Hava ne kadar da güzeldi bugün. Güneş gök yüzünden parlarken MinJi sabah koşusu için evden ayrılmıştı. Erken ayrılarak diğerleri uyanmadan geri gelmeyi planlıyordu. Birkaç saat koştuktan sonra bedeninin yorgun olması gerekirken genç kız daha da zinde olmuştu. Kollarını yukarıya kaldırarak belini esneten MinJi, eve dönüş yolunda yoldan küçük kurabiyelerden almıştı. Elinde kurabiye paketini sallaya sallaya eve doğru ilerlerken Jong'ta yeni uyanmış mutfakta kahve yapıyordu. Kapıdan gelen tıkırtı ile gerilen genç adam hala MinJi ile yaşamaya alışamamıştı. Daha doğrusu onun sabahları yaptığı koşulara... Koşudan dönüşte terli bir şekilde onu görmekten hoşlanmıyordu. Bu kız sürekli beynini meşgul ediyordu. Onunla film izledikleri geceden bu yana eskisi gibi kendisine yakın davranmıyordu. Önceden de yakın olmasa da şimdi iyice uzaklaşmıştı. Arada selam veriyor sonra da onun bulunduğu ortamdan çıkıyordu.
Jong işten geldiğinde MinJi hiçbir şey söylemeden evden ayrılıyordu. Nerede ise bir hafta olacaktı ki genç kadın ile doğru düzgün konuşmamıştı. Bu durum ikisi içinde çekilmez bir hale gelmişti. MinJi karşısında Jong'u görünce yutkunmadan edememişti. O kalkmadan eve gelmeyi ve üzerini değiştirmeyi düşünüyordu. "Sporda mıydın?" Basit bir soru MinJi'nin kalbini deli gibi attırmıştı. Başını sallayarak "Ben üzerimi değiştirsem iyi olacak!" MinJi ona bakmadan yanından geçerken Jong daha fazla dayanamayarak "Sabah kaçta yola çıkacağız?" diye sordu. MinJi arkasını dönerek genç adama bakmıştı. "Gitmek mi? Nereye?" Jong ona ters bir şekilde bakarak "Bu hafta sonu birlikte Seul'e gideceğimizi sanıyordum, yoksa gitmekten vaz mı geçtin?" MinJi duraksayarak ona bakmıştı. Bunu tamamen aklından çıkarmıştı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Onunla aynı ortamda olmaktan kaçınmaya çalışırken onunla seyahat etmek, iki gün birlikte vakit geçirmek istemiyordu. Artık kendisine güveni kalmamıştı. Bu adam tüm duvarlarını yıkmaya başlamıştı.
"Ben bilmiyorum. Yani bu hafta sonu gitmek zorunda değilim?"
"Neden? Ben geliyorum diye mi? Benden bu kadar rahatsız olduğunu bilmiyordum?" MinJi Jong'un sözleri ile adeta donup kalmıştı. Hayal dünyasında yaşıyormuş gibi sesindeki hayreti saklamadan "Senden rahatsız olmak mı? Bunu da nereden çıkardın?" diye sordu. Jong ona birkaç adım yaklaşarak tam önünde durmuştu. Hafif başını aşağıya eğerek MinJi ile göz göze gelmişti. Genç kız yutkunarak bir adım geri kaçarken Jong ona imalı bir şekilde sırıtarak "İşte... Sana yaklaşmamdan hoşlanmıyorsun, bundan rahatsız oluyorsun. Bunu inkar edemezsin değil mi?" MinJi gözlerini ona dikerek bakmıştı. Bir şey söylemek istemiyordu. Söylerse Jong'un yanlış anlayacağını düşünüyordu. Arkasını dönerek merdivenlere yönelen genç kız odasına giderek banyoya girmişti. Ilık bir duş aldıktan sonra ıslak saçları ile yeniden aşağıya inerek mutfağa geçti. Jong kahvaltı masasında basit bir kahvaltı hazırlayarak bir elinde kahvesi diğerinde gazete sakin bir şekilde kahvaltısını yapıyordu. MinJi ona bakmayarak ocağın üzerine çay koymuştu. Şuanda yeşil çay genç kıza çok iyi gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFACAN & GÜZEL BAKICI
HumorHikaye yazmaya başladığım ilk yıllarda (12 Ocak 2013) yazılmıştır. Bu yüzden hata varsa şimdiden affola. Okurken amatör bir şekilde yazıldığını aklınızda tutarak yıkıcı değil yapıcı yorumlar yaparsanız sevinirim. İsimler sizin için zor olacağını dü...