Kapının sesine uyandım. Tam kalktım ne oluyor diyemeden ensemden tutup yatırdılar. Üç polis tuttu beni aldılar karakola. Öğrendim ki otelde fuhuş yapılıyormuş. Abi ne işim olur benim diyorum yok, ifademi alacaklarmış. İyi de neyin ifadesini vereceğim. "Aslında benim bir kabahatim yok memur bey tüm suç yastığın. Bir işve bir cilve dayanamadım yastıkla fuhuş yaptım. Sonra yorgan da katılınca guruba girdik." Diyemedim tabi ki. Ulan tek başıma yatıyorum ne fuhuşu! Kendimi mi becereceğim, hem öyle bir şey mümkün olsa fuhuş diye bir şey olmazdı. Sabaha kadar tuttular beni karakolda. Yorgunluktan geberiyordum artık. Neyse ki sabah serbest bıraktılar. Direk gittim otele, oturdum resepsiyonun yanına:
-Hakkımı istiyorum!
-Ne hakkı beyefendi?
-Sizin yüzünüzden geceyi karakolda geçirdim. Fuhuş yapmışım!
-Arada öyle aksilikler oluyor, yapacak bir şey yok.
-Yapacak bir şey var! Hakkımı istiyorum, mademki polislere basıldım fuhuş yapmadan gitmem bir yere arkadaş!
-Kaşınıyor musun lan sen.
-Ya bana kadın getirirsiniz ya da seni alırım bak odaya resepsiyon.
Ayıptır söylemesi İstanbul'a geldim ya götüm kalktı. Otelde posta koymalar falan. Sonuç olarak kapının önüne koydular beni. Tabi öyle kuru kuruya da koymak olmaz, önce bir güzel dövdüler. Elleri dert görmesin valla çok yoruldular beni dövmek için. Ulan Tarık, bu İstanbul sana pek yaramadı. Zafere giden yolda çekilen çile kutsalmış ama. İnşallah filmi çekene kadar tecavüze uğramam. Şu sıralar bende bir göt korkusu aldı gidiyor. Bende de ne göt varmış arkadaş, hem kalkıyor hem korkuyor. Bizimkinin yükseklik korkusu var sanırım. Ne diyelim hayırlısı, artık işe koyulma vakti geldi. Şimdi gidiyoruz yapımcıya.
