Film bittiğinde Nermin hala ağlıyordu, bütün salon ağlıyordu. Dönüp yüzüne bakmak istedim ama fırsat bulamadan kolumdan tutup çekiştirdiler. Bahsettiğim önemli insanlar bir şeyler konuşmak istediler, hepsinden kaçtım. En son kendimi terasta buldum, yalnız kalmıştım ve şuan düşünebiliyordum. Omuzuma bir el dokundu, kafamı çevirdiğimde gözlerim yaşarmaya başlamıştı artık. Tutamıyordum.
-Teşekkür ederim.
-Ne için?
-Bana olan sevgin için, düşündüm de aslında buradan çıkıp birlikte bir şeyler yapabiliriz.
-Buradan çıkıp ancak evine gidebilirsin, bir şey yapamayız.
-Doğru söylüyorsun, gazeteciler falan.
-Hayır! Hiçbiri umurumda değil, sadece biz bir şey yapamayız.
-Dalga mı geçiyorsun Tarık! Nermin ben, sevdiğini söylediğin kadın, sana geldim!
-Hayır Nermin, yanlışın var. Sen, seni seven Tarığa hiç gelmedin, hatta küçük gördün. Sen sadece bu gösterişli dünyaya geldin. Bu yüzden beni şimdi yalnız bırakır mısın? Lütfen..
Nermin ağlayarak uzaklaştı yanımdan, gitti. Biliyorum artık hiç gelmeyecek, zaten gelmişte sayılmazdı. O hiç benim olmadı ki! Belki de ona yapabileceğim en güzel şeyi yaptım, herkes ondan bahseder artık. Onun için yaptığım en anlamlı şey ona açılmamdı aslında, o bunu hiç düşünmedi ki!