Ulan yine akşam ettik, bir şey de yapsak bari! Akşama kadar millete çay kahve yap, taşı, bulaşıkları yıka, masaları düzelt, paspas at, kahveyi kapat, sonra.. Sonra siktir git eve yat! Böyle hayat mı olur arkadaşım? Ne anlatıyorum ben yine ya gidip eve yatmak istiyorum, uyumak istiyorum. Sabah kalkıp tekrar kahveye gelmek istemiyorum ama! Hayallerim var benim. Henüz adını koyamasak da onunla bir hikâyem var benim. Yani.. İnşallah olacak. Olur, herhalde bir gün. Belki..
Bizimkiler çoktan uyumuşlar. Uyurlar tabi Tarık çalışıyor nasıl olsa, işi bitince gelir üstünü değiştirir, yatar. Ben aileme bu kadar güveni hangi ara verdim acaba? Gerçi ne olacaktı ki başka. 28 yaşıma geldim hiçbir kötü alışkanlığım yok. Karı kız mevzusuna hiç girmiyorum zaten köyde kız olsa Allah'ın emriyle istemeye gideceğiz. Nermin burada yaşasaydı böyle mi olurdu. Şimdiye iki çocuğum bile vardı. Pis babası gitmiş yerleşmiş İstanbul'a ne varsa orda, yazdan yaza görebiliyorum kızı. Henüz açılamamış olsam da ciddi düşünüyorum Nermin'le. Seviyorum arkadaş! Dillere destan bir hikâye bile yazdım onun için. Bana evet diyeceğini bilsem İstanbul'a bile yerleşirim. İş de bulur çalışırım, büyükşehir nasıl olsa bizim buralar gibi değil.
Bir dakika ya! Ne dedim ben az önce? Hikâye yazdım lan ben, yazar ya da senaristim o zaman. Bir senarist kaç para kazanıyordur ki acaba? Dur ben bunu bir öğreneyim. Ayda iki bin lira verseler giderim vallahi. Gül gibi geçinirim, hem havamda olur Senarist Tarık derler. Nermin'i de alırım. İyi düşündüm bak kendimi bir tebrik edeyim. Tebrikler Tarık, teşekkürler Tarık. Şimdi yatıp uyuyayım o zaman. Sabahta babam kahveye gelince söylerim. Bekle beni İstanbul..