Zaman ne kadar da çabuk geçiyordu. Yatağından kalkarak dışarıdan odasına süzülen güneşin parlaklığına yüzünü dönmüştü. O sırada dışarıda koşmakta olan genç adamı görünce gülümseyerek onu seyretmeye daldı. Kapısının vurulduğunu bile fark etmezken yanına kadar sokulan küçük afacanın "Dayım çok yakışıklı değil mi?" sorusuna da dalgınlıkla 'Hımm' diye cevap vermişti. Sonra ne olduğunu anlayarak hızla küçük çocuğa dönerken genç kız kendisine muzipçe gülümseyen Daeso ile karşılaşmıştı. "Seni pis düzenbaz... Dalgınlığımla beni kandırdın!" dediğinde Daeso kapıya doğru koşarak "Bunu dayıma söylemem gerek!" diyerek dil çıkarmıştı. MinJi heyecanla onu kovalamaya başlarken "Eğer ağzını açıp tek kelime söylersen seninle asla konuşmam!" diye ona tehditler savuruyordu. Daeso son anda evden dışarıya adımını atarak koşmaya başlamıştı ki MinJi birden "Sen gel buraya!" sözleri ile kendisini sert kolların arasında bulmuştu.
Jong evin kapısının sert bir şekilde açıldığını görünce Daeso'nun yine bir şeyler karıştırdığını anlayarak MinJi'nin onu kovalamasına son vermek için genç kadını yakalamıştı. MinJi çırpınırken Daeso kahkaha atarak ona dil çıkarıyordu. "Sen gel buraya... Seninle işim bitmedi!" MinJi çırpınırken genç adam onu daha sıkı tutuyordu. Koşu yüzünden terliydi ve genç kızı kolları arasında fazla tutmak istemiyordu. "Sakinleş artık. Yine neden bu kadar sinirlendin. İkiniz yüzünden erkenden göçüp gideceğim bu dünyadan!" Jong'un sözleri ile çırpınmayı bırakan genç kız duraksamıştı. Onun ölmesi düşüncesi bile kalbini sıkmaya yetiyordu. "Bunu sakın bir daha söyleme. Sakın bir daha ölebileceğini bile ima etme!" Jong genç kızın sözleri ile kollarını gevşetmişti. MinJi'nin az önce gülen yüzü soluklaşmıştı. Jong kollarını geri çekerek onu kendisine çevirmişti. Avuçlarının arasına yüzünü alarak genç kızı kendisine bakmaya zorladı.
"Bana bak MinJi... Seni ve onu asla bırakmayacağım!" diyerek gülümsemiş ve yeğenini göstermişti. MinJi derince bir soluk alırken "O çocuk çok yaramaz. Sürekli benimle uğraşıyor!" dediğinde Jong kahkaha atmıştı. "Bu kez seni nasıl sinirlendirdi?" MinJi Jong'un sorusu ile alaycı bir şekilde gülümseyerek ondan uzaklaşmıştı. Jong kaşlarını çatarak ona bakarken Minji küçük çocuk gibi salınarak onun yanından uzaklaşmaya başladı. "Ah... Şey... Bu o kadar önemli değil!" derken Jong daha da şüphelenmişti. MinJi onun yanından koşarak kaçmaya çalışırken Jong neden Daeso'yu kovaladığını öğrenmeyi daha çok ister hale gelmişti. O da arkalarından koşarak genç kızı yarı yolda yakalamıştı. "Daeso nereye saklandıysan çık ortaya!" Minji etrafına bakınarak sesleniyordu. Küçük çocuk ise saklandığı yerden kıkırdamaya başladı. MinJi duraksayarak dinlemeye başlamıştı. O sırada Jong da etrafına bakınıyordu. Yeğenini görünce MinJi'ye belli etmeden o tarafa doğru yürümeye başlamıştı. Dayısına yakalanan küçük çocuk gülmeye başlamıştı.
"Söyle bakalım Daeso... Neden seni kovalıyor?" Minji hızla arkasını dönerken Daeso'ya parmağını kaldırarak "Söylersen seninle asla konuşmam!" dediğinde Daeso yüzünü asmıştı. Jong ise kulağına eğilerek "Söylemezsen Minji'yi gönderirim!" dediğinde Daeso korkarak dayısına bakmıştı. Konuşmamak mı, gitmesi mi? Arada kalan çocuk birden "MinJi senin yakışıklı göründüğünü söyledi!" dediğinde MinJi dişlerini sıkarak küçük çocuğu kovalamaya başlamıştı. "Sana söyleme demiştim!" diye onu kovalarken Jong ani gelen itiraf ile şaşkın bir şekilde kalakalmıştı. MinJi sonunda küçük çocuğu yakaladığında onu azarlamak için tam ağzını açmıştı ki kolundan çekilerek Daeso'nun yanından uzaklaştırılmaya başlamıştı. Jong hızlı davranarak genç kızı kolundan tutarak peşi sıra çekmeye başlamıştı. "Hey.. Ne yapıyorsun?" diye sormaya çalışsa da elde ettiği tek şey evin köşesini döndüklerinde çarpık bir gülümseme ile bedenine dolanan kollar olmuştu.
"Demek beni yakışıklı buluyorsun?" Minji genç adamın sorusu ile kolları arasında çırpınmaya başlamıştı. "Hey sakin ol... Bak yanlış... !" MinJi sözlerini Jong'un geri çekilip kendisini öpmesi ile bitirememişti. Kalbi deli gibi çarparken iki aşık genç aralarında ki çekimin ne denli büyük olduğunu bir kez daha anlamıştı. Daeso korku ile dayısının peşinden giderken "Dayı onu göndermeyeceksin değil mi?" sorusu ile geri çekilmişti. Minji dudaklarında ki baskının sona ermesi ile kapattığı gözlerini açarak "Seni adi... Onu beni göndermekle mi tehdit ettin?" diye sorarken Jong'un ayağına tekme atmıştı. Daeso gülerek dayısına bakarken bu kez Jong küçük çocuğun peşine düşmüştü. MinJi onları koşuştururken izlerken gülümsemeden edememişti. en son ne zaman bu kadar eğlendiğini hatırlamayan genç kız kapıya doğru yöneldiğinde bahçedeki kiraz ağacının aşağıya doğru sarkan dalları gözüne ilişmişti. Canı birden aşırı derece kiraz yemek istemişti. Dudaklarını yalarken kendisini izleyen bakışlardan habersizdi. Jong yanına giderek bir kolunu beline dolayıp genç kızın dikkatini dağıtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFACAN & GÜZEL BAKICI
HumorHikaye yazmaya başladığım ilk yıllarda (12 Ocak 2013) yazılmıştır. Bu yüzden hata varsa şimdiden affola. Okurken amatör bir şekilde yazıldığını aklınızda tutarak yıkıcı değil yapıcı yorumlar yaparsanız sevinirim. İsimler sizin için zor olacağını dü...