thirty ; Harry

1.2K 87 4
                                    

Uzun zaman sizi beklettiğim için özür dilerim. Sonunda işlerimi yoluna koyup bölümü atabildim. Doğrusunu söylemek gerekirse yaşadığım stresten ötürü pek yazasım gelmiyordu. Bir süre sonra yeni bir kurguya başlayınca kendimi toparladım ve oraya yazdıkça aklımda canlanan fikirler ile buraya döndüm. Bundan sonraki birkaç bölüm günlük şeklinde olacak. Yorumlarınızı dikkate alacağım, benim için önemliler.

İyi okumalar!

(Eğer Jikook shipper iseniz ya da bxb seviyorsanız yeni hikayeme bakabilirsiniz.)

--

*Harry*

Bethany'yi oraya yalnız başına gönderdiğim için midem kasılıyordu. Benim işim onu korumak. Fazla endişeleniyorum belki, ama ne bileyim... Yanında olmalıydım.

Arabayı David'in evinin önüne park edip çıktım. Merdivende oturuyordu. Elim istemsizce enseme gitti.

"Hoşgeldin Harry. Teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim" Ayağa kalktı ve elini uzattı. Gülümsedim. "Nasılsın?''

''İyiyim, sen?''

''Ben de'' Sandalyeye otururken birbirimize gülümsedik. Aramıza giren mesafe oldukça belliydi. Burada garip bir hava oluşmuştu. Bu sessizliği bozup bir an önce konuya girmeliydi. Ondan önce davrandım.

''Benimle ne konuşmak istiyordun?''

''Uhm... Sadece nasıl olduğunu görmek istedim''

''Oh... İyiyim. Bethany ile meşgul olduğumdan kendimi düşünmeye verecek vakit bulamıyorum''

''Bunu duyduğuma sevindim. O nasıl? Göreli çok olmadı,biliyorum ama güzel kıyafetlerle nereye gittiğini merak ediyorum''

''Çok iyi. Okulu bitirdi. Şuan kutlama yaptıkları bir parti'de''

''Sonunda buradan kurtuluyor desene'' Güldü. Tebessüm ettim ama karnıma yumruk yemiş gibi olmuştum. Sahi ya, Bethany gidecekti.

''Öyle görünüyor. Ama Bay Preece'in bundan haberi var mı? Sanmıyorum''

''Gitmesini istemiyorsun, değil mi?''

''Yani... Bir süredir beraberiz ve artık arkadaşız''

''Ona bağlanmıyorsun, değil mi Harry? Çünkü bu pek iyi olmaz''

''Hayır. Düşündüğün gibi bir şey yok. O giderse ben de İngiltere'ye dönüp kendime iş aramak zorunda kalacağım''

''Oh, sorun sadece işsiz kalacağın yani?''

''Evet. Biliyorsun, bu işi senden devralmadan önce de İngiltere'ye dönme planları yapıyordum. Burada kalarak hem mesleğimi geliştirebilir hem de eğlenebilirim''

''Güzel plan. Umarım yolunda gider. İyiyi hak ediyorsun''

''Teşekkür ederim'' Dudaklarımı birbirine bastırıp ellerime baktım. İçimde bir sıkıntı vardı. Bethany'yi düşünüyordum. Onu aramalıyım. Koruması olarak nasıl olduğunu bilmem gerekiyor.

''Ne düşünüyorsun?''

''Beth'i aramalıyım''

''Benden çekinmene gerek yok. Bunu biliyorsun''

''Üzgünüm, ama sen bana onu hatırlatıyorsun ve ben kendimi rahat hissetmiyorum. Her an içeriden çıkıp gelecekmiş gibi''

Güldü. Ama buruk bir gülüştü.

Bodyguard | H.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin