Genç adam önündeki arabayı dikkatle izliyordu. Hata yapmasını bekliyordu. Ancak beklediği hata gelmeyecek gibiydi. Bir atak yapmaya karar verip, düzlüğe geldiğinde DRS'yi açtı. Hızlanarak önündeki arabayla yan yana geldi. Kulvar farkından kazanarak önündeki pilotu geçen genç adam rahatlayarak boş olan önüne aynı hızda devam etti. Arkasını kontrol etmeyi ihmal etmiyordu.
"Good job Devrim!" (İyi iş Devrim) diyen telsiz sesiyle gülümsedi Devrim.
"Solito!"(Her zamanki gibi) dedi gülerek. Arkasındaki arabayla farkı açan Devrim, geçtiği yolun kenarındaki levhadaki tur sayısına baktı. Son turların kaldığını görüyordu.
Telsizden gelen "Hızlı sürmene gerek yok. Lastikleri koru" talimatı ile kaşlarını çattı.
"Buna gerek yok" dese de hızını azaltmaya çabaladı. Son tura girdiklerinde emin bir şekilde gidiyordu.
Ve sonunda adama bir zafer daha yazılmıştı. Devrim her zamanki gibi tebrikleri kabul ederken etrafa bakmayı ihmal etmiyordu. Autumn onu ilk tebrik eden olmalıydı. Ama onu görebildiğini sanmıyordu. Kendisine doğru yaklaşan Dave "Dostum harikaydın" dediğinde genç adam aceleyle "Autumn nerede?" diye sordu.
Dave yüz buruşturup "Senin kız hastalandı. Eve gitmiş olmalı" dedi. Devrim kaşlarını çatıp "Hastalandı mı?" dedi. Kaskını çıkarıp tartıya çıkan Devrim endişeyle podyumun merdivenlerinden çıktı. Kendisini tebrik eden diğer pilot arkadaşlarına teşekkür etti.
İsimleri okudunğunda podyuma çıkan pilotlar el sallıyordu. Devrim en üste çıkarken birincilik şapkasını takıp el salladı. Sevinçli gibi görünmeye çalışıyordu. Autumn aklındaydı. Aklında sevgilisinin yanına hızlı bir şekilde gitmek vardı. Kupasını alıp kendisine uzatılan mikrofona röportaj veren Devrim diğer pilotlarla fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi. Podyumda içeriye girdiğinde ise kupayı ve şapkayı Dave'e verip koşar adımlarla soyunma odasına gitti.
Birkaç dakikada üstündeki yılından kurtulup kendi kıyafetlerini giydi. Dave kapıda bekliyordu. "Nereye?" diye soran Dave'e "Eve." dedi adam. "Gidemezsin. Kutlama var" dedi Dave bu sefer. Devrim arkadaşına bakmadan ofisinden anahtarını aldı.
"Kutlama olmayacak. Üzgünüm Autumn'u yalnız bırakamam" dedi Devrim. Dave itiraz etti.
"Dostum ciddi bir şeyi yoktu. Sadece hafif bir ateşi vardı" dedi arkadaşına. Ancak Devrim ikna olmayacaktı. Şimdi onun yanında olmayacaksa ne zaman olacaktı?
Spor arabaya binen Devrim'e itirazını sürdüren Dave "Devrim" diyip duruyordu. Genç adam camı açıp.
"Sen halledersin Dave" diyerek arabayı çalıştırdı.
"Şaka yaptığını söyle Devrim" diyen Dave adamın şaka yapmadığını giden arabayla anladı. "Lanet olsun!" diyerek etrafa bakarken bir bahane bulmalıydı. Devrim onu hep zorluyordu.
Genç adam bir yandan Autumn'u ararken bir yandan da arabayı sürüyordu. Birkaç çalıştan sonra açılan telefon ile "Alo" dedi aceleyle Devrim. Autumn kısık bir sesle "Devrim. Tebrikler" dedi.
"Neredesin?" diye sordu Devrim. Autumn'un iç çekişi telefondan duyuluyordu. "Sanırım biraz ateşim var. Bugün bensiz idare et" dedi anlayışlı bir şekilde.
"Otelde misin?" diye sordu bu sefer Devrim. "Odamdayım" dedi Autumn kısa bir cevap verdi. Devrim cevap vermeden telefonu kapattığında genç kadın ne olduğunu anlamadı.
Adamın yanlışlıkla telefonu kapattığını düşünüp tekrardan Devrim'i aradı. Ancak Devrim telefona cevap vermedi. Autumn yan tarafında duran bebeği Alice'e doğru döndü. "Meşgul olmalı" dedi bebeğine. Bu alışkanlığını Devrim'in yanında belli etmemeliydi. Onun deli olduğunu düşünebilirdi. Bazen bunu Autumn bile düşünüyordu. Bir bebek ile konuşması gerçekten saçmaydı. Ancak çocukluktan gelen bir alışkanlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgar Adam
General FictionKalplerden Ritimler Serisi 3- Alman asıllı Türk hız ustası Devrim Uğurlu aşkı bekleyen biri değildi. Sadece italyan mühendis Autumn'un ilgisini çektiğini düşünüyordu. Çıkan magazin haberleri bunun tam aksini söyleyip bu iki kişiyi birleştirecekti...