Merhaba arkadaşlar. Bu hikaye çok eski bir hikayedir. Bu yüzden oldukça yazım hatası olabilir. Normalde düzenleme yaparak yayınlayacaktım ancak benim düzenleme yapacak zamanım yok maalesef. İleride muhakkak hikayenin düzenlemesini yapıp yayınlayacağım ancak bu zamanda beni mazur görün llütfen. Hali hazırda online üç yeni hikaye yazıyorum. Kişisel bir hayatımda var üstelik. Herkesten anlayış bekliyorum. Hikayenin eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Umarım okurken benim ilk yazdığım zamanlardaki kadar eğlenirsiniz. Seviliyorsunuz. Keyifli okumalar!
***
MinJi de çocukluğunu yalnız geçirmişti. Elinde kalan tek kişi annesi olmasına rağmen onu bir başkası ile paylaşma düşüncesi genç kızı üzüyordu. Hayatta tek kıskançlığı hep annesi için göstermişti.
Hep birlikte içeriye girerlerken Jong gerçekten utanmış bir şekilde adama bakıyordu. Soyung ona gülümseyerek "Bizim yaramaz yine ortalığı karıştırdı anlaşılan?" diye sordu. MinJi dudağını içini dişlerinin arasına sıkıştırırken onun bu hali çok sevimli görünüyordu. Masaya geçtiklerinde ise herkes şaşırmıştı. MinJi tüm marifetlerini göstererek harika bir yemek hazırlamıştı. Babası kızının alnına bir öpücük kondururken "Bunların hepsini kim yiyecek?" diye şaka yapmaktan geri kalmamıştı. Agata ve babası karşılıklı masada otururken MinJi iki erkeğin karşısında oturmak zorunda kalmıştı. Kendisini çok garip hissediyordu.
"Hyun ile konuştum! Geçen gün yaptığın hakkında!" MinJi ağzına attığı lokmayı yutamayınca öksürmeye başlamıştı. Zorlukla yutkunduktan sonra "Önemli bir şey değildi!" diyebildi. Babası bakışlarını genç kıza dikerek "Önemli değil mi? Bu kadar düşüncesiz nasıl davrana bilirsin? Tamam, iyi yetişmiş olabilirsin ama bir bar dolusu adama tek başına saldırmakta neyin nesi?" Jong şaşkınlıkla karşısında ki kadına baktı. "Onlarla tek başına mı dövüştün?" MinJi sanki sorguya çekiliyormuş gibi hissediyordu. Bu kez Agata olaya dahil olarak "Siz neden bahsediyorsunuz?" dedi. Soyung yaşlı kadına bakarak "Senin bu torunun, geçen gün arkadaşları ile bir bara baskın yapmış. Hyun'un dediğine göre onlar kenardan bakarken bizim küçük cadı adamlarla dövüşmüş...!" dediğinde Jong öfkelenmişti.
"Sen yine mi kavga etmeye başladın? Sana kaç kez söyleyeceğim? Bu şekilde davranmanı istemiyorum. Ne zaman çocuk gibi davranmayı keseceksin?" MinJi azarlanmaktan sıkılmış gibi bakışlarını yaşlı kadına dikerek "Ne yapsaydım? Arkadaşımın birinin yerini darmadağın ettiler ve birini de hastanelik yaptılar. Sessiz mi kalsaydım?" dedi. Agata bakışlarını ona dikerek "Sen kimden bahsediyorsun? Kim hastanelik oldu?" dedi. MinJi derin bir iç çekerek ağzının içinden "BongJu'yu bıçaklamışlar!" dedi.
MinJi tam ağzına yeniden lokma koyuyordu ki Agata bağırarak "BongJu'mu? O iyi mi?" dedi. MinJi elindeki kaşığı masaya koyarak derin bir iç çekmişti. Kimsenin beklemediği bir anda sesini yükselterek "Yah... Sizin neyiniz var? Bu yaşıma kadar başımın çaresine baktım. Bir arkadaşımın başı derde girerse ona yardım ederim... Çünkü bunu yapmaya yetecek kadar gücüm var... Ve siz beni bırakın da yemeğimi yiyeyim sabahtan beri iş yapmaktan gerçekten açıkmışım!" diye bağırdı. Daeso ağzı açık bir şekilde ona bakarken Jong ve diğerleri de gözleri büyümüş bir şekilde MinJi'nin soluksuz söylediklerini dinlemek zorunda kalmıştı. Daeso sonunda dayanamayarak "Woah... Bu kadar hızlı konuşan birini daha önce görmemiştim!" Dedi. Onun sözleri masadakileri güldürmüştü.
"Bu yüzden buraya geldim. Hyun seni uyarmış ama bir daha bu tip şeylerde beni aramanı istiyorum." MinJi yerinden kalkarak mutfaktan çıkmıştı. Onun bu davranışı ile herkes arkasından baktı. Genç kız sürekli uyarılmaktan sıkılmıştı. Jong onun arkasından bakarken, Soyung derin bir iç çekerek "Bu konuyu yemekte açmak istememiştim ama dayanamadım. Ona bir şey olmasına izin veremem. Bana annesinden emanet ve benim tek çocuğum. Onu korumak zorundayım!" dedi. MinJi odasına çıkarak kendisini yatağının üzerine atmıştı. Herkes sessizce yemeğine devam ederken masadan başka birinin daha kaybolduğunu kimse fark etmemişti. Daeso onun ardından giderek genç kızın odasına girdi. MinJi başını hafif kaldırarak odaya giren kişiye bakmıştı. Başını tekrar yastığına bırakarak "Şuanda hiç sırası değil küçük sapık!" dedi. Daeso yüzünü asarak yatağa tırmanıp onun yanına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFACAN & GÜZEL BAKICI
HumorHikaye yazmaya başladığım ilk yıllarda (12 Ocak 2013) yazılmıştır. Bu yüzden hata varsa şimdiden affola. Okurken amatör bir şekilde yazıldığını aklınızda tutarak yıkıcı değil yapıcı yorumlar yaparsanız sevinirim. İsimler sizin için zor olacağını dü...