Dokuzuncu Mektup

126 10 0
                                    

Rüzgârda savrulan yaprak...

Bak adam, ben kendiyle savaşan bir kızım belki de bu yüzden her daim kaybediyorum. Bilmiyorum. Ama kendinle savaşmak zor, çok zor. Doğru bildiğin her şeyi sorgulayıp durmak yorucu, fazla yorucu.
Benim yaşadığım hayat kolay değil ben olmak ise hiç kolay değil.
Her rüzgârla savrulan bir yaprak düşün. İşte o yaprak benim. Her sözle ordan oraya savrulan, kendini sineye çeken ben. Zor anlıyor musun? Her daim tedirgin olmak, verdiğin bi kararı başkasının sözüne uyarak sorgulayıp tedirgin olmak. Bir lafla vicdanın rahat durmaması ve verdiğin karardan şüphe etmek. Zor anlıyor musun? Zor ve yorucu. Dik duruyormuş gibi görünüp aslında küçücük bi lafla yerle bir olmak. Başkasının lafına kanıp kendi doğrularını sorgulamak, kendinle savaşmak, hatta verdiğin karardan geri dönmek. Kolay değil.
Beni ele geçirmek bukadar kolay işte. Sadece vicdan azabı çektirecek bir iki kelime sarf etmen yeterli. Bir iki kelimeye aldanıp kendimle savaşabilecek duruma düşüyorum ben, bakma güçlü durduğuma... Kendimle savaşmaktan yoruldum, aldığım her kararı sineye çekmekten, kendimden taviz verip vazgeçmekten.
Ben kim miyim? Rüzgârda savrulan bir yaprak, beni dalına sar, sar ki savrulmayı bırakıp rahatı bulayım, kendimle savaşmaktan vazgeçip barışayım. Sar ki, huzur bulayım...

Sana Yazdığım MektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin