Uzun zamandır kalemi almıyordum elime. Çünkü biliyordum eğer yazmaya başlarsam acılarım açık yaradan damlayan kan misali dökülecekti kalemimden.
Peki niye aldım kalemi yeniden elime?
Geçti mi acılarım? Dindi mi kanım? İyileşti mi yaram?
Geçmek üzereydi, dinmek üzereydi, iyileşmek üzereydi.
Sonra bir şey oldu. Bir şeyler yaşandı ve ben tekrar başa sardım. Birileri sanki tırnaklarıyla kapanmaya yüz tutmuş yaralarımı kazıdı.
O yüzden aldım yine kalemi elime. Peki şimdi kan kusturmuyor muyum ona? Hem de en âlâsından!
Ama başka bu acılar nasıl diner, bu yara nasıl kapanır, bu yaşananlar nasıl geçer bilmiyorum...
Evet yine yazıyorum. Bu sefer en derin yaralarımı. Bu sefer güvendiğim yerden vuruluşumu yazıyorum.
Peki senin bunları okumaya yüreğin var mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Yazdığım Mektuplar
Puisi"İşte sen de tam buradasın. Mısralarımda saklı" Hiç okumayacağını bile bile yazmak. Sadece içinden geldiği için. Sadece onun için.