Bir bakış öldürür mü?

1.4K 60 4
                                    

Multi; engin ve nazlı

Nazlı; İçimde bazı şeyler iyileşmeye yön tutarken bazıları kanıyordu hala

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nazlı;
İçimde bazı şeyler iyileşmeye yön tutarken bazıları kanıyordu hala.
Engin yaramın büyüğünü sardı bile. Öylesine şefkatli öylesine sabırlı hemde. Belki ilerde değişir, ufacık ilgiyi bir çift sözü bile çok görür bilemem. Erkekler değişebilir. Fakat artık geleceği düşünmekten usandım. Bir adım sonraki hamlemi düşüneceğim diye yıllardır anı yaşamamaktam bıktım.
Hande çok çabalıyordu. O gün gözündeki yaşlar ciğerimi yakmıştı. Suçlu da olsa pişman sonuçta. Herkes hata yapar mühim olan anlamak değilmidir?
Abim.. Bir kaç kez odama girip konuşmauı denese de her seferinde kulaklığımı takıp müziğimi açtım. Babama gelirsek.. Onun eve geldiği saatte odama kapanıyor kilitliyordum kendimi. Sabahları da o gidene kadar çıkmıyordum. Anneme sürekli bemi sorsa da ona özür fırsatı dahi vermeyecektim abime de öyle. Beni yıllarca birşey yerine koymayan insanlar yoğun bakım camından mı anlamışlardı değerimi. İllaha ki ölmem lazımmış demek ki. İşte beni onlardan daha da uzaklaştıran da bu zaten..
..
Kalbim engin engin diye atarken sinirleniyordum. Bir dur yahu!! Görmemişin bir hıyarı olmuş!
'Güzelim, in hadi geldim ben'
Enginin mesajıyla çantamı alıp odamdan çıktım.
"Anne ben çıktım. Engin geldi. Akşama gelirim."
"Selam söyle oğluşuma. Öp yanaklarından çok çok"
Annemi de kaybettik evet!
Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Karşıdaki arabaya doğru koştum. Kapımı açıp bindim.
"Oo günaydın nazlı hanım."
Salak! Öğleni geçiyordu hala günaydın diyor.
"Ne günaydını manyak. Saate baksana.?"
"Senin afyon anca patlıyor ya bitanem"
Ah! Ne dedi o? Hala alışamadım vallahi. Her bir kelimesinde eriyip gidiyorum.
Üstüme eğilip kemerimi taktı. Yanağıma kondurduğu sulu öpücük etkileyiciydi.
"Ohh be demek ki benim afyonumda seni görünce patlıyormuş."
Kıkırdayıp yanaklarını iki ellerimle avuçladım.
"Annemin bir isteği var bay mükkemmel oğluş"
"Hımm, neymiş bu istek?"
Bunu derken gülmüştü çünkü annemle ilişkileri benden de iyiydi anasını satim.
Dudaklarımı ilk önce sağ sonra sol yanağına bastırdım. Sonra alnına sonra burnuna, elmacık kemiklerine, çenesine. Hepsine küçük öpücükler kondurdum.
"Oğluşuma selam söyle öp benim yerime dedi. Görevimi yerine getiriyorum yanlış anlama canım"
Gözlerim koyu bakışar atmaya başladı. Anlayabildim mi? Hayır.
"Ne? Niye öyle bakıyorsun"
"Yeliz teyzem sadece sağ yanağıma sulu salyalı öpücük kondurur sağolsun. Sen öpmedik yer koymadın vicdansız. Birde dudağımı üvey evlat yerine koydun. Onu ayırdın."
Kahkahamı basıtramamam çok normal. Böyle birşey düşüneceğini sanmıyordum. Aslında annemin selamını, engine kondurduğu salyalı ve şefkatli anne öpücüğünü kendi yönüme çekmiş olabilirim. Ne varmış bunda?
Parmaklarımı dudaklarının üstünde gezdirdim.
"Üzüldü mü dudakların yoksa?"
Kaşlarını burnuna kadar çatmıştı. Şuan çok ama çok sevimli geliyordu.
"Fazlasıyla. "
Tıslarcasına konuşmuştu. Hayır anlamıyorum engin de mi regli oluyor bu ne ani değişim ulan.
Yok canım benden mi etkilenecek. Hadi be ordan! Yahu tamam seviyor olabilir fakat ben etkileyici bir kadın değilim. Yani etkilemek tahrik etmek falan benimle uyuşmayan şeylerdi. Kabul yüz olarak güzel görebilir. O da gözlerim sağolsun fakat bir çoğu benim yaşımda çıldırtırken ben hala liseden kalma pantolonumu bile giyiyordum. Tarzım değişmemişti. Yeri gelince abartırdım da ama vücutta bi bok yok kardeşim abartsam kaç yazar.
Hayır. Öyle olağan üstü kilolu falan da değilim. Kilom normal belkide fazla bilmiyorum. 52 kiloyum şuan. Boyumdur belkide beni sönükleştiren. Evet kesinlikle. 1.60 kız mı olur yahu. Az daha kısa olsam musluk başlığı olucam yemin ederim.
"Ne duruyorsun nazlı"
Düşüncelerimi bölükleştiren neredeyse yok olmuş enginin sesiydi.
Ne yani ciddi ciddi tahrik mi olmuştu? Vay anasını beee!
Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Hiç oynatmadan sıkıca öpüp geri çekildim.
" şimdi affetmişlerdir beni. Hadi gidelim nereye gidiyorsak."
Gözlerini devirip koltuğuna geri yerleşti kemerini takıp gaza bastı.
"Ee nereye gidiyoruz?"
"Söylemeyeceğim hanım efendi. "
Ne alaka be.
"Niye ya?"
"Çünkü dudaklarım hala affedemediler. Lan! Öyle öpücük mü olur? O ne öyle! Dokundurup çektin. Ben kendi avuç içime dokunduraydım bari şah eserlerimi. Hayır yani anlayamıyorum. Kızlar bir öpücüğüme sıraya dizilmişken sen nasıl yapışmıyorsun? "
Sıraya dizilen kızlar. Öylemi?
Kollarımı bağlayıp. Kafamı kaldırdım.
"Sıraya dizilen kızlar öyle mi? O kızlaro alır zürafanın götüne sokarım engin.! Beni çıldırtma.! Hem bir tek senin mi peşinde geziliyor? Ben istesem, tüm türkiye dizilir be önüme."
Yalan yeminle yalan. Tüpçü davut bile bakmaz lan bana. Çarpılacağım birazdan ama olsun. Ezmeyecekti beni uyuz!
Yumuruğundan dolayı beyazlaşan elini direksiyona vurdu. 
"Bana bak! Sikerim türkiyenin erkek nüfusunu. Ne diyon lan sen. Dua et o zürafa götüne sokma planına hala anıra anıra gülemedim. Yoksa börtletirdim o dudakları!"
"Sen her zaman anırırsın zaten engincim. Bir anlayamadın eşşek olduğunu."
"Biliyorum eşek gözlerim seni derinden etkiliyor güzelim. Daha öncede dedim. Evlenmeden olmaz."
Yeminle götü uzay boşluğuna ulaşacaktı.
"Uf yürü git ya. Ne biçim sevgiliyiz biz farkındaysan didişmemiz bile beyinsizce"
Kahlaha atmaya başladı. Bende izlemeye. Enginin deyimiyle manzara cidden çok güzeldi..
..
"Ya böğürtlen ne diye buraya geldik anlamıyorum?"
Engin gözlerini kısıp elimi daha da sıktı
"Yavaş ol öküz. Tutuyorsun işte ne sıkıyon elimi."
Kulağıma eğildi
"Bana yanlızken her boku de ama insan içinde deme kadın."
Güldüm. Boşta kalan elimle yanağını sıktım
"Amanın benim böğürtlenim utanırmıymışda. Oy benim böğürtlenim."
Elimi tutup. İşaret parmağımı ağzına götürdü. Noliyi ya.? Dişlerinin arasına alıp ısırdı küçücük.
"Ya manyakmısın? Milletin içinde. Üstelik ıstırıyon. Engin noldu sana semra teyzem nazi uygulaması mı başlattı evde açmısın sen?"
Kahkaha attı yine. Ulan moda evinin önündeyiz benim çalıştığım moda evinin önünde. Gelen geçen tüm tanıdık izliyor muhteşem ötesi gülüşünü. Elimi ağzına kapattım.
"Ya ne gülüyosun milletin içinde herkes bakıyor."
Anlamazca bakan oydu bu sefer. Elimi ağzından çekip ilerlemeye başladı beni de çeke çeke.
"Bana diyene bak sanki sen normalsin milletin içinde gülme ne ya? Sen gizlenip mi gülersin?"
"Şimdi didişmeyecem seninle! Buraya ne halt yemeye geldik.?"
"Çalışan bir kaç dürzüye,senin bana ait olduğunu bakanın selasını vereceğimi. Göstermek için geldik."
Bu muydu? Şu güzel günü bununla mı dolduracaktık.
"Ne kadar güzel cidden!?"
"Bencede güzelim"
Elimi sıkı sıkı tutuyordu. Sanki bırakıp kaçacağım ruh hastası.
Girişte biraz ilerledikten sonra çalışma arkadaşlarımdan celali gördüm elimi salladım merhaba dercesine.
Hızlı adımlarla yanımıza gelirken,
"O elini indir"
Enginin sesiyle yüzüm düştü. Elini omuma koyup gülümsedi.
"Nasılsın nazlı? İyileştin mi?"
"İyi gayet iyi"
Engin araya girmese olmazdı. Kıskanç.
"Siz kimsiniz bey efendi?"
Doğru ve yerinde bir soruydu cemalinki.
Engin elini cemale uzattı cemalde elini uzattı. Sıkışan ellerden alev çıkcak sandım.
"Ben nazlının, nişanlısı. Siz kimdiniz?"
Celal sahte bir gülücük yolladı anlamamak mümkün değildi zaten. Sevemediler anlaşılan birbirlerini.
"Bende nazlının yakın arkadaşıyım."
Aslında.. Öyle abartılacak bir arkadaşlığımız yoktu ki. Sadece günayındınlaşor iş hakkında denk gelirsek danışırdık birbirimize. Hepsi bu. Hakkında ismi ve yaşı dışında birşey bilmişliğim bile yok ki o da öyle. Bu muydu yakın arkadaşlık.? Ama sanırım engini sinir etmek için yaptı. Karışmaya hiç niyetim yoktu aslında.
"Ya, ne güzel. Bende bunun için gelmiştim zaten. Bir bakayım dedim. Birtanemin çalıştığı yer nasılmış?Arkadaşları nasılmış?"
"İyi yapmışsınız"
"Ya tabi. Ee biz birazda yukarı kata çıkalım oradamıydı birtanem odan?"
Birtanem? Gülmemi zor bastırıp kafa ı salladım onaylarcasına.
"Tamam o zaman görüşürüz celal bey. Davetiyeyi ilk size yollayacağım. Nasıl memnun oldum tanıştığımıza anlatamam."
Elimi tutmayıp bu sefer kolunu belime doladı merdivenlerden çıkmaya başladık. Resmen bu da sana kapak olsun yapsa da yine ve yine sebepsiz aynı zamanda yersiz bir kapak olmuştu.
Benim odamın önüne gelince durduk. Aslında durdurulduk. Bu gelen bizim çatlak çalışandı. Berna.
"Ayyy allahım. Ölcem galiba ben. Yaaa çok mu tatlısınız siiizz? Allahım tü tü maşallah nazar değmesin inşallah. Allahım şu uyuma bak hele. Elemtere fiş kem gözlere şiş."
Engin kahkaha atarak bernaya bakıyordu ki bende öyle.
..
"Bari geldik sen otur şurada ben çizimleri dosyalarına yerleştiriyim."
Bernanın çenesinden kurulup, Odama girmiştik.
"Bana uyar. Sen işine bak bende kolaçan edeyim odanı."
"Tamam"
Masama oturup düzenlemeye başladım. Cidden birikmişti işler. Bugün bana asla yetmezdi. Ama olsun bi ucundan başlamak lazım haftaya kesin başlayacağım zaten.
..
Artık başım ağrımıştı. Ne de çok karıştırılmış sırayla çizip sunduğum tasarımlar! Dikkatsizce masama fırlatırlarsa ne beklerdim ki zaten?
Ensemde hissettiğim el ile arkama döndüm. Güşümseyen yüzüyle sevdiğim adam.
"Yoruldun dimi?"
O Şefkat dolu gözlerle bakarken ismim gibi daha çok naz yapasım geliyordu.
"Biraz yoruldum aslında."
Kafasını sallayıp arkamda eğildi. Sandalyemden kollarını belime dolayıp burnunu boynumda gezdirdi.
"Şimdii, sevgilin rahatlatacak seni"
Bunu kadın erkeğe yapmazmıydı iş yerinde. Çok komik olmuştu bizimkisi.
Belimdeki ellerini omuzlarıma görürüp masaj yapmaya başladı.
Ooh öyle rahatlatıcıydı ki. Canımı acıtmadan küçük hareketlerle ovuyordu. Bir süre de boynumu yaptı.
"Nasıl iyi geldi mi? Güzelim"
Kafamı sallayıp sandalyemden ayağı kalktım.
"Fazlasıyla iyi geldi."
Bir elini belime attığında bende kollarımı boynuna dolayıp gözlerine baktım. Çok güzellerdi be!
"Bakışın bile etkiler mi insanın?"
Bu soruyu bana soruyordu. Bence etkilerdi onunkilerdn bahsediyorsak hele boğulabilirdim bakışlarında.
Kafamı salladım huzur dolu bir gülümseme sundum.
"Senden bahsediyorsak, etkilemez. Öldürür. Şefkatli baktığında özellikle. Koyulaştığında da öyle. Buğulanıp küçük engin gibi baktığında da öyle. Aşk dolu baktığında da öyle."
Boşta kalan eliyle yüzümü avuçladı. Alnını alnıma eğilip yasladı. Uzun boyun yan etkileri.
"Ben senin için demiştim. Senin bir bakışınla düştüğüm halleri kast etmiştim. Sen nasıl bir kadınsın böyle?"
Cidden onun gözünde böyle yükseklerde miydim?
"Bilmem nasıl bir kadınım?"
Dudaklarına kapanan dudaklar verdi belkide cevabı. Boşa demiyorum şah eser diye. Önce heyecanımdan öylece dururken sonra ona ayak uydurmaya çalışmaya çalıştım. Hala rezildim! Hala acemi! Duygularımı hissetmişcesine daha sert öptü. Üst dudağımı ısırdı. Alt dudağımı da öyle fakat daha sert. Sonra ısırdığı yerleri tekrar öptü emdi. İlginç ama sürükleyiciydi.
"Ohaa! Lan Oha! Çüşşş!"
Bağıran rabianın sesiyle olduğum yerde sıçrayıp enginden hızla uzaklaştım.
Engin gözlerini devirip ellerini beline koydu. Rabia ya ve mehtapa dönüp baygın bakışlarını attı.
"Ulan abisinin kopyası ruh hastası. Sen odaya nasıl girilir bilmezmisin? Hayır erdem pezevenkinin soyundan geliyorsun tamam ama bir farkın olsun!"
Rabia cık cıklarken mehtap son ses cırladı. Evet resmen cırladı.
"Sen kendine bak be! Erdem pezevenkse sede piç oluyosun o zaman! Ayrıca tık tıklatmaktan elimiz morardı. Kıza o kadar gömülmüşsün ki azgın dağ ayısı"
Azgın dağ ayısı mı? Kocaman bir kahlaha patlattım. Şuan utanmayı bir kenara bırakmış yere çökmüş haykıra haykıra gülüyordum.
"Yanlız engin abi yengem çok fena laf koydu. Kabul edelim."
"Yürüyün gidin lan ruh hastaları. İşin kötüsü biri sevdiğimin kuzeni biri arkadaşı ki bu çeşit ruh hastalarından çok var çevremizde.! Gerek sude olsun! Gerek hande olsun. Mehlika manyağı da var tabi. Birde şimdi mine yengemi de yoldan çıkardınız! Manyaklar!"
Kahkaham şiddetlense de sevdiğim demesi yine hızlandırdı kalp atışlarımı.
"Hah! Diyen çoook normal sanki. Biz buraya nazlı için geldik sen git"
Mehtap yine tutamadı kendini.
"Günler çuvala mı girdi lan? Bugün nazlı benimle başka gün görün.!"
Engin artık ciddiye almaya başlamıştı.
"Uf gıcık ya! Neyse. Kuzen biz bu akşam ekrem abilerin evinde toplanacağız. Mine davet etti. Mehlika , ben, rabia,hande,sude ve sen. İtiraz yok kız gecesi yapacağız. Pijamalarını al akşam erkende orda ol!"
Amaan. Başladık yine. Kafamı sallayıp gözlerini devirdim.
"Tamam."
Engin kafasını kaşıdı. Birşeyi merak etti anlaşılan.
"Peki abim ne olacak?"
Ekrem abiyi merak etmezdi ki o. Hayret?
Rabia elini boşver dercesine salladı.
"Bizim evde toplanacaksınız sizde. Gerçi isteyen desek daha doğru olur."
Engin sinirle soludu
"Sıçacam sizin partinize. Erkenden kına gece falan mı yapacaksınız ruh hastaları?"
Tekrardan kahkahamı durduramadım.
"Kına gecemiz o kadar basit olmayacak. Sen daha dur kolay değil bizden kız almak"
Engin yanıma gelip ellerimden tuttu ve kaldırdı. Kocaman gövdesine sarıp sarmaladı.
"Olsun. Böyle zorluğa can kurban."
İçim pır pır ediyordu. O bana böyle değer verince. Bende kollarımı onun beline dolayıp kafamı göğsüne gömdüm.
Huzur buradaydı. Ben babamdan hiçbir zaman küçük bir kucaklaşma alamamıştım. Böyle engin gibi sarmaladın içine soksun istemedim bile, tek istediğim biraz kokusunu almak biraz babamm diyerek sarılmaktı. Ömrü hayatımda beni annemden başka kimse böyle sarıp sarmalamamıştı. Engin sadece sevdiğim adam değildi. Babamın bıraktığı yaralara da fark etmeden ilaç olan adamdı..

Ya merakımdan soruyorum. Sizce hangi çift en güzel veya uyumlu. Yorum yapmak isteyenler lütfen belirtin.
Engin- Nazlı
Erdem - Mehtap
Faruk- Hande
Ekrem- Mine
Ali- Sude
Bu arada ali ve sudeyi neredeyse yazmadım. Ona da değineceğim. Ekrem ve mineyi de az yazdım ama bir kaç bölüm de onlara ayırabilirim. Zaten hikaye böğürtlen ile reçelin olduğı için hepsini fazla yazamıyorum. 😘❤️ oy ve yorum yapıın nütfeen..

BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin