Planı yaptım. Gece 23.00 da yatağa girip uyudum. Herkes uyuyunca evden çıkıp otogara gidecektim. En geç 01.00 gibi çıkarım dedim evden. Ama çıkamadım. Bugün babama hak verdim. Geri zekâlı derken haklıydı. Yatağa girdim uyumuş, kalmışım. Sabah annem uyandırdı işe gitmem için. Bende hiç bozuntuya vermedim tabi. Kahvaltımı yaptım , eşyalarım hazırdı zaten ve bizimkilere yazdığım mektubu bırakıp çıktım evden. Yolculuk İstanbul! Hadi bakalım.
"Sevgili anne ve babacığım;
Sizlerden çok özür dilerim. Benim bir hayalim var ve bunu gerçekleştireceğim. Bu zamana kadar size bir saygısızlığım olmadı. Ne deseniz yaptım. İşten eve, evden işe. Fakat ben bunu istemiyorum. Kendime inanıyorum ve yükseleceğim, biliyorum. Buraya döndüğümde karşınızda çok farklı bir Tarık göreceksiniz. İstanbul'a gidiyorum ben. Film yapacağım. Tüm Türkiye adımı konuşacak. Göreceksiniz. Benden bu kadar. Gerçekten yazacak başka bir şey gelmiyor aklıma. Sizleri seviyorum..."
Otogara geldiğimde içim biraz daha rahattı. İlk adımı attım ulan, gidiyorum İstanbul'a. Tabi bu rahatlık babam arayana kadar sürdü. Bulmuş mektubu, başladı saydırmaya "şerefsiz, pezevenk, it herif...". Bu gece anamı şey yapacaktı, çok kötü azarlayacaktı. Ne yapalım, artık yola çıktık dönmek olmaz. Bindim ilk kalkan otobüse. Kendine iyi bak Sivas Efendi, gidiyorum ben. Yola çıktım babam ısrarla aramaya devam ediyordu. Öfkesini alamadı belli ki, artık açmıyordum telefonları.
'��0)RC