Sevmediğim şeylerden birisi de bu boş bekleyişler. Bu sadece birisi, diğerlerini henüz ben de düşünmedim. Neyse.. Oyuncusuydu, falandı filandı derken anladım ki biraz daha bekleyeceğiz. Ne yapalım, Şakir ile çay içiyoruz bizde. Şakir, şık şık şık. Uzun boylu, esmer, saçlarını geriye yatıran, gece gündüz güneş gözlüğü takan geri zekâlının birisi işte. Mümtaz'ın adamı, ofisten çıktığım yok oturup akşama kadar bu salağın at yarışı muhabbetlerini dinliyorum. Bir ara dayanamadım:
-Şakir bak bu işin şakası olmaz. Hayvanları kumar malzemesi yapmayın.
-O niyeymiş herkes oynuyor.
-Bak atın intikamı kötü olur.
Dedim vekaçtım, en son şaşkın şaşkın bakıyordu. Anlamadı ne yapsın, zaten anlasaydı biryumruk daha yerdim sanırım. Sonra Mümtaz ve Şakir bir şeyler konuşmaya başladı.Bende tam uyumak üzereyim, daldım dalacağım. Bir de ne olsun! Dört adam elindesilahlarla kapıyı kırıp içeri girmez mi? Girebiliyorlarmış, dedim mahşerin dörtatlısı geldi, camdan bakayım atları iyi park etmişler mi derken ayağım sentakıl düş masanın altına. Yoksa az çok tahmin edilir neler yapabileceğim. Gelenadamlar sinirliydi, yok sen benim haracımı yiyorsun falan filanlar. Ulanibneler hakları olmadığı bir şey üzerinden kavga ediyorlar. Dünya malı dünyadakalır, güzel olan sevgi ve kardeşlik. Sakin olun lütfen canım. Adam Mümtaz'apostayı koydu gitti, hem de afili bir şekilde. Posta kutusuna kurşun bıraktıçıkarken, racon kesmiş. Ay götüm.. Çok sinirlendim aslında ama Mümtaz'a ayıpolmasın diye ses çıkarmıyorum. Neyse tozu aldığıma göre masa altındançıkabilirim.
