Bıktım.
Bıktım. Her şeyle, herkesle savaş içinde olmaktan, kendimle savaşmaktan bıktım artık. Yoruldum, yıprandım, tükendim. Olmayan şeyleri oldurmaya çalışmaktan bıktım. Canımı yakan şeylerden bıktım. İçimde taşıdığım kalp kırıklarından, gönül yangınlarından, sessiz haykırışlardan, paramparça olmuş hayallerden, hiç gerçekleşmeyecek düşlerden, imkansızlıklardan bıktım. Ama en çokta kendimden bıktım.
Hadi diyelim her şeye bir çare bulundu. Kendime nasıl bir çare bulacağım? Kendimi kendi içimden söküp nasıl atacağım? Ben bile kendimden bıkmışken senin beni hiç bilmiyor, hiç görmüyor olman müstehak değil midir bana?
Tükendiğim noktaya geldim. Her şey bitti dediğim yere. En çokta ben tükendim, en çokta ben bittim, en çokta ben yıprandım. İçimdeki kapanmak bilmeyen yaraya çare aramaktan yoruldum. Yok işte çaresi. Babasızlığın çaresi yok. Kimse saramıyor bu yarayı, kimse merhem olamıyor, hep kanıyor ve hep kanayacak.
İyi oku bu satırları çünkü bunlar terk edilmiş küçük bir kızın içinde birikmiş sözleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Yazdığım Mektuplar
Poesía"İşte sen de tam buradasın. Mısralarımda saklı" Hiç okumayacağını bile bile yazmak. Sadece içinden geldiği için. Sadece onun için.