Devrim karşısındaki takım elbiseli adama baktı. Bugün rahat giyinmişti. Beyaz bir gömlek ve siyah pantolon onun için idealdi. Her zamanki röportajlarından birini verecekti bugün. En azından öyle zannediyordu. Az önce sorulan soru Devrim'i tıkamıştı. Daha önce özel hayatıyla ilgili birçok soru sorulmuştu. Ancak bu sefer sorulan adamı derin düşüncelere itiyordu.
Beyninde soruyu tekrarlıyor bir cevap arıyordu. Biri ona "Devrim Bey ilişkilerinizi konuşmayı sevmiyorsunuz ancak bu seferki ilişkiniz medyada yankı uyandırmaya devam ediyor. İleriye dönük bir planınız var mı?" diye sormuştu.
Her zaman ki gibi Autumn'un yanında olmayı planlıyordu. Ancak muhabirin bahsettiği şey başkaydı. Çok başkaydı. Kendini toplayıp "Dediğiniz gibi özel hayatımla ilgili konuşmayı sevmiyorum. Zamanla neler olacak göreceğiz" diyerek rahatladı. Muhabirler bunu hep yapıyordu. Önce işiyle ilgili sorular soruyor araya da özel bir soru sıkıştırıyorlardı.
Genç adam ayağa kalkıp selam vererek basın odasından çıktı. Gömleğinin üst düğmesini açıp yanındaki Dave'e döndü. "Özel sorularla ilgili önlem almadın mı?" diye sordu. Dave kendinden emin bir tavırla "Aldım ancak muhabirlerin fikri çabuk değişebiliyor" dedi.
Devrim iç çekerek "Pekala. Başka özel soru istemiyorum" dedi ve yürümeye devam etti. Dave ise ısrarla "Autumn ile ilişkini merak ediyorlar." dedi.
"Kim merak ediyor?" diye sordu Devrim. Dave geciktirmeden yanıt verdi."Hayranların. Seni seven insanlar. Sen bir idolsün" dedi adamı överek.
Devrim sessizce yoluna devam etti. Dave haklı olsa da ilişkisi onu ilgilendirirdi. Herkesle paylaşmak zorunda değildi. Genç adam ofisine girdiğinde gördüğü Autumn ile Dave'i içeriye almadan kapıyı kapattı. "Bu saatte ofisimde olmanı neye borçluyum?" diye sordu. Onun çoktan otele gitmesi gerekiyordu.
Autumn derin bir nefes alıp "Birlikte yürürüz diye düşündüm" dedi. Gülümseyerek bakıyordu sevgilisine. Devrim ceketin giydi. Arabasının anahtarını alıp "Bir yerlere gidip oturmaya ne dersin?" diye sordu. Genç kadının yanına gelip ellerini birbirine kenetledi. Şimdi Autumn'un sıcak ellerini hissedebiliyordu.
"Olur. Bu arada dün babam aradı. Seninle konuşmayı çok istiyor. Neden bilmiyorum ama seni çok sevdiği belli. Bu normal değil" dedi başını sallayarak. Üç haftadır babası sürekli onu arıyordu. Genç kadın bu kadar ilgiye alışık olsa da her telefonda Devrim'in sorulmasına alışık değildi.
Devrim sırıtarak "Dayanılmaz bir çekiciliğim var biliyorsun" dedi. Kendisini övmeyi çok seviyordu. Üstelik Autumn'u sinir etmekte hoşuna gidiyordu. Autumn yeşil gözlerini Devrim'e dikip "Babamı dayanılmaz çekiciliğin ile etkilediğini mi söylüyorsun?" dedi. Biraz düşününce Devrim'e hak veriyordu. Babası herkesi sevebilen biri değildi. Onun ne yaptığını bilmiyordu. Ancak yaptığı onlara olumlu yansıyordu.
Autumn'a aralarındaki farklar yokmuş gibi geliyordu. Devrim ile bir hayat sürebilir gibi geliyordu. Gerçekten bunu yapabilir miydi?
Arabaya binmeyip yürüyen çift ay ışığının altında parlıyordu. Bu anların değeri bilinmeliydi. "Sezonun bitmesine az kaldı" dedi Autumn birden. Devrim başını sallayarak onu onayladı. "Ara verince ne yapmayı planlıyorsun?" diye sordu merakla Autumn. Devrim genç kadının elini bırakıp kolunu omzuna attı. Autumn'u böylece kendisine doğru çekmişti. "Merak etme beni görebileceksin" dedi gülerek Devrim.
Genç kadın kaşlarını çatıp "Devrim! Aptal" dedi. Devrim şaşkın bakışlarını Autumn'a çevirip "Aptal?" dedi. Autumn somurtarak cevap vermemeye karar verdi.
"Üzgünüm ama bazen aptal oluyorsun Devrim" dedi Autumn açık sözlü olarak. "Ne zamanlar?" diye sordu genç adam. Şaşırıyordu. Daha önce ona aptal diyen bir kadınla tanışmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar Adam
General FictionKalplerden Ritimler Serisi 3- Alman asıllı Türk hız ustası Devrim Uğurlu aşkı bekleyen biri değildi. Sadece italyan mühendis Autumn'un ilgisini çektiğini düşünüyordu. Çıkan magazin haberleri bunun tam aksini söyleyip bu iki kişiyi birleştirecekti...