Engin 👇
Başımda ki ağrıyı geçirmenin bir yolu olsa keşke! Sabah kahvaltısından sonra mehlika iş in başvurduğu şirket ile görüşmeye gitti. Mehtap ise ev bakmaya. Babam yine ve yine işe. Faruk piçi de handeyle beraber pikniğe gitti. Ve ben annemle kaldım. Yanlız kaldım desenize siz şuna. Gerçi şu sıralar istediğim en büyük şey bu.
"Annecim geleyim mi?"
O ses annemin dimi?
Annem kapıyı da tıklattı?
Gelmek için izin aldı?
Vee annecim dedi!!
Bunlar yeliz sultanla uyuşmayan şeyler ama korkuyorum açıkcası.
"Gel anne"
Yatağımın başlığına yaslanmış çizimlerimi kontrol ettiğimden annemde hemen karşıma yatağıma oturdu.
Ellerimi avuçladı. Genelde çok endişelendiğinde yapardı bunu.
"Anneem neyin var güzel gözlü kızım benim"
Böyle bir seslenişi bir şefkatiyle gözlerim doluyor işte.
"Birşeyim yok anne yorgunum hepsi bu"
"Sen bak bakayım bana ben anneyim! Anne!! Anlamam mı sandın.? Herşeyi anlarım. Kim yada ney seni bu hale sokan.?"
Anneydi dimi o? Anlardı.?
"Anne babamla nasıl tanıştınız?"
Annem beklemediği yerden geldiği için şaşırdı.
"Semra teyzenle gençliğimizden beri arkadaşız biliyorsun. Semra seyfettin ile evlendiği sıralar da biz tanıştık. Daha doğrusu onlar tanıştırdı bizi. Zaten ailelerimiz yüzünden 3 ay içersinde evlendik. Ha, kötü mü oldu hayır! Belki daha iyi tanırdık birbirimizi ama değişmezdi. Zaman herşeyi değiştirse de aşkı değiştirmez kızım. Hani derler ya zamanla unutursun diye asla! Herşeyi zamanla unutursun ama aşkını o derin sevgi tohumlarını unutamazsın! Öyle muhteşem bir hikayemiz yok tanıştık sevdik ve evlendik. Sonucunda iki güzel yavrumuz oldu."
Bu muydu? Ben... Daha iyi şeyler bekliyordum annemden ve babamdan.
"Hiç mi güzel anınız olmadı?"
Gülümsedi
"Oldu tabi olmaz olur mu? Anlatsam günler yetmez. Ama bilmek istersin diye, baban bana hep şunu derdi ' Bir erkeği karanlıktan aydınlığa çıkaran kadındır. Kadına bu şerefi veren de karanlık olan kocasıdır. Evlilik kutsalsa, bunu sağlayan bir aşk bir de evlattır. Sen olmazsan aydınlığım yitip gidecek, ne kutsallığı ne de aşkı tadacağım?'bu sözü hep etkilemiştir beni. Hep bir damla akıtmışımdır. Ama çok haklı."
Babam sert bir adamdı fazlasıyla. Hatta abime ve bana karşı bile sertti. Normalde babalar evlatlarına başka türlü olmazlar mı? Babam şu hayatta bir tek anneme karşı değişiyordu. Bunu nasiren de olsa görüyordum. Ona laf geçirecek tek insan annem. Babannem ve dedem öldüğükten sonra sanki dünya üzerinde onun olan bir tek annem kalmış gibi davrandı. Arada da bir abim oluyordu onun için. Bana gelirsek ben 20 yıldır akşam 8 den sonra görünmez oldum bu evde. 6 yaşımda kaybetmiştim babannemi ve dedemi çok düşündüm benim yüzümden falan mı oldu da o tarihten sonra paçarva görevi gördüm babamın gözünde. Ama cevap yok hiç bir anlamı yok! Benimle alakası bile yok ölümlerinin.
"Babam seni çok seviyor anne dünya üzerindeki herşeyden çok"
Annem elleriyle yüzümü avuçladı bu sefer.
"Annesinin güzel kızı, sizi de seviyor baba-
"Abimi de seviyor babam doğru."
Sözünü kesmiştim annemin. Hakıydım. Canımı yakan o kadar çok ley vardı ki. Değersiz olmak için dünyaya gelmişim gibi sanki. Babam beni sevmiyor sevmedi. Abim hep bir acımasızlık hep bir hainlik. Engin... Onun ismi içimden de geçse akan sular duruyor. Bu kadar mı etkisini saldı gönlümde. O da beni kullanıyor. Önce eziyor sonra kullanıyor. İşte tüm mesele buydu. Benim var oluşumun bile bir sıkıntı uyandırması.
"Baban ikinizi de çok seviyor, sen onun pren-
"Hadi ama annem yorma kendini. Büyüdüm ben bak. İkimizde biliyoruz ki babam ölsem mezarımda bile ağlamaz"
Annem gözlerinden düşen yaşla kafasını eğdi. Biliyordu içimi sürekli dağladığını. Bilsin! Annemde farksız değil o beni çok seviyor da olsa oğlunu çok çok çok seviyor. Onun uğruna ölecekse benim uğruma en fazla ağlar belki bir kaç acı çığlık. Diyorum ya ölsem arkamdan ağlayacak bir fatiha okuyacak kimsem yok. Belki erdem ağlar mı? Hah! Zorla ağlatacağım ya insanları. Dirisine değer vermeyen ölüsüne napsın.?
Yatağımdan kalkıp dolabıma yöneldim.
Siyah bir bluz altına dar kotumu çıkardım.
"Neyse ya sen asıl ne diyecektin ne oldu?"
"Hiç. Sadece seni merak ettim annecim. Kaç gündür iyi değilsin."
Oo oğlunuzdan başka birşey gördünüz demek yeliz sultan.!
"Aman anne ne olacak. Sende gizemli gizemli soruyosun birşey yok.! Dedim ya işler yoğunlaştı nasıl yetiştireceğim onu düşünüyorum."
Annem dibime gelip belimden sarıldı ondan bir kaç santim uzundum hafif eğilip bende sıkıca sarıldım. Babamın yaptıklarını göyaşlarıyla annem ödeyemezdi. Her ne kadar annem de hatalı olsa beni yıkan babamdı.
"Üzülme annem sen. Ben iyiyim.! Hemde çok! Sadece yorgun ve düşünceliyim. İşten ötürü. Ağlama hadi saçma şeylere sen sıkılmadın mı semra teyzemlere gitsene iki lak lak yapın"
Annem küçükce kıkırdayıp kafasını salladı kapıya yöneldi.
"Sen nereye bakalım?"
"İşe gideceğim bir kaç çizim vereceğim. Sonra da kendim için alışverişe yapacağım akşam olmadan gelirim.haberleşiriz yine. Selam söyle semra teyzeye"
"Tamam"
...
Çizim çantamı ve montumu alıp aşağı indim. Saçlarımı bol bir topuz yapmıştım. Kapının dibinde montumu giyindim. Beyaz air max lerimi giydikten sonra evden çıktım. Yürüyerek gidebiliyordum da iş yerime 20 dakikamı alıyordu. Kulaklığımı takıp müziğimi dinleyerekten yürümeye başladım.
...
Verdiğim tasarımlardan sonra birkaç çalışan arkadaşımla sohbet edip çıktım moda evinden. Karşıdan karşıya geçmek için bekledim ki o da ne!
Küçücük köpek yolun ortasında öylece duruyor. Arabalar hızla geçip gidiyorlar ama biri de umursamıyor. Şerefsizler ya o da bir can kalleşler. Evet köpeğe çarpmıyorlar çünkü genelde arabaların tam ortasına denk geliyor. Kıyamam.! Birde insanlar sadece izlemiyor mu!!
Bir kaç araba daha geçtikten sonra kimseyi tınmayıp yola atladım araba gelse bile bana çarpamazdı. Kanunen ne olursa olsun o suçlu olurdu. Gerçi çarpsa da iyi olurdu bir hayvan kurtarmış olur geberir giderdim. Herkes bağırırken köpeğe hızla koştum. Titreyen bedenini kucağıma alıp aynı hızla gittim bir araba ucuz sıyırmıştı. Öyle titriyordu ki canım benim. Nasıl korktukim bilir. Hayvanlar sıcak olmazlarmıydı genelde ya buz gibi bedeni bu miniğin.
İnternetten yakınlar da ki veteriner adresine baktım.
Yola koyulalım. Küçük şirin şeyin kulağına fısıldadım
"Merak etme güvendesin."
Anlamasa da hissedecektir eminim.!
...
Şimdi kucağımda huzurla etrafı izleyen hayvana baktım. Bu güzelliğe neden aldırış etmiyorlardı ki.?
Evin kapısını anahtarımla açtım.evde kimde olmadığı için rahattım. Çantamı ve montumu fortmantoya bırakıp yakışıklım ile mutfağa gittim. Evet. O erkek bir köpek ve aşırı etkileyici, yakışıklım benim. Düşündüm madem sahibi yok kimseden izin de almayacağıma göre benim yakışıklım olabilir. İsmini de yakışıklı koydum tabi. Dolaptan çıkardığım sütü büyük bardağıma doldurdum. Ona aldığım mamayı da mama kabına koydum. O mamasını yerken bende sütümü yudumladım. İkimizinde midesinde birşeylere ihtiyaç vardı.
Yakışıklımı da kucağıma alıp doyan karnımızla yukarı çıktık. Onu yatağımın üstüne bıraktım. Onu ilk kucağıma aldığımda ki gibi titremiyor olsa da hala ürkekti. Biraz çevreyi inceleyip bana baktı. Bende yatağımın kenarına çömelip ona yaklaştım.suratımı koklamaya başladı. Tanışıyoruz demek. Kıkırdamaya başlamıştım.
"Merhaba yakışıklım, memnun oldum sana yakışıklı diyorum diye kızma bana sakın. Çok büyüleyici bir karizman varda ondan diyorum. Bende nazlı bu arada. Sende bana şey de ımm.. Reçel de"
Yine aklıma gelen engindi. O derdi bana reçel diye.
Cebimdeki telefonu çıkarıp fotoğrafımızı çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~
RomanceEngin ve Nazlı olabilecek şey değil! Ama oluyor. Sonuçta anneler birlikse ve bu birlik 45 yıldır taht sürüyorsa.? 13 yaşından sonra birbirini görmemiş iki çatlak. 13 yıl sonra görürse o gözler birbirlerini ne olur? Nefretin içide aşk büyür. ~~~ ...