Genç adam ekrandaki sıralamaya bakıp gülümsedi. İstediğini yine elde etmişti. Devrim kutlamadan kurtulmak için hızlı hareket ederken bir yandan da Autumn'a mesaj attı. Genç kadın birkaç dakika sonra Devrim'in ofisinin önündeki yerini almıştı. Autumn bir haftadır sevgili olduğu Devrim'e yeterli önemi veriyordu. Adam arabasının anahtarını alıp deri montunu üstüne geçirdi. Koyu saçlarını eliyle düzeltip yavaşça kapıyı açtı Devrim.
Autumn her zamanki gibi yerinde bekliyordu. Genelde erkeklerin kadınları beklediği bu dünyada Autumn erkeğini sürekli bekliyordu. Devrim güneş gözlüğünü takarak onunla ilerlerken bir yandan da etrafa bakıyordu. Her an biri kolundan tutup Devrim'i kutlamaya götürebilirdi.
Genç çift hızlı davranarak park alanına indi. Devrim direksiyona geçerken Autumn yan koltuğa bindi. "Sanırım kurtulduk" diyen Devrim rahatlamış bir ifade taktı yüzüne. Autumn camdan dışarıya bakarak arabanın hareket edişini izledi.
Yarış alanından uzaklaşan çift derin bir nefes aldı. Genç adam farklı bir yola girdiğinde "Nereye gidiyoruz?" diye sordu Autumn. Bir haftadır otele beraber gidip gelmekten başka bir şey yapmıyorlardı. "Biraz gezmeye ne dersin?"diye sordu Devrim yüzüne gelen güneşi aldırmadan. Autumn sesini çıkarmadan yola doğru baktı. İtiraz etmediğine göre Devrim bu sessizliği evet olarak algılayabilirdi.
"Neden kutlamalardan kaçıyorsun?" diye sordu Autumn merakla. Devrim hızını biraz azaltıp "Çünkü kutlamada sürekli içki içiyorlar. Öyle bir ortamda bulunmak istemiyorum" diyerek içtenlikle cevap verdi.
Autumn nedenini hala anlamamıştı."İçki varsa ne olur?"diye sordu tekrardan. Devrim yanan ışık ile arabayı durdurup Autumn'a doğru döndü. "Benim dinimde içki içmek günah" dedi sakin bir şekilde Devrim. Autumn sorusunun yanıtını aldığı gibi önüne bakmaya başladı.
Devrim yanan ışıkla tekrar hareket etmeye başladığında Autumn susmayı beceremedi ve konuşmaya devam etti. "Ama ben senin dininden değilim biliyorsun değil mi?" diyen genç kadına gülümsedi Devrim.
"Elbette biliyorum çok güzel içki içebiliyorsun" dedi Devrim. Önceki kutlamada şahit olduğu sahneyi ona aktarırken. Bir süre sonra istediği yere gelen Devrim arabayı durdurup Autumn'a baktı. "Sadece yürüyelim ve gezelim" diyen adamın güneş gözlüğü Devrim'i oldukça havalı gösteriyordu. Autumn başıyla onu onayladı.
Saçlarını düzleştirip, kırmızı bir ruj sürmüş olan Autumn zayıf bedenine en uygun kıyafeti giymişti. Genç kadın Devrim'in kendisinden değişikliği fark edip etmediğini merak ediyordu. Uzun caddede yürümeye başlayan çift etrafa bakarak konuşmaya başladı. "İlerideki hayvanat bahçesine gitmeye ne dersin? Buradaki hayvanat bahçesi en iyilerde." diyen Devrim, Autumn'a baktı.
"Gidelim" diyen kadına kolunu uzatan adam Autumn'un kolunun kendi kolu arasına girişini izledi. 'Zoo Negara' dan içeriye giren çift ne yöne gideceklerine karar vermeye çalıştılar. En sonunda dümdüz yürümeye başladılar. Devrim hayvanat bahçesi hakkında bilgi vermeye başlarken Autumn hayranlıkla bu bilgili adamı dinliyordu.
Devrim'in en hayran olunası özelliği her konu hakkında bilgi sahibi olabilmesiydi. En azından Autumn böyle düşünüyordu. "Bu hayvanat bahçesi 1963'te açılmış" dedi Devrim karşılarında camın diğer ucunda yürüyen kaplana bakarken.
"Malezya ilgi çekici hale geliyor"diyen Autumn kaplanın camına dokundu.
"Bu bir Malezya kaplanı"diyen Devrim levhayı gösterdi. Genç çift ilerlemeye devam etti. Hayvanat bahçesinde bir çok tür vardı. Balıkların bulunduğu kısıma gelen çift hayranlıkla balıklarla baktı. "Çok fazlalar Devrim" diyen Autumn eliyle balıkları gösterdi. Devrim daha önceden buraya geldiği için çokta şaşırmıyordu. "Burası birçok hayvanı barındırıyor. Harika değil mi?" diyen adam gülümsüyordu. Autumn ona bakıp "Bu kadar bilgili olmayı nasıl beceriyorsun?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar Adam
General FictionKalplerden Ritimler Serisi 3- Alman asıllı Türk hız ustası Devrim Uğurlu aşkı bekleyen biri değildi. Sadece italyan mühendis Autumn'un ilgisini çektiğini düşünüyordu. Çıkan magazin haberleri bunun tam aksini söyleyip bu iki kişiyi birleştirecekti...