Bizim gençler toplanmış yine dere kenarında kola içiyorlar, oturdum bende yanlarına. Şaşırdılar tabi ki haliyle, hiç bozuntuya vermedim ama aldım elime bardağımı girdim muhabbete.
-Vayy.. Gardaşımız gelmiş..
-Gardaş? Arkadaşlar kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz lütfen.
-Ne olmuş lan buna, İstanbul pek bir değiştirmiş. Bizi beğenmiyor gavata bak.
-Şaka lan şaka. Takılıyorum, hem ne değişicem oğlum her zamanki Tarığım ben.
-Adamsın.. Neler yaptın peki İstanbul'da?
-Anasını ağlattım İstanbul'un..
-Milli oldun desene..
Yavşaklara bak sen ya, lafımı bitirmeden dalga geçiyorlar benimle.
-Oğlum orada kadınların peşinden koşma olayı yok, benim gibi ünlü birisiysen kadınlar sana geliyor zaten.
-Essahtan mı lan? Sen ünlü mü oldun? Ee ne oldu peki senin şu film işi?
-Kısmetse yakında çekimlere başlayacağız, son hazırlıklar falan yapılıyor işte.
-Film dedin de aklıma geldi, seninki de gelmiş gördün mü?
-Nermin burada mı?
-İki hafta oldu geleli, haberin yok mu?
-İbneler başta neden söylemiyorsunuz, bir de burada oyalıyorsunuz beni.
-Nereye gidiyorsun?
-Nermin'i almaya!
-Yazık lan kafayı yedi bu çocuk..