NAZLI HAKLIYDI..

1.4K 60 2
                                    

Nazlı;
Ben hala dün ki rüyanın etkisinden kurtulamamışken annem yaptığın terbiyesizlikti diye başlayıp saydırıyordu. Artık kulağım işitmiyor. 
Bugün gitsem gidcektim engin pisliğine ama işte müsait değilmiş beyefendi. Evde dursam kendi kendimi yiyeceğim. Durmasam ne yapacağım. Aslındaa. Yakışıklımı ziyaret etsem iyi olur. Mehtap ayrı ev tuttu tutalı ondaydı benim tatlı köpüşüm. Şuan onunla vakit geçirmeye gerçekten çok ihtiyacım var.
Kahvaltıdan sessizce kalkıp odama gittim. Beyaz pantolon üstüne haki yeşili göbeği açık sıfır kol. Onun üstüne de lacivert örgü uzun hırkamı giyindim. Saçımı balıksırtı örüp dudaklarıma şeftali lipsimi sürdüm. Küçük çantamı ve telefonumu alıp aşağı indim. Babam ve annem bana ilginç ilgin bakarlarken umursamayıp montumu elime aldım.
"Ben çıkıyorum mehtapa uğrayacağım. Görüşürüz"
Deyip ayakkabılarımı giyindim çıktım. Şimdide mehtapı arama vakti.
"Alo nazlı"
"Sana da alo mehtapcım. Müsaitmisin?"
"İyiyim kuzen bende sağol."
"Üff ille uzat tamam! "
"Müsaitim gel hadi"
"Tamam görüşürüz"
...
Hande;
Faruk telefonlarıma bakmazken bir kötü olmuştum. Hiç böyle birşey yapmazdı. Üstelik bugün benim doğumgünümdü vee unutmayacağını umuyorum. Seven adam niye unutsun ki? Üff saçmalamayayım!!  düzgün ve gayet iyi giden ilişkimi mahfedemem!
Önünde durduğum cafeden içeri girdim. Sıcacıktı. Güzeldi. Buraya nazlıyla da gelmiştim. Çok beğenmiş ve sıksık uğramıştık. Ancak kısa sürdü. Cidden onu anlayamıyorum. Abisine bu denli nefret duyması doğru değil. Üstelik aşk en doğal ve en güzel bir duygu neden bizim bu duygumuza saygı göstermiyor? Beni ne yerine koyuyor ki? Baş çavuşun eşeğimiyim? O her ne kadar abisi çökdün mutsuz olsun istesede! kıskançlığı hasedi öne çıksa da! Ben de faruk da onu umursamayacağız. Bizi desteklemek zorunda değil fakat yolumuza taş da koyamaz. Sevdiğim adam üzülecekse o kişi bende bitmiştir. Bu biten de nazlı oluyor. Birazda engin. Biraz da erdem. Hepsi o kurnaz nazlı yüzünden bana düşman kesildi zaten! Bu haksızlıktı. Çok özlemiştim onları. Biz kardeş gibi büyümüşken nazlının çıkıp dağıtması hiç de adil değil!!
..
Eve gelmiş, manyak kuzenlerimle oynamıştım. Ailem ve akrabalarımla kutladığımız doğum günüm biraz olsun neşemi arttırırken, öte yandan faruk dan hala haber yok ve kutlamak adına ufak bir mesaj bile atmadı.
Gece 11.00 dı şuan. Bir saat sonra biten süre içinde mi hatırlayaaktı beni? Hayır. Ama ben öylece oturmayacaktım. Üstümdeki geceliklerimi umursamadan. Telefonumu cebime koyup evden çıktım. Zaten herkes uyuyordu. Arabama binip gazı kökledim...
..
İlerde telefonla konuşan faruğu gördüğümde derin bir nefes verdim. En azından iyiydi başına birşey gelmemişti. Ben en çok ta bundan korkuyordum. O iyiydi ya varsın unutsun ne olurdu ki en fazla ben biraz kırılırdım. Arabamı geriye parkedip indim. Habersiz gelip yanağından öpmeye bayılıyordum. Yine yapsam olurdu. Sırtı bana dönük karşısaki manzarayı izlerken arkasından. Sessizce yaklaştım. Bir dakika! Benim ismim mi geçti o konuşma da?
Kulağımı oraya verip dinlemeye başladım.
"Bak bilmiyorum artık değişti işler."
".."
Karşıdan ne dendiğini bilmiyorum duyamıyorum. Ama değişen ne!!
"Tamam! Başta öyleydi fakat şuan aynı durum yok, farklı şeyler var"
Merakım fare etkisi yaratıp kemiriyordu beni.
Artık karşıdan ne dendiyse sinirlenip ayağıyla yere sertçe vurdu.
"Aptal!! Evet! Kabul! Başta handeyi sadece kullanmak istedim. Bedenini zevkim, arzum için kullanmak istedim. Saf ve bela olmayacak bir kızdı. Üstelik diğer kadınlardan farklı olması ve onun ilkini almak bana daha da büyük bir hırs kattı. Sevmek şöyle dursun dalga geçiyordum. Öyle kolay inandırdım ki, her şeyi yaptırırım dedim. Benim için hissettiklerini öylesine kullandık ki kardeşim dediğinden vazgeçirdim. Evet bunları yaptım fakat....
Gerisini dinleyemeyecek kadar ezilmiş hissediyordum. Yine geldiğim sessizlikle arabama döndüm. İçimden intihar eden küçük kız çocuğuna bağırdım. Sen kaşındın aptal! Nazlı benim için kendini yırtmıştı!
Bazen pişmanlık. Son çaredir. Son dönüş.işe yarar mı orası bilinmez ancak bir umut doğar pişmanlıktan sonra.
Ölesiye pişmanım. Gözlerimden çeşme misali akan yaşlar zehrimi acımı kandırılmışlığımı akıtmaya yetmiyordu.
..
Berbat durumda girdiğim evde odama ilerlerken çalan kapı ile durdum. Gecenin bu saati. 11.55 kim olabilir? Korkmalımıyım?
Kapıya yönelip delikten baktım ancak kimse yoktu. Koca bir kutu dışında..
Hızla açıp kutuyu içeriye aldım kapıyı ardından kapattım. Ne ki bu?
Kutunun kapağındaki mektubu elime alıp yavaşca açtım. Kimdendi acaba? Son eş dakika da kim jest yapardı bana?
'Seni gerçekten çok sevdik seviyoruz. Belki yazarken içimiz kan ağlıyor. Feryat figan kopuyor. Bizi hiçe saymandan ötürü.. Fakat biz kardeşdik dimi. Sen belki bizi hala birşey değerine saymıyorsun ama, olsun. Biz görevimizi yaptık. İyi ki doğdun sarışın..
     Nazlı, Erdem, Engin..'
Gözlerimden akan yaşlar bu değerli kağıda şıpır şıpır damlıyordu. Ben kaybetmiştim. Sonuna kadar kaybetmiş. Aşkından kör olmuş aptal bir kızdım.
Kutuyu açınca yaşlar hiç durmazken daha da arttı. İki adet mandalina pembe kurdelaya bağlanmış ve bir de not.
'Hani hep paylaşmadığım. Değerli mandalinam vardı ya. Uzak durmak istediğin insan şimdi paylaşmak istedi. 
                Nazlı ŞİMŞEK'
Ben en çok da onu kaybettim! Şuan kendimi yıkık hissediyorsam ya o nasıl hissetti. Allah kahretsin! Ben ne kadar iğrençleşmişim. Gündüzümde içimden geçirdiğim duygulardan bile tiksiniyorum. Aklıma yatırdığım o lanet düşüncelere sövüyorum şuan. Bu hataya bu acımasızlığa hangi ara düştüm ki?
Mandalinanın yanında dolma kalem ve yine bir not.
'Gizlice arakladığın ve ertesi gün geri aldığım emektar kalemim şimdi gerçekten senin olabilir.
      ErdemYILMAZ'
Güldüm. Bu anımız aklıma gelince tekrar tekrat gülerdim.
Dolma kalemden sonra da
Kırmızı kurdelalı makas ve küçücük bir tepsi ve yine bir not.
'O gün bu tepsiyi tutmayı çok istedin. Olmadı belki. Ama , bunlar bizim makasımız ve tepsimiz en azından sende kalsın..
         Engin AKINAY'
İşte bu da cız ettirdi kalbimi. Ben bu tepsiyi de haketmemiştim.
Önümde yıllarımın en büyük değerleri bana haddimi bildirmişlerdi. En anlamlı günüm. Bu günümdü. Keşke hiç doğmayıp herşeye her alçaklığıma rağmen beni unutmayan bu insanları bu dostları kırmasaydım.
Nazlı, beni asla affetmeyecek! Mezara dahi girsem. Ona seni istemiyorum. Benden uzak dur dedim. Bu şuan içimden geçirirken bile benim canımı yakıyor! Ya o?
Allahım bana yardım et..

BÖĞÜRTLEN REÇELİ ~ aşkın sıfatı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin