Gidelim kıralım ağızlarını, burunlarını..

3 1 0
                                    

Aldılar beni haliyle Mümtaz'ın yanına getirdiler tabi ki, beni görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. Bunu da hep düşünmüşümdür fal taşı nedir diye, falcıların fal bakmak için kullandığı değişik biçimde taşlarmış. Arada bir bağ kuramadım ama varmış atalarımızın bir bildiği.

-Oğlum, Tulumba mı yaptı bunu sana?

-Tulumba kim abi ya taşşak mı geçiyorsun. Vur sen de kurtul ben de kurtulayım artık.

-Vuracağım zaten o ibneyi fazla oldu artık!

-Hangi ibneyi?

-Tulumbayı oğlum, sağda solda konuşmuş benim hakkımda bitireceğim diye, seni de o yüzden çağırmıştım zaten. Sizleri korumaya almam lazım. Gerçi sana ulaşmış ama bunun hesabını da ayrı soracağım ona!

Ben nasıl bir oyunun içine girdim Allah'ım, çok klişe olacak belki ama benim hayatımı yazmak lazım, çok güzel film olur.

-Abi beni kimse alıp dövmedi ya, yolda tinerciler sataştı altı, yedi hatta ne yedisi on iki bilemedin on üç kişi falan. Para istediler vermeyince girdik birbirimize, en son üçünü bıçakladığımı hatırlıyorum diğerleri kaçtı zaten ben de bayılıp kalmışım orda.

-Bende korktum Tulumba seni aldı diye.

-Kim bu tulumcu abi ya gidelim kıralım ağzını burnunu, sen ver bana adresi Şakir sen de arabayı hazırla.

-Oğlum Tarık sen ciddi misin?

Aslında hiç de değildim, kafama ne kadar darbe aldıysam artık ben çok kötü saçmalıyorum şuan.

-Şey abi..

-Helal ulan sana! Ben size demiştim çok yiğit çocuk diye. Şakir yanına birkaç adam daha al, Tarık abinizle gidin.

Şimdi sıçtım! O zaman ben bir koşu gidip kendimi öldürteyim de cenazemle geri geleyim.


Bir Klasik Türk FilmiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin