"Ne? Hayır. Yapmam gereken şeyler var" Kendimi savunmaya geçtim. Hayır, o çocukla bir kez daha aynı ortama giremezdim.
"Bugün cumartesi. Eminim yapacakların bekleyebilir" David, sinir bozucu bir şekilde gülümsedi. Allison, tepkisizdi.
"Ah, işte, Harry de geliyor" David, bize doğru gelen kalın sesli çocuğu gösterdi. "Öyleyse benim gitme vaktim. İşiniz bitince beni ararsınız"
Cevap vermemi beklemeden üçümüze el sallayarak, bizden uzaklaşmaya başladı.
Gözlerimi devirdim. Bu sinir bozucuydu.
Harry denen çocuk, beni baştan aşağı süzdü ve Allison'a baktı. Bu bir kez daha göz devirmeme neden olmuştu.
"Bizimle gelecek. Geçen ki olay yü-" Allison, açıklamaya başlamıştı ki Harry bir kahkaha patlattı.
"Benden özür mü dileyecek? Ne zamandır çalışan yakınlarından özür diliyorsun prenses?"
"Ben..."
"Ah,dur, ben söyleyeyim. Sadece babana büyüdüğünü göstermek istiyorsun. Cevabım umrunda değil"
"Babam umrumda değil. Sadece David öyle istedi. Ayrıca aramızda pek bir yaş farkının olmadığını da hatırlatmalıyım sanırım"
"Vay canına" Gözlerini devirdi.
"Her şeyi bildiğini sanıyorsun, öyle değil mi? Aslında hiçbir bok bildiğin yok. Sadece her şeye bir yorumun var. Boş ve aptal yorumlar" Derin bir nefes verdim. "Bak, burada kalıp seninle tartışmayı çok isterdim. Ama gitmem gerekiyor"
Arkamı dönüp bir adım attığım sırada bir el, sıkıca bileğimi kavradı. Önce bileğime, sonra tutan kişiye baktım.
"Hiçbir yere gitmiyorsun. Madem buluşmayı bir kez mahvettin, bizimle kalmaya devam etmek zorundasın" Yüzü, nefesini yüzüme çarptıracak kadar yakındı. Direkt olarak gözlerime bakıyordu. Yeşil gözleri, derin ve dalgacı bakıyordu.
"Hey, tamam. Filme geç kalacağız" Allison, Harry'nin elini bileğimden çekip kendi eline doladı.
Onlar yürümeye başladığında geri de kalmıştım. Olduğum yerde, nefesimi tutmuş bir şekilde bekliyor olmalıydım ki Harry, geri döndü ve kolumu tutarak beni peşlerinden sürüklemeye başladı.
Tanrım, az önce ne olmuştu öyle?
*********************
"İğrenç bir filmdi" Duvara yaslandım ve gülen Harry'e baktım. Allison, iğrenç romantizm filminden etkilenip ağlamaya başlamış ve film biter bitmez kendini lavaboya atmıştı. Tabii ki de o herkesin girdiği halk tuvaletlerinden birine girecek değildim. Bu yüzden dışarıda, Harry ile onu bekliyordum.
"Bencede öyleydi"
"Öyleyse neden kabul ettin?"
"Allison istedi. Onun mutlu olması için her şeyi yapabilirim"
Gözlerimi devirdim.
"Erkeklerin, senin her sevdiğin şeyi sevdiğini mi düşünüyordun?" Güldü.
"Evet. Çünkü ben bu tarz filmlere giden ya da ne bileyim, sürekli tatlı gözüken şeyler yapan biri değilim" Omuz silktim.
"Kötü kızı oynamayı seviyorsun yani" Gözlerini devirdi.
"Alakası yok. Sadece eğlendiğim gibi yaşamayı severim"
"Hmm... Senin gibi biriyle tanışmayalı uzun zaman olmuştu"