Multi; Nazlı ŞİMŞEK.
Engin;
Normal odaya da alınsa, hala bir tepki vermemişti nazlı. Tedaviye de yanıt vermiyordu. Sadece olduğu yerde sayıyordu, nazlı böyle değildi ki o hep bir adım yükselmek isterdi.
Hadi be gülüm şimdide tutsun o inadın. Kalk be zümrüt gözlüm. Onu öye çok özledim ki! Tarifsiz.!
Kokusunu, gözlerini, bakışlarını, sinirlenmesini. Son zamanlardaki herşeyini öyle çok özledim ki. Bunun içinde oturup ağlıyorum geceleri. Bir buçuk hafta oldu normal odaya alınalı. Yeliz teyzem sürekli kalacağım dese de annem ikna etmişti bir gün gidip bir gün geliyordu. Aslında annem benim de kalmamamı ona şuan dua etmekten başka yapacak birşeyimiz olmadğını söylese de bir şekilde beni hissedeceğini düşündüğümden bir buçuk haftadır burdayım. Sabaha karşı bir iki saat uyuyorum bu doğru ama kendimi tutamadığımdan. Yoksa, bir an gözümi kırpmam.
Erdem artık bok gibi koktuğumu. Üstümü en azından değiştirmem gerektiğini söylesede tınım değil. Nazlıyı nasıl kaybettiysem öyle kazanacaktım.
Odaya giren doktor tebessüm edip nazlı ile ilgilenmeye başladı. Allah var çok yardımcı oldu. son üç güne kadar sürekli sövsem, aşağılasam, bağırıp hastaneyi inletsem de tek kelime etmemişti. Halden anlamıştı belkide. Ayağa kalkıp kontrollerini kağıda yazan doktorun karşısına geçtim. Boğazımı temizlercesine öksürdüm. Gerçi doğru düzgün sesimde kalmamıştı.
"Sağolun. Yani ben sinirli biriyim buna rağmen dayandığınız için teşekkürler. "
O eksik olmayan tebessümüyle karşılık verdi
"Rica ederim. Bu çok normal. Hastadan çok hasta yakınlarımız acı çekiyor. Üzülmeyin nazlı hanım iyi olacak elimizden geleni yapıyoruz."
Kafamla onay verdim. Odadan çıkmasıyla nazlıya yaklaşıp ellerini avuç içimr aldım.
Buz gibiydi. Korkutucu bir soğuk. Dayanılmaz derecede tepkisiz.
Gözlerim yine doldu. Sikik gibi zaten her boka doluyor. Hayır, yani küçük enginin varlığından emin olmasam hamileyim diyecem!
Höst lan şerefsiz. Ben pezevenk değilim.Şuan iç sesimle kavga ediyorum dimi. Evet! Kalksana nazlı. Sayende şizofren olmadığım kaldıydı o da oldu.!!
Yüzünün her milimini yavaşça öptüm. Tıpkı bir buçuk haftadır her fırsatta yaptığım gibi. Ne kokusunu ne güzelliğini kaybetmişti.
Bir uyansın. O çıkardığı yüzükleri tekrar sokacağım parmağına. Bağıracağım. Seni seviyorum diye. Ondan hamle bekleyeceğim diye yitip gidemeyiz. Varsın o sevmesin ben seviyorum hemde deli gibi. Özür dileye dileye affettireceğim kendimi. İnce ince dokuyacağım kalbine aşkımı. Saracağım açtığım o derin yaraları.
"Bak güzelim, yine gitmedim. Buradayım yanında. Kokunu duyuyorum. Seni izliyorum. Senin beni duyduğunu da biliyorum. Sonra içim dağlanıyor. Kendimi öldüresim geliyor seni böyle görünce, sövüyorum kendime. Sen uyansan beraber söverdik. Özledim..
Zümrüt gözlüm. O güzel bakışlarını özledim.. Sesinin değişen tınısını özledim.. Küçük ellerinin elime deyebilme ihtimalini bile özledim.. Uyansan da ben ihtimal beklemeden tutsam ya o elleri."
Yine sessizdi. Ben konuşuyordum o dinliyordu. Keşke birazda o konuşabilseydi..
Açılan kapıyla o tarafa döndüm.
"Kardeşim hadi çık biraz hava al"
Gelen erdeme aldırmadan nazlıyı izlemeye devam ettim.
"Yahu adam koktun lan! Odaya giremiyoruz. Nazlı uyansa geri uyur şerefsiz. Git bir temizlen! Sıçtıracaksın."
Uyurmuydu lan geri?
"Ya saçmalama, yürü git. O uyanınca ilk beni görecek. Ve ilk ben onu göreceğim."
"Beyinsizmisin? Kendini koklasan acil ünitesine yatarsın direk.! Yürü git eve gitmiyosan da bu odanın banyosu var gir oraya bir duş al kıyafet getirdim."
Hayatta olmazdı. Evim dışında başka bir yerde banyo olmazdım ben.
"Siktir git erdem. Burdan bir yere ayrılmıyorum."
"İyi sen bilirsin bende nazlı uyanınca onun başında bekleyeceğim diye az kalsın altına sıçacağını söylerim."
Bunu yapamazdı!! Ulan bu pambık pezevenk ne ara acımasızlaştı. Mehtapla takılalı değişti yeminle!!
"Bunu ödeteceğim!"
Deyip elinde tuttuğu kıyafetleri aldım. Banyoya yöneldim.
"Ödetirsin bebeğiim"
Beyinsiz. Git gide yavşak oldu bu.
"Bebeğine sıçardım da.."
Mırıldanıp banyoya girdim.
..
Üstümü giyindim. Aynaya baktığımda tam bitiktim. Öyle boktan gözüküyordu ki suratım. Erdeme hak vermiştim.
Odanın kapısını açar açmaz şook!!
Erdem yatağın karşısında pörtlek gözlerle nazlıya bakıyor. Ama nazlı...
Kırpıştırdığı gözleriyle ne olduğunu çözemiyor.
Ulan pezevenk erdem. Ben ne dedim laaan!! Beni görecek ilk önce demedim mi!?
"Erdem ağzıma sıçtığımın pezevenki. Lan aptal! Ben sana ne dedim o kız beni görecek ilk önce dedim. Ulan senin yüzünden lan!"
Bağıra bağıra nazlının yatağına ilerledim. Sinirimi yatıştıran. Şaşkın zümrüt gözler. Bana bağışlanan küçük bir kadındı.
Yine hızla doldu gözlerim. Yatağın kenarına oturup ellerini sıkıca tuttum.
"Ben gidip doktoru çağırayım"
Erdem çıkınca. Nazlı hala şaşkınlıkla bakıyordu gözlerime. Hızla eğilip yanaklarını öptüm.. Öptüm.
Alnına uzun ve sulu bir öpücük kondurdum. Gözlerim kokusunu aldıkça daha da doluyordu. Ellerini daha da sıktım. Boynunu kokladığımda,
Dünya
Sanki
O
An
Durdu..
En çok neyini özlemiştim ben.
Göz yaşlarım, bir bir boyun girintisine düşerken. Kalbim aşkla sıkışıyordu.
"Engin.."
Sesi öyle kısık,öyle çaresizdi ki. Kafamı boynundan kaldırıp. Gözlerine baktım. Çok daha farklı baktığıma eminim. Çünkü..
İnsan bir kere kaybetme korkusunu yaşayınca birdaha kıyamıyor en ufak hücresine dahi bakmaya.
Gözyaşlarım bu sefer yanaklarıyla buluştu.
"Nazlı.. Bekleyecek takatim kalmadı. Bak. Hızlı gelebilir sana. Veya asla kabul etmezsin. Ancak ben bir daha bu fırsatı bulamam. Bunları söylemek için başka şeyler planlasamda. İşimi garantiye alacağım. Her saniyenin önemini anlatamam sana."
Gözlerime titreyen gözlerle baktı.
"N-ne?"
Alnımı alnına dayayıp yine akıttım gözyaşlarımı.
"Reçelim.. Ben böyle seni hörünce kalbim ağzımdan çıkıyor. Heycanım taşıyor sanki. Gözlerini gördükçe çıldırıyorum. Bir ufak bakışınla ölüme bile gitmek istiyorum. En çok ta merhametini seviyorum. Uçsuz bucaksız, merhametini. O benzersiz kalbini seviyorum. Nazlı.. Ben seni SEVİYORUM. Hemde öyle çok seviyorum öyle çok seviyorum ki içimde saklayasım var seni. Önce bağlılık dedim sonra hoşlantı sonra sevgi sonra aşk koydum bunun adını. Biliyormusun koyduğum en doğru karardı. Karşılık vermek zorunda değilsin, ancak.. Seni ölesiye seviyorum. Kalbimi avuçlarına sunmak istiyorum. Benim ol benim kadınım ol istiyorum. Seni sevdiğimi bil! Aşkımı gör istiyorum! "
Dudaklarına uzandığımda, sadece bakıyordu. Hızlı davranıp yapıştım. İzin istercesine dudağımı sadece dudağını. Üstünde gezdirdim. Donmuş gibiydi. Haklı.
Aralanan dudakla şok olmuştum. İzin vermesiydi bu ancak niyeydi?
Soruları geçip özlem gidermek istedim.
Aralanan dudakla susuz kalmışcasına öptüm. Hafif ve acemi şekilde karşılık veriyordu.alt dudağını üst üste emip öptüm. Bu muhteşem bir his. İnanılma derecede yoğun. Çünkü suradan biri değil. Hayatının merkeziyle paylaşıyorsun bu anı.
"Öhöm öhöm"
Nazlı geri çekilip gözlerini kapattı. Çok utanmıştı zümrüt gözlüm benim.
Bende geri çekilip ayağa kalktım. Ancak ellerini hala bırakmadım.
Doktor nazlıyı kontrol ederken erdem dibimde bir bana bir nazlıya bakıyor sırıtıyordu.
"Ne sırıtıyon çakal?"fısıltıyla sormama fısıltıyla cevap verdi
"Niye olacak kız uyanır uyanmaz bunu mu yaptın şerefsiz?"
İtiraf etmedim duygularımı sanıyordu.
"Yok lan! Konuştum.anlattım . Birşey söyleyemedi bende öptüm"
"Dayanamadım demiyorda"
Gülüp önümde döndüm. Renkten renge giren güzel kadına baktım.
..
Tüm ailenin doluştuğu odada gürültüden ölümün eşiğindeyim.
Özellikle annemlerin evden getirdiklerini zorla nazlının ağzına tıkmaları.
Kahkaha mı atsam kovsam mı bilemedim. Erkekler görüp çıkmışlardı dışarı.
Annem ,yeliz teyze,mine yengem,rabia mehtap,mehlika,hande ve sude buradaydı. Sayarken yoruldum anasını satim.
Nazlı hala bazı gerçekleri, sudeyi, o iki gün onu neden oyaladığımı,sibelin gelmesiyle alakam olmadığını bilmediğinden, bir bana bir sudeye nefretle bakıyordu. Sanki az evvel öpüştüğü adam ben değilim.
Yinede bombaları patlatma vakti geldi.
"Anne sudeye babası izin verdi mi?"
Annem anlamaz şekilde baktı
"Tabi verecek ben teyzesiyim onun. Ben nereye o oraya. Bu durumda sorduğun şey sorumu oğlum sende!"
Nazlı gözlerini açıp kapattı hızla.
"Siz kuzenmisiniz???"
Kahkaha attım.
"Sen ne anladın diyeceğim, benim sayemde anladın. Küçük bir oyundu hanım efendi."
Nazlı gözlerini yine aynı nefretle kısmış bakıyordu.
"Ah peki sineme noldu sudecim"
Sudeye planı anlatmıştım iki ara bi dere.
"Ah ne olsun kuzen.! Yoldum saçını verdim eline. Hangi ruh hastası beni takip eder ki? Sinem ruh hastası tabi ki! Birde uydurmuş üç beş yalan. Sanki nazlı inanacaktı ona. Kanıtı neydi ki?"
Nazlının inandığını bilsek de sudeyle ikimiz saf ayağına yattık.
Güldüm
"Aynen, kimse inanmaz zaten ona"
Sudeyle şakadan bir kahkaha attık.
Annemgil bizi anlamayıp, dolamaları tatlıları, çörekleri börekleri nazlıya tıkarken. Nazlı şoktaki haliyle hem yiyiyor hem de bana bakıyordu.
Harbi çok özlemiştim.
"Yormayın anne nişanlımı, onunla işimiz var."İthaf isteyen varsa özelden msj atabilir.😚
Eğlence şimdi başlıyor diyebiliriz.
Sizleri çok seviyorum. Güzel okurlarım benim❤️❤️😘
Lütfen oy verin.
Yormlarınızı eksik etmeyin(iyi de olsa kötü de olsa..)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~
RomanceEngin ve Nazlı olabilecek şey değil! Ama oluyor. Sonuçta anneler birlikse ve bu birlik 45 yıldır taht sürüyorsa.? 13 yaşından sonra birbirini görmemiş iki çatlak. 13 yıl sonra görürse o gözler birbirlerini ne olur? Nefretin içide aşk büyür. ~~~ ...