye çevirdi.
Hastanede geçen üç günde, geceleri yanında Harry kalmıştı ve bu onların yakınlaşması için büyük fırsattı. Geceleri Bethany'ye neden burada olduklarını, arkadaşlıklarını, annesini, onu ziyarete gelen insanları ve daha birçok şeyi anlatmıştı. Bethany, Ashton'ın ölümüne pek üzülmemişti sandığı gibi. Oysaki hatırladığı zamana göre ona aşık olması gerekiyordu. Demek ki duygular gitmiyor, diye düşündü. Kendisine oldukça yakın davranıyordu.
Ona, paylaştıkları öpücükten bahsetmeyi çok istemişti. Fakat bunun aralarına mesafe sokmasından korktu. Harry'ye karşı birtakım duygular besleyip onları hatırlamadığını düşünmesini ve kötü hissetmesini istemiyordu. Ayrıca günlük olayından da hala bahsetmemişti. Bahsetmeyi de düşünmüyordu. Eğer hatırlıyor olsaydı, bunu yapacaktı. Ama olaylar artık farklıydı ve Bethany bir süre sonra hatırlasa da Harry bu cesareti kendinde bir daha bulamayacağını hissetti. Kendiliğinden olmasını bekleyecekti.
''Meyvelerin hepsini yemek zorunda mıyım? Hepsinden birer tane ağzıma atsam da aynı işlevi görür bence'' Bethany, yavru köpek bakışlarını üzerine diktiğinde düşüncelerini bir kenara bırakıp ona baktı.
''Hiç bu bakışlara aldanacağımı düşünme. Hepsi bitecek''
Omuzlarını düşürerek elma dilimini eline aldı ve kızgın bakışlarını Harry'ye yolladı. Bu halleri Harry'yi güldürüyordu. Kendinden çekinmemesi hoşuna gidiyordu. Çünkü en azından duyguları aynıydı ve bu iyi bir şeydi.