"Sen az önce ne yaptım dedin?" diye soran genç adam MinJi'nin ne cevap vereceğini merakla bekliyordu. Genç kadın küçük bir gülümseme ile ona bakmış ve iki elini yana açarak "Sadece küçük bir şakaydı. Çocuklar şakaya bayılır. Bunun için beni kovmayacaksın değil mi?" derken Jong şaşkınlıkla ona bakıyordu. Kendisini savunmuyor, üstelik yaptığını açıkça söylüyordu.
"Demek çocuklar şakalara bayılır öyle mi?" diye soran genç adam MinJi'nin çocuk gibi başını onaylar gibi aşağı yukarı sallamasına gülmemek için kendisini zor tutmuştu. "Peki çocuklar şakalara bayılıyorsa Daeso neden bağırarak odasına kaçıyordu?" MinJi gelen bu soru karşısında tek elini kaldırarak toplu olan saçlarını çözmeye başlamıştı. "Tamam, senin yeğenin biraz yaramaz olduğu için bu durumdan hoşlanmadığını kabul ediyorum. Ama onun bu şakayı unutacağına eminim" dedi.
Jong ona inanmayan bakışları ile bakarken "Eğer bir daha onu böyle korkutursan işine hiç düşünmeden son veririm. Şunu iyi bilmelisin ki Daeso benim için her şeyden ve herkesten daha önemlidir" MinJi karşısında ki adamın samimi olduğunu biliyordu. Daeso da dayısına oldukça düşkündü. Hiçbir şey söylemeyen genç kadın çikolatasının soğuması için dolaba koyarken, Jong mutfaktan ayrılarak üst kata, Daeso'nun yanına gidiyordu. Odasının kapısına gelinde derin bir nefes alan genç adam, kapıyı tıklatarak "Daeso, ben geldim!" demesi ile hızla açılan kapıdan çocuk dayısının boynuna atlamış ve kesik kesik konuşmaya başlamıştı. "Onu istemiyorum. O... O beni yiyeceğini söyledi... O gitsin dayı. İstemiyorum" dedi. Bu sırada merdivenlerden onu duyan MinJi'nin yüzü asılmıştı. Sürekli bu kelimeleri duymaktan sıkılmıştı. Asma istenmediği bir yerde durmak istemezdi ama bu işe ihtiyacı vardı. Dişlerini sıkarak yüzünde ki hüznü yok etmeye çalışıyordu. Sonunda sesinin çıkmasını sağlayarak "Ben çıkıyorum!" diye bağırmış ve Jong'un aşağıya inmesini dahi beklemeden hızla evden ayrılmıştı. Merdivenin dibine gelen genç adam etrafa bakmış ama MinJi'yi görememişti.
"Bayan MinJi!" diye seslenen genç adam yanıt alamayınca yerdeki notu görmüştü. "Dolapta çikolata var. Soğuyunca çocuğa yedirirsiniz. Çocuklar çikolataya dayanamaz" Jong elini alnına koyarak merdivenlerin başında kendisine bakan yeğenine bakmıştı.
"Gitti mi?" diye soran çocuk Jong'un gülümsemesine neden olmuştu. Çocuğun korkusu gözlerinden okunuyordu. Jong yeğenini kucağına alarak mutfağa yönelmişti. Yaklaşık üç yıldır tek başlarına yaşıyordu. Mutfaktaki bar tipi koltuğa Daeso'yu oturtan Jong, dolaba dönerek kapısını açmış ve içinde ki hazır duran çikolatayı alarak çocuğun önüne koymuştu. Daeso dayısına bakarak yaşının verdiği bir mutlulukla ellerini çırpmıştı.
Çikolatasını iştahla yemeye başlayan çocuk durup dururken gülmeye başlayınca Jong kaşlarını kaldırarak çocuğa bakmıştı. "Ne oldu? Seni bu kadar mutlu eden ne?" diye sorunca Daeso çikolatalı kaşığını iyice yalayarak "Bu gün MinJi senin güzeli tanımadı!" dedi. Jong önce ne söylediğini anlamamıştı. Sonra dayanamayarak "Benim güzel kim?" diye sormuştu. Çocuk dayısının merak ettiğini anlamış biraz daha eğlenmek istermiş gibi çikolatasına kaşığını daldırmıştı. "Şu güzel kadın!" dedi. Jong gözlerini kısarak kendisi ile alay etmek üzere olan altı yaşında ki yeğenine bakıyordu. Dayanamayan çocuk sonunda ona "Kim Yu-mi'yi!" dedi. Jong şaşkınlıkla çocuğa bakarken, çocuk iştahla yemeğine devam ediyordu.
"Yu-mi buraya mı geldi?" Daeso dayısına bakarak başını aşağı yukarı sallayarak "Evet" dedi. "Ama MinJi onu tanımadığı için çok sinirlendi. Hatta ona onu kovdurtacağını bile söyledi. Çok komikti. Dayı kusura bakma ama hiç kadın zevkin yok!" dediğinde Jong şaşkınlıkla yeğenine bakmıştı. Henüz okula bile gitmeyen bir çocuğun bu kadar zeki olması çok şaşırtıcıydı. Onu teknolojiden uzak tutmayı düşünmeliyim diye içinden geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFACAN & GÜZEL BAKICI
HumorHikaye yazmaya başladığım ilk yıllarda (12 Ocak 2013) yazılmıştır. Bu yüzden hata varsa şimdiden affola. Okurken amatör bir şekilde yazıldığını aklınızda tutarak yıkıcı değil yapıcı yorumlar yaparsanız sevinirim. İsimler sizin için zor olacağını dü...