Devrim gömleğini ilikleyip ceketini üstüne geçirdi. Sadece gömlek giymeyi daha çok seviyordu. Ancak biraz resmi olmak bugün için iyiydi. Autumn'un ailesine ziyarete gidecekti. Çiçek almayı düşünmüş ancak sonradan vazgeçmişti. Üstelik birkaç gündür Autumn'u görmüyordu. İtalya'ya geldiklerinden beri ailesi ile vakit geçiriyordu. Devrim bunu anlayışla karşılıyordu. Ancak içindeki onu görme arzusunu da yok sayamazdı.
Arabaya binip sevgilisinin attığı adrese giden Devrim, farkında değildi ancak heyecanlanmıştı.
Autumn masada duran içkileri dolaba kaldırıyordu. Annesi uğraşmamasını söylese de Autumn, Devrim'de kötü bir izlenim bırakmak istemiyordu. Genç adamın içki konusundaki hassasiyetini biliyordu. Ailesinin de içkiye düşkün olduğu söylenemezdi. Ancak yinede evde bolca içki vardı.
Genç kadın babasına ikazda bulundu. "Bugün içki yok" dedi nazik bir şekilde. Alberto iç çekerek "Tamam. Anladım. Geldiğinden beri söylüyorsun" dedi. Kızına sarılıp Autumn'un saçını okşadı. "Bu adam o kadar önemli mi?" diye sordu sakin bir şekilde. Autumn bu konuları babasıyla konuşmayı sevmezdi. Ancak bu seferlik konuşabilir gibi hissediyordu.
"Evet baba. Onu tanımaya çalış olur mu?" dedi samimi bir şekilde. Alberto doğruldu.
"Elbette onu tanımak istiyorum. Uzun zaman önce bir Türk arkadaşım olmuştu." dedi rahat bir şekilde.
"Ancak ilişkinizin ciddiyeti ne?" diye sorarak sustu. Kızı artık evlenmeliydi. Alberto bunu biliyordu. Ancak bir italyan ile evlenmesini yeğlerdi. "Ciddiyiz" dedi Autumn göz kırpıp. Yine de böyle bir ilişkiye itiraz edecek değildi. Önce gelecek olan adamı tanımayı deneyecekti.
Sonrasını düşünmemişti. Düşünmesine gerek kalmamasını umdu. Kızı düzgün bir adam seçmiş olmalıydı.
Devrim zili çalışıp üstünü düzeltti. Yolda gelirken dayanamayıp aldığı çiçekleri elinde tutuyordu. Kapı bir süre açılmayınca genç adam bir an yanlış eve geldiğini düşündü. Boğazını temizleyip tekrar zile bastı. Bu sefer kapı anında açılmıştı. Autumn saçını toplamış bir şekilde ona bakıyordu. "Merhaba" diyerek kenara çekilen Autumn adamın geçmesi için alan bıraktı. Genç kadın her zamanki gibi giyinmişti. Devrim yavaşça içeriye geçti. Hemen sağ tarafta Autumn'un ailesinin beklediğini görebiliyordu. İtalyanca konuşma vakti gelmişti. Hünerlerini sergilemeliydi. İtalyanca bir şekilde "Merhaba efendim" diyerek Alberto'nun elini sıktı.
Hemen sonra genç kadının annesinin Maria'nın elini sıktı. Elindeki çiçekleri Autumn'a verdi. "Tam zamanında geldin" diyen Autumn herkese içeriye geçmesi gerektiklerinin sinyalini veriyordu.
İçeriye geçtiklerinde rahat koltuğa ilk oturan Alberto ve Devrim oldu. Autumn yemek hazırlanmalıydı. Bir süre sevgilisinin yanında bulunamayacaktı. Devrim yavaşça etrafı inceledi. Burası küçük bir aile eviydi. Alberto adamın italyanca konuşmasından memnun olmuştu. Giyimi bakımından da oldukça düzgündü Devrim. "İtalyancan çok güzel" diyen Alberto düşüncesini hemen belli etti. Lafını esirgeyen biri değildi. Ne düşünürse hemen söylerdi.
"Teşekkür ederim efendim. Bulunduğum ekipten dolayı italyanca öğrenmiştim" dedi Devrim kibar bir şekilde. Gerçekte bu kadar kibar mıydı emin değildi. Sadece böyle davranması gerektiğini hissediyordu.
Alberto rahat bir şekilde "Kızım bir Türk olduğunu söyledi" diyerek söze başladı. "Bu müslüman olduğun anlamına da geliyor" diyerekte bitirdi. Devrim gururlu bir şekilde dik durup "Evet efendim. Bir Türk'üm ve müslümanım" dedi. Alberto rahat konuşan Devrim'e şaşırmıştı. Ona karşı olacağını hiç düşünmüyor muydu? Bunların bir problem olacağını tahmin etmiyor muydu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar Adam
General FictionKalplerden Ritimler Serisi 3- Alman asıllı Türk hız ustası Devrim Uğurlu aşkı bekleyen biri değildi. Sadece italyan mühendis Autumn'un ilgisini çektiğini düşünüyordu. Çıkan magazin haberleri bunun tam aksini söyleyip bu iki kişiyi birleştirecekti...