Genç adam yavaşça doğruldu. Perdeden giren ışık yüzüne yansırken uyuması mümkün değildi. Bu sıralar uyuması mümkün olmuyordu. Annesi Türkiye'ye geldiğinden beri hep yanındaydı. Ve Autumn'u da görmeli neredeyse bir hafta olmuştu. İç çekerek telefonuna uzanıp, Autumn'dan mesaj gelmediğini görüp tekrardan arkasına yaslandı. İlk zamanlarda göre kendini çok daha iyi hissediyordu.
Hastaneden çıkalı bir aydan fazla olmuştu. Ve ilk haftalar Devrim için çekilmez bir işkence gibiydi. Hissettiği acı dayanılmazdı. Yine de bunu hak etmişti. Olan kendisine olmuştu. Peki ya bir başka kişinin daha yaralanmasına neden olsaydı ne yapardı? Suçlu hissetmekten ölebilirdi. Neyse ki öyle bir durumda değildi. Bundan sonra çok daha dikkatli davranacak, hırsına yenik düşmeyecekti. Çünkü kendisinden önce düşünmesi gerekenler vardı. Ailesi ve Autumn onsuz yıkılırlardı.
Genç adam birden çalan telefonu ile hızlıca telefonuna sarıldı. Autumn arıyor olmalıydı. Ne çok özlemişti onu. "Alo" diyerek telefonu açan Devrim "Devrim. Ben Seçkin." diyen sesle iç çekti. Sevgilisinin onu araması gerekirdi.
"Ah merhaba Seçkin. Uzun zaman oldu nasılsın?" dedi genç adam. Seçkin normal bir şekilde "Ben oldukça iyiyim rüzgar adam ancak senin iyi olmadığını öğrendim"dedi Seçkin. Devrim gülümsedi.
"Elbette iyi olacaksın. Baba olacaksın" dedi arkadaşına. Seçkin ile sık sık konuşurlardı. Ancak hastalığı boyunca çok fazla konusamamışlardı. "Evet. Ancak konu ben değilim. Sevgili eşimin isteği ile daha dikkatli olmanı söylemeye çalışıyorum" dedi Seçkin açık konuşarak ve ekledi.
"Oğlumun bir amcaya ihtiyacı var Devrim" Genç adam kahkaha attı. "Umay'a teşekkürlerimi ilet." diyerek devam eden konuşma keyifli bir sohbete dönüşüyordu.
Devrim bu adamla konuşurken her zaman keyifleniyordu.
Autumn taksiden inip yavaş adımlarla eve doğru yürüdü. Sevgilisine sürpriz yapacaktı. Onu çok fazla özlemişti. Yaptığı kaçamağa Devrim'in de sevineceğini düşünüyordu. Kahve saçlarını geriye doğru atıp boğazını temizledi. Derin bir nefes alıp evin ziline bastı. Bir süre bekleyip tekrardan zile basarken heyecanı ikiye katlanıyordu. En sonunda kapı açıldığında Sude sevimli bir şekilde Autumn'a bakıyordu. "Autumn! Hoş geldin!" diyerek ona sıkıca sarıldı.
"Merhaba Sude." diyerek içeriye giren Autumn etrafa baktı. Zeliha Hanım yok gibiydi.
Sude, Autumn'un bakınmasıyla "Annem evde yok ve abim yukarıda" dedi neşeyle. Autumn kibar bir şekilde gülümsedi. "Devrim'i görsem çok iyi olacak" dedi genç kadın. Elindeki küçük çantasını yere bırakıp merdivene yöneldi. Sude gülerek Autumn'un arkasından baktı. Şaşkın görünüyordu. Ve aşık.
Genç kadın Devrim'in odasının önüne geldiğinde üstünü düzeltip gülümsedi. Yavaşça kapının koluna uzanıo kapıyı açtı. Devrim sırtı ona dönük bir şekilde yatıyordu. Autumn içinde bir şeylerin hareket ettiğini hissetti. Kalbi göğsünü delecek kadar hızlı atarken, elinin birbirine dolaşmaması olasılıklar arasında yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar Adam
General FictionKalplerden Ritimler Serisi 3- Alman asıllı Türk hız ustası Devrim Uğurlu aşkı bekleyen biri değildi. Sadece italyan mühendis Autumn'un ilgisini çektiğini düşünüyordu. Çıkan magazin haberleri bunun tam aksini söyleyip bu iki kişiyi birleştirecekti...